psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 
Kemal Burkay: Seçim sonuçları sürprizli değil;
Yeni dönemin acil hedefleri yeni bir anayasa
ve silahların karşılıklı susması olmalı

Arkadaşımız Kemal Burkay, 12 Haziran seçimleri ve yeni dönemin beklentileri, özellikle Kürt sorununun çözümü ve yeni anayasa konusunda Cihan Haber Ajansı’ndan Ramazan Kerpeten’in sorularını cevaplandırdı. Zaman gazetesine ve çeşitli yayın organlarına yansıyan açıklamayı okuyucularımıza sunuyoruz. Dengê Kurdistan.

Seçim dönemi, liderlerin kullandığı üslup nedeniyle sıkıntı vericiydi, ama seçimlerin olaysız geçmesi sevindirici bir durum. Seçim sonuçlarında ise kanımca bir sürpriz yok. AK Parti’nin yüzde 50’ye yakın oy alması, CHP’nin oylarının artması, BDP’nin gösterdiği bağımsızların bu kez daha fazla sayıda seçimleri kazanması bekleniyordu. MHP’nin baraj altında kalmaması da bence olumludur; bu partinin keskin bir milliyetçilik yapmaktan öte bir porjesi olmasa ve her türlü değişim ve demokratikleşmenin önüne dikilen kararlı bir statükocu olsa da, baraj altında kalması tabanını radikalleştirebilirdi, bu da gerilim isteyen kesimlerin ekmeğine yağ sürerdi.

Seçimlerde başarı gösteren iki parti, pek çok kişinin de ifade ettiği gibi AK Parti ve BDP’dir.

Seçmen hükümete yeniden güven oyu verdi ve bu güven son seçimlerde daha da yükseldi. Öte yandan, eylemsiz durumdaki PKK gerillalarına yönelik operasyonlar ve KCK’ya yönelik süregelen tutuklamalar Kürt bölgesinde, bir bütün halinde ve yaygın olmasa da, kitlelerin BDP’nin gösterdiği bağımsız adaylar çevresinde kenetlenmesine yol açtı ve böylece BDP’nin desteklediği seçimi kazanan bağımsız aday sayısı, geçen seçime göre yarıdan fazla artarak 36’ya ulaştı. Oyunu yüzde beş kadar arttıran Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’de başarısız sayılamaz. Eğer partideki tutucu kesimin etkisiyle Ergenekoncuları listesine almasaydı, daha inandırıcı olabilir ve oyunu daha yüksek oranda arttırabilirdi.

Yüzde 10 baraji nedeniyle bu seçimler de ciddi biçimde kusurludur

Öte yandan % 10 barajı nedeniyle bu seçimler de demokratik açıdan ciddi biçimde kusurludur. Yüksek baraj pek çok seçmenin desteklediği küçük partilere yönelmesini engellemiş ve böylece parlamentoda küçük partilerin yer almasını, yani meclisin yeterince çoğulcu ve renkli olmasını engellemiştir. Hiç bir demokratik ülkede olmayan böylesine yüksek bir baraj bir an önce kaldırılmalıdır. En adil olanı ise kanımca nisbi temsil sistemidir. % 1  oy alan bir parti de, ki bu yarım milyona yakın bir oy demektir, parlamentoya bu oranda milletvekili sokabilmelidir.

Erdoğan’ın Balkon Konuşması umut verdi

Seçim sonuçları önümüzdeki döneme nasıl yansıyacak? Dileğim AK Parti’nin yeni dönemde reformcu tutumunu sürdürmesidir. Üçüncü kez bu denli büyük bir başarıdan sonra AK Parti’ye düşen ülkenin en büyük sorunu olan Kürt sorununu çözmek ve demokratikleşme yolunda ülkenin önündeki engel ve pürüzleri temizlemektir. İsterse, halktan aldığı destekle bunu yapabilir; ülkenin gerek duyduğu, cesaretli, tarihi adımları atabilir.

Seçim döneminde Başbakan Erdoğan’ın kullandığı dil ve üslup zaman zaman sertti, milliyetçilikte MHP ile yarış biçiminde idi. Ama Balkon konuşması olumluydu, kaygıları bir ölçüde giderdi ve umut verdi. Başbakan Yardımcısı Arınç’ın seçim sonrası The Guardian gazetesinde yayınlanan makalesi de bu bakımdan umut verici idi. Sayın Arınç, yeni anayasa değişikliği ve atılacak öteki adımlarla dört dörtlük çağdaş bir demokrasi için AK Parti adına söz veriyordu.

Kürt sorununun eşitlikçi çözümü için köklü adımlar atılmalı

Kanımca yapılması gereken acil işlerden biri yeni ve tümüyle demokratik bir anayasa, diğeri ise silahları karşılıklı susturmak için gerekenleri yapmaktır. Bu, palyatif, bir ileri iki geri adımlarla başarılamaz. Kürt sorununun eşitlikçi çözümüne yönelik köklü adımlar ve bir genel af gerekli.  AB ile bütünleşme için reform süreci de canlandırılmalı, hızlandırılmalıdır. Ancak böylesine cesur ve köklü adımlar ülkeyi barışa ve çağdaş anlamda bir demokrasiye ulaştıracaktır.

AK Parti, söz konusu seçim başarısına rağmen bir başına anayasayı değiştirecek orana ulaşmadı. Ama bu aynı zamanda Parlamentodaki öteki partilerle, en başta da CHP ve BDP ile uzlaşmayı zorunlu kılıyor ve bu gereklidir; hiçbir parti sayıca gücü yetse de tek başına bu büyük sorunun altından kalkamaz. Çözüm ve demokratikleşme için toplumsal bir uzlaşma gerekli.

“Yeni CHP” için sınav

Kanımca Kılıçdaroğlu liderliğindeki “Yeni CHP”, henüz bu nitelemeyi hak edecek kadar yenilenmiş olmasa da, uzlaşma için eskiye oranla umut verdi. Demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konularında sınırlı da olsa, önem taşıyan vaatlerde bulundu. Değişim ve demokrasi güçleri bu eğilimi teşvik etmeli. Bu CHP için de bir sınav olarcak: Ya tutucu kesimin engellerini aşıp gerçekten yenilenecek, değişim ve çözüm sürecine destek verecek, ya da zaman onu daha da küçültüp tarih sahnesinin dışına itecek.

BDP rüştünü kanıtlamalı

Bu sınav, BDP için de söz konusu. Tek başına seçimlerde başarı göstermek yetmiyor; hatta bu, Kürtlerin temsilcisi olmaya da yetmiyor.  Asıl önem taşıyan bu kişilerin parlamentoda ve genel olarak ülkenin politik yaşamında nasıl bir etki gösterecekleridir. Bu kesimin geçen dönemde de parlamentoda grubu vardı. Ama hem Kürt sorununun çözümüne, hem genel olarak ülkenin demokratikleşmesine yönelik verimli bir çalışma yaptıkları, bu yönde kamuoyu oluşturdukları söylenemez. Örneğin Ergenekon davasına gereken desteği vermediler. 12 Eylül anayasa değişikliği referandumunda da tutumları olumlu değildi. Kürt açılımı sürecindeki provokatif ve köstekleyici eylemlere karşı da tavır almadılar. Hele hele çözüm için hep İmralı’yı muhatap gösterdiler. Bugüne kadar ki tutumları umut verici olmasa da, umarım yeni dönemde bu çıkmazı aşar, rüştlerini kanıtlarlar.

17 Haziran 2011

 
   
Dengê Kurdistan © 2011