psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 
Kürdistan’da Bir Asimilasyon  Örneği Olarak Millet Mektepleri-1928-1935

Ali Haydar Koç

Ondokuzuncu yüzyılın sonunda Kürtdistan’da, Kürtçe eğitim yapan medreseler üzerinden yazılı yayınlarla, Kürt milliyetçliğinin önemli bir parçası olarak önemsenen Kürt tarihi, kültürü, dili ve edebiyatı,Türkçülüğü yaymaya çalışan İttihatçı kadrolar tarafından 1913’ten sonra alınan önlemlerle, engellenmeye çalışılıyordu. Daha sonraki yıllarda (1919-1923) Osmanlı imparatorluğundan Türkiye cumhuriyetine geçiş sürecinde, Kürt dilini eğitim yoluyla resmi bir seviyeye kavuşturamayan ve yirminci yüzyıla cevap verebilecek okullaşma yönünde çabalar harcamayan dönemin Kürt siyasetçileri, aydınları ve Kürt dil uzmanları, 1925’ten sonra ortaya çıkan Türk-Kürt savaşlarından dolayı da, Osmanlı eğitim sisteminin bir parçası olan Kürt medreselerini de koruyamamışlar idi. Cumhuriyetin kurucu kadroları, İttihatçıların bir devamı olduklarından, daha önce Kürtlere yönelik alınan uygulamalardan/ tecrübelerden yararlanarak, Kürtler arasında, asimilasyona dayanan Türkçülüğü, propaganda okulları ve bu okullarda yapılan eğitim yoluyla geliştirmeye çalışarak,bununla Kürt diline ait bütün yazılı ve sözlü ögeleri de tamamiyle ortadan kaldırma siyaseti izliyordular.Örneğin; Kürdistan’da, Türk eğitim sistemine siyasal zemin sunabilmek için 1913’ten  sonra Türk unsurunun çıkarları gereği kurulan İttihat ve Terraki mekteplerinin bir devamı olarak 1928’de kurulan “millet mektepleri” üzerinden yürütülen Türkçülük ve Türk eğitim sistemi, günümüze kadar değişik biçimlerde genişleyerek,Kürtler arasında bütün siyasal yönleriyle hala geçerliliğini koruyan güçlü olgudur.

Bu yazımda,1928’de yeni Türk alfabesinin ilan edilmesiyle birlikte kurulan ve eğitim anlamında Kürdistan’ın sömürgeleştirilmesine önemli bir siyasal zemin sunan “Millet Mekteplerinin ”Kürtleri ilgilendiren boyutu hakkında bazı bilgiler vermeye çalışacağım.

Türkiye yönetimi tarafından 1 Kasım 1928 tarihinde ilan edilen yeni Türk alfabesi ile birlikte, aynı gün TBMM’de bir konuşma yapan Başbakan İsmet Paşa, “yeni harfleri öğretmek amacı ile hükümetin bütün memlekette Millet Mektepleri adı altında halk eğitimi kurumları açacağını ve vatandaşların işlerini aksatmadan bu harflerle onları okur-yazar duruma getireceklerini..(bkz.Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi,C.5,1 Kasım 1928). Tehcir ve soykırımlarda sağ kalabilen her yaştaki bütün Kürtler,Türkçe yazmak,Türkçe düşünmek ve Türkçe konuşmak zorunda bırakılmışlar idi. Her Kürt bu okullara gitmek zorunda idi. “Millet Mekteplerini” rededen Kürtler ölüm dahil çeşitli cezai tedbirlerle,cezalandırılıyorlardı. Kürtler, Millet mektepleri için uydurma bilgilerle hazırlanan propaganda yayınlarındaki Türk tarihini,kendi tarihleri olarak algılamak ve kendilerini Türk olarak ifade etmek mecburiyetinde bırakılmışlar idi. Askeri birimler ve istihbarat (MAH) kadrolarından oluşturulan “Seyyar Aşiret Muallimleri cemiyeti” aracılığıyle Kürdistan’da “Dün çocuklar

