psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 
AÇIKLAMA

Deniz Karakaş

Değerli Dostlar,

Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi Komitesi ve Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu-FDG "Dersim 37/38 Sözlü Tarih Projesi Hakkında Kamuoyuna Zorunlu Bir Açıklama"  başlıklı yazı ile ilgili bir açıklama yapacaktır.
 
Fakat hem Taner Akçam’ın açıklamasından sonra Dersimliler‘de ve Kamuoyu’nda nasıl bir etki bıraktığını görmekten üzüntü duyduğumu belirtmek için ve de Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi Komitesi’nin Nisan ayında kaleme aldığı bir yazıyı sizinle paylaşmak için bu yazıyı yazmak gerekliliğini gördüm.
 
Bu açıklamayı birilerinin avukatlığını yapmak ya da birilerini aklamak için yazılmış bir yazı değil. KİŞİLERE değil tamamıyla Proje’ye yapılan haksızlık nedeni ile kaleme alıyorum. Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi’nin çalışanı olmaktan çok bu Proje’ye ikrar vermiş, Dersimli biri olarak yapmak istiyorum. Komite Üyeleri’nden onay almadan bu yazıyı kaleme almış bulunmaktayım ve tüm sorumluluklarına da katlanacağımıda belirtmek isterim.
Şükrü Hocam, Cemal abim; içimden geçenleri ve yaşadıklarımı yazmak istedim, affınıza sığınarak…
 
Çünkü artık tam anlamıyla ‚rezilliğin danıskası‘ olarak adlandıracağımız bir durumda bulunmaktayız. Sağır Sultan, Kaf  Dağı’nda ki kuşlar, her kim Fizan’da yaşıyorsa şuan Dersim Halkı’nın kendi Proje’lerini nasıl sabote ettiklerine şahit oluyor! Ben bu durumdan dolayı utanç duymaktayım. Keşke bu bir rüya olsa ve bu korkulu rüyadan uyanabilsem. Bu konu hakkında yazı yazmak, görüş belirtmek bile benim için şuan zulmdür…
 
İlk başta Dersim 38 Tanıklarından ve bu Proje’ye emek harcamış insanlardan yaşanan bu olumsuzluklardan dolayı şahsım adına özür dilemek istiyorum. Dersim’lilerle çalışıp yıpranmamı istemeyen ailemden de bu tarz olumsuz olaylarda ismimi görüp üzülecekleri için beni af etmelerini istiyorum. Yaşar Kaya ‚Deniz; Emin misin istediğine? Dersim Davası ateşten gömlek.‘ demişti. Ben de bu ateşten gömleği Proje’nin önemsediğim için Dersimlilerden korkmama rağmen giyindim ve yanmaya hazırım! Yanacaksak bari anlamlı bir şey için olsun istedim! Yakanlardan hiç olmadığım için yanan olmayı göze aldım. Bu hayatta en değerli varlığım olan kızım ve ailem haricinde kaybedecek en değerli varlığım ismimdir onu da iyi niyetimden dolayı lekelenmesine hazırım çünkü doğru olduğuna inandığım şeyleri yaptım. Biz nasıl Dersim 38Tertelesini unutmadıysak bu Proje’ye yönelik belirli kesimlerinde ekmeğine yağ süren sabote eylemlerini, yaşanan tarihi ayıbı gelecek nesillerde unutmayacak!
 
Şaşırtıcı olan (aslında hiçde şaşırtıcı değil!) şimdiye kadar Proje’nin başladığına ve çalışmalarına dair, Proje ile dayanışma amacı ile düzenlenen ya da göçüp giden tanıklarla ilgili tek bir haber yapmayan bu haber siteleri ve ya kişiler Taner Akçam’ın açıklamasından sonra ‚Dersim Projesi yolsuzluk ve hırsızlık nedeniyle durduruldu.‘ başlıkları atarak bu yalan haberi yaymakta hiç zaman kaybetmediler ve jet hızıyla bu asılsız haberleri yaydılar.
 
Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi Komitesi Nisan ayında Dicle Akar’ın Dersim’li belirli şahıslara ve kurumlara yolladığı maillerden dolayı bu kurum ve kişileri bilgilendirmek amacıyla aşağıdaki açıklamayı yollamıştır.
Dicle Akar kamuoyu ile bu iddaları paylaşmadan önce şahsıma bu konuyu iletmiştir. Ben tam da bu son günlerde yaşanan olumsuzlukları ön görerek bu Proje’ye emek vermiş, maddi ve manevi destek vermiş ve önemlisi hala hayatta olan Dersim 38 Tanıklarında yaratacağı olumsuz etkiyi düşünerekten kendisine bu durumu Komite içersinde halletmelerini eğer halledemiyorlarsa şimdiye kadar Projeye destek vermiş kurum ve kişileri davet ederek bir toplantı yapmalarını ve onlarında desteği ile bu konuda usulsüzlük yapan her kim ise o kişiden de hesapların açık ve net sorulmasını önerdim ve rica ettim. Aynı düşüncelerimi, üzüntümü, kaygılarımı Proje’nin Komite Üyelerine’de yazılı olarak bildirdim. Bunun üzerine Dicle Akar’dan bir reaksiyon almadım. Muhtemelen ortada kanıtlanmamış iddalarına ortak olmadığım için.
 
