PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 
12 Yaşında, bedeninde 13 kurşun…

21 Kasım’da Mardin’in Kızıltepe ilçesinde yaşanan hunharca cinayetle ilgili yazmakta geciktik. Olay basına yansıdı ve Kürt sitelerinin çoğunda yer aldı.

Katiller Türk “güvenlik güçleri”, asker ve polis. Kurşun yağmuruna tutulup öldürülenler ise bir baba-oğul.

31 yaşındaki Ahmet Kaymaz şoför, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ise ilkokul öğrencisi.

Evlerinin çıkışında önce kurşun yağmuruna tutuldular, sonra da yakın mesafeden kendilerine ateş edildi. Baba Ahmet Kaymaz’ın vücudundan 8 kurşun, oğlu Uğur’un vücudundan ise 13 kurşun çıkarıldı. Kurşunların çoğu 40-50 santimetre gibi yakın mesafeden atılmıştı…

Basına terörist oldukları açıklandı. Oysa baba İskenderun’a gitmek üzere kamyonuna eşyalarını yüklüyor, oğlu da yardım ediyordu. Vurulduklarında ayaklarında terlikler vardı.

Böyle bir olay demokratik bir ülkede büyük tepki yaratır, kamuoyu sarsılır, hükümet ve muhalefet, savcılıklar harekete geçer değil mi? Ama burada böyle şeyler olmaz. Burası demokratik değil, militarist ve gerçekte faşist bir ülke. Yıllardır böylesine yığınla olay yaşandı. Aydınlar, yazarlar, iş adamları da içinde, binlerce insanımız faili meçhul cinayetlere, yargısız infazlara kurban gitti, binlerce köy yakılıp yıkıldı, insanlar toplu kıyımlara uğradı, toplu mezarlara gömüldü, birşeycikler olmadı.

Failler yine devlet güçleri idi. Hükümetler olan bitenlerden haberdardı; zaten iş onlardan kaynaklanıyordu, balık baştan kokmuştu. Bu nedenle ne “yetkililer” kımıldadılar, ne adliye harekete geçti. Kimseden hesap sorulmadı. Bundan sonra da sorulmaz. Nitekim aradan on gün geçtiği halde hükümetten tıs yok.

Bu ülkede kamuoyu olan biteni kanıksamış…

Daha geçende Kulp yöresinde 11 köylünün toplu cesedi bulundu. Bunlar yıllar önce güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmış, ama bir daha kendilerinden haber alınamamıştı. Onları kimlerin göz altına aldığı, askeri birligin adı, komutanları bir bir açıklandı. Ama ses yok.

Bu ülkede Kürtlerin köylerini yakmak, kendilerine işkence etmek, öldürüp gömmek, kurşuna dizmek güvenlik güçleri için, “Türk ordusu ve polisi” için serbest…

“Terörist” dersin olur biter..

Bu konuda hiçbir hükümet diğerlerinden farklı değil. AKP de kendisinden öncekiler gibi. Tel Afer ve Felluce üzerine, efendileri ABD’ye bile posta atmaya kakışan Eroğan ve Gül hazretlerinin bu konuda sesi çıkmaz ve çıkamaz.. Onların içerde işlenen melanetlere kulakları tıkalı, gözleri kapalı. Bu nedenle hükümeti göreve çağırmak gibi boş bir işle uğraşmaya, abesle iştigale gerek yok…

Bu olay da unutulup gidecek; ama bizlerin yüreklerinin derininde izler bırakarak.  Biz Kürtler, düşmanlığın, zorbalığın, alçaklığın bu derecesini elbet unutamayız, unutmayacağız.

Ülkemiz özgürleşmedikçe, zalimleri, barbarları topraklarımızdan söküp atmadıkça bunun gibi daha nice olayla karşılaşacağımızı bilerek, acımızı bağrımıza gömeceğiz. 

 

  Dengê Kurdistan © 2004