okuyordu, bu gün bütün millet okuyor”sloganıyla geliştirilen Millet Mektepleri, sömürge Kürdistan’da, Türk okullaşmasının ilk örneklerini oluşturmaktadır. Örneğin; MAH’ın 5 Nisan 1928 tarihinde Ankara yönetimine sunduğu bir raporda şunlar dile getirilmektedir:”..Urfa vilayetinde doğru dürüst okul olmadığını,..Maarif hemen hemen Hakkari vilayetinde yok gibidir,denilmekte.,.bölgede okul çağındaki genç ve çocukların okullardan istifade nispetlerinin çok düşük olduğu aktarılmakta.., Buna bağlı olarak İ.İnönü 1935’teki raporunda ise şunları dile getirmektedir;”..Kürtleşmiş ve kolayca Türklüğe dönecek yerleri okutmak, hatta Kürtlere Türkçe öğreterek Türklüğe çekmek için ilk tahsil ve onun iyi hocası çok etkili vasıtadır..”(bkz.H.Pehlivanlı,Cumhuriyetin İlk Yıllarından Günümüze Doğu ve Güneydoğu Anadolunun Meseleleri:Örnek Raporlar Işığında Karşılaştırmalı Bir İnceleme, İsmet Paşa’nın Kürt Raporu 1935).

1927’de Kürdistan’da kurulan “Umum Müfettişlikleri” Millet Mekteplerine dair uygulamaları yerinde inceleyerek, sömürge Kürdistan’daki asimilasyon politikalarına hızlı bir ivme kazandırmaya çalışıyordular. Örneğin;Umum Müfettişlerinden Abidin Özmen ve Tahsin Uzer’in raporlarında şu bilgiler aktarılmaktadır:”Müfettişlik bölgesinde açılacak okulların geniş binalı.., Bu okullarda başta Türkçe konuşmayı sevdirecek kapsamlı bir program ile üç yıllık öğrenim verilecektir… ve ibrahim Tali Bey’de raporunda ise,..şark vilayetleri halkına yapılmakta olan bir çok menfi propagandaların başında kendilerinin cahil bırakılacağı suretinde hükümete karşı ağır ithamlarda bulunmaktadır...”(bkz.Hüseyin Koca,Yakın Tarihi-mizden günümüze hükümetlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Politikaları). Millet  mekteplerinin fazlasıyle önemseyen Türk yönetimi, bu mektepler aracılığıyle Kürdistan’da kalıcı bir idari sistem kurmaya çabalıyordu. Özellikle Umum Müfettişlerinin bu mektepler hakkında hazırladığı raporlarda, ayrıca Millet mekteplerine dair eğitimi kabul etmeyen Kürtlerin kendi dillerini savunmaları,gericilik ve cehalet biçiminde değerlendirilmektedir. Türk yönetiminin millet mektepleri üzerinden başlattığı bu hayali propaganda, Kürdistan’da, Türkçülüğün yüzyıllık stratejisi olarak uygulanmıştı.

Millet mekteplerine gitmek istemeyen Kürtlere karşı uygulanan tedbirlerden biri de Para cezasının yanında, Kürtlerin malvarlıklarına el koymak ve aile fertleriyle birlikte bütün yakın çevresinin işlerini ellerinden alarak, işsiz bırakmak idi. Bu konuda 1931’de yapılan bir kanunda şunlar dile getirilmektedir:”..1931 yılı Mayıs ayından sonra millet mekteplerinden şahadetnamesi (diplomasi) olmayanlara en küçükk bir iş bile verilmeyecektir.”(bkz.Maarif 1928-1935 Millet mektepleri Faaliyeti istatistiği; Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü,  İstanbul, 1935).Yani millet mekteplerini takip etmeyen ve Türkçeyi öğrenemeyen Kürtler, açlık sınırına getirilerek, ölümle  tehdit ediliyorlardı.

Sonuçta, Türk yönetiminin önemli bir siyasal gücü olarak Kürdistan’da eğitim anlamında rol oynayan millet mekteplerinin işlevi 1936’dan sonra halk evleri, halk odaları,köy odaları ve köy enstitüleri vs.tarafından üstlenerek, devam ettirildi. Millet mektepleri ile Türk yönetimi, bu yüzyıllık eğitim stratejisiyle, sömürge Kürdistan’da, Kürtleri asimile etme siyasetine yön vermişti. Aynı siyasi anlayış içinde bulunduğumuz yüzyılda da hala farklı siyasal biçimlerde Kürtler arasında uygulanmaktadır. Buna karşılık Kürt dil bilimcileri, aydınları, siyasetçileri-siyasal cemiyetleri ve Kürt araştırmacıları içinde bulunduğumuz yüzyılda da Kürt eğitimini yakından ilgilendiren okullaşma çabalarından uzak durmaktadırlar.

 
   
Dengê Kurdistan © 2011