Nisan ayında Komite’ye katıldıktan sonra kurum ve kişilere yollanan bu açıklamanın ise aynı yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı Dicle Akar’ın mail yolladığı kurum ve kişilerle sınırlı kalmasını ve gerekirse gelecekte yine bir açıklama yapılmasını önerdim. Komite üyeleride bu öneriyi makul bulunca aşağıdaki açıklamayı daha öncede belirttiğim gibi sadece belirli kurum ve kişilerle paylaştık. Hırsızlıkla suçlanan Yaşar Kaya incelenmesi için elinde bulunan dosyayı Muhasebeciye iletmesine rağmen Dersim 38 Förderverein’da hem Sayman olan hemde banka hesabında ikinci imza hakkına sahip olan  Dicle Akar bu gün görevlendirilen Muhasebeci'den  aldığım son bilgiye göre hala elindeki fatura ve belgeleri iletmemiştir.
 
Proje ile ilgili yeniliklerde kamuoyu ile paylaşmama sebebimiz ise; ilkinin aksine daha az teorik bilgilerin olduğu,  içinde daha çok Dersim 38 Tanıkları’na dair bilgilerin olmasını arzuladığımız broşürü hazırlama aşamasında olduğumuzdan ve bunu aceleye getirmek istememizden. Ben şimdiye kadar Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesinin Komitesi içersinde olmamama rağmen bir çok insan gibi bu Proje’ye destek olmaya çalıştım.
Şimdiye kadar Proje Komitesi Üyeleri’nin yanında ismimin yazılı olması ya da herhangi bir broşürde ismimin olması önemli olmadı, olmayacakta! Bu Proje’de çalışan ve bu Proje’ye destek veren her şahıs için bu Proje’nin en son Dersim 1937-38 Tanıkları’na ulaşılına kadar devam etmesi, Projenin verimli bir şekilde sonuçlandırılması, Arşiv Dokumentasyon Merkezi’nin kurulması, Türkiye’de ve Uluslararası alanda Kamuoyu bulması ve hukuki yollarının aranması asıl olandır.
Proje’de yaşanan olumsuzluklar tabii ki üzücüdür ama görüldüğü gibide Proje kaldığı yerden devam etmektedir. Bu Proje Dicle Akar ve Taner Akçam’ın istemine ya da X kişilerin istem ve arzularına göre sonuçlandıracak bir Proje değildir. Hayati önem taşıyan ve zamanla yarıştığımız bir Projedir.
 
Bu Proje bize dedelerimizden, ninelerimizden, atalarımızdan miras kalmış bir Proje’dir. Ben ya da X kişiler olmasada devam etmesi gereken bir Proje’dir. Birilerin şahsi çekişmelerini, egolarını tatmin etme Proje’si değildir.
Aynı şekilde idda edildiği gibi Yaşar Kaya ya da FDG’yi finanse eden bir Proje’de değildir. Aksine onların maddi ve manevi destekleri ile ayakta kalan bir Projedir! Bazılarının bu Proje‘yi akademik kariyer olarak kullanma isteminin aksine bazıları için ise ikrar verdikleri için hayata geçirdikleri ve sürdürdükleri bir Proje‘dir! Daha hayatında Dersim’e gitmemiş, Dersim acısını yüreğinde hissetmemiş, Dersim adına daha bir taş üzerine taş koymamış insanların şimdi ne kadar rahat bir şekilde Dersim kelimesini ağzına aldıklarını görünce hayretler içine düşüyorum.
 
Dersim nedense bir çok kesim ve kişi için önem taşımaya başladı. Aslında bu durum beni sevindirmesi gerekirken maalesef asıl amaçlarının Dersim ve Dersim Halkına emek harcamak olmadığını bilmek insanı kahrediyor. 
Seyit Rıza eğer bugün yaşamış olsaydı "Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu.Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun!" sözünü sadece onu asan katillere değil; sözde Dersim davasını adına çalışma yapan, tarihsel ve toplumsal gerçeklerden uzak olan ve kendi egolarını, çıkarlarını tatmin etmeye çalışan insanlar içinde söylerdi.Elmanın kurdu kendi içinde!
 
Salı günü FDG tarafından organize edilen Berlin Eyalet Parlementosu'nda yapılan Dersim Tertelesi konulu bir Konferans için şu an Berlin’de bulunmaktayım. Dün Konferans’dan çıkar çıkmaz Dersim 38 Tertelesini yaşamış  bir tanık ile görüşme yaptık. Bu gün yine bir Tanıkla görüşme yaptık ve bu yazıyı sizinle paylaştıktan hemen sonra yine önemli bir Tanık ile yapılacak görüşmede asistanlık görevini büyük bir gurur ile yapacağım! Proje iddaların aksine aynı hızıyla devam etmektedir. Cemal Taş hiç durmadan Türkiye’de ki görüşmeleri yapmaktadır.
 
Eğer biz bu Proje‘yi durdurmuş olsaydık o tarihten bu yana kadar 40’ın üzerinde toplamında 170’i aşkın yaptığımız görüşmeleri yapamazdık!
 
Hiç bir kişi, kurum bizi bu Proje’yi sabote