PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 
YENİ DÖNEMİN TARİHİ GÖREVİ KÜRT SORUNUNU EŞİTLİK TEMELİNDE ÇÖZMEKTİR

Uzun ve gerilimli bir bekleyişten sonra Türkiye, AB’nden tam üyelik müzakereleri için tarih aldı. 17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel’de toplanan AB devlet ve hükümet başkanları Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini 3 Ekim  2004 tarihinde başlatma kararı aldı. Söz konusu karar, belli koşullarda müzakerelerin askıya alınabileceğini, müzakere sürecinin kesintisiz işlemesi halinde dahi tam üyeliğin 2014 yılından önce gerçekleşmeyeceğini belirtmektedir.

Çerçevesi ve içeriği ne olursa olsun AB liderlerinin Türkiye ile müzakereleri başlatma yönündeki kararı geniş bir yankı uyandırdı.

AB’ye  tam üyelik perspektifi Türkiye toplumunun şimdiye kadar nadir olarak bu denli ezici bir çoğunlukla üzerinde anlaştığı ortak bir beklentiydi. 17 Aralık tarihli AB kararı bu bakımdan Türkiye’ye yeni bir umut ve heyecan getirdi.

Geçmişte olduğu gibi 17 Aralık Brüksel Zirvesi’nde de AB devlet ve hükümet başkanlarının Türkiye yaklaşımında ağır basan demokratik kaygılardan çok siyasi hesaplar oldu. Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’ni tam olarak uygulayıp uygulamadığı ikinci planda tutularak, siyasetten kaybetmeme kaygısıyla Türkiye’yi rahatsız eden yaklaşımlardan uzak duruldu. Bu nedenle 17 Aralık Brüksel Zirvesi’nin Türkiye ile ilgili kararında Kürt sorununa ilişkin açık ve doğrudan ifadelerden kaçınıldı.

Özetle bir kez daha demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi söylemler siyasi çıkarların hatırına geri planda tutuldu.

Böyle davransa bile AB, Kürt sorununun Türkiye bakımından taşıdığı ağırlığın farkında. En başta 20 milyonu aşkın nüfusuyla Kürt halkı temel hak ve özgürlük taleplerini elde etmekte ısrarcıdır. Taşıdığı tutarsızlıklara rağmen Türkiye’ye sunulan tam üyelik için müzakere süreci Türkiye toplumu gibi Kürt halkına da yeni bir umut ve heyecan getirmiştir.

Bundan böyle  inkarcı ve baskıcı politikalar zemin kaybedecek, özgürlük, demokrasi ve eşitlik talepleri daha yakıcılık kazanacaktır. Önümüzdeki dönem, Türkiye’deki militarist, ırkçı, şöven çağdığı yargıların kökünün kazınıp silineceği, bütün farklılık ve zenginlikleri ile Kürtlerin, Türklerin ve diğer halkların kardeşçe, eşitlik temelinde yaşama olanaklarını yakalayabilecekleri bir dönem olacaktır. Yeni dönemin ilk gündem maddesini Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü oluşturacak.

 Hepimizin önünde uzun ve zorlu bir süreç var. Geçmişi yıllara dayalı gerici ve çağdışı zihniyetleri ortadan kaldırmak kolay değil. Bunun için, toplumun bütün kesimlerine olduğu gibi bu sürecin mimarlığına soyunmuş AKP hükümetine de büyük görev ve sorumluluk döşüyor.

Öte yandan son dönem moda deyimiyle ‘hiçbir şey eskisi olmayacak’. AB süreci Türkiye’nin yeni baştan yapılanması için büyük bir güce sahip. Bu sürecin olanaklarını yeni ve özgür bir gelecek kurma mücadelesine yöneltmek bizim elimizde.

HAK-PAR, böyle bir gelecek kurmak için safını çoktan belirlemiş durumda. 18/12/2004

Bayram Bozyel
HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı

 

  Dengê Kurdistan © 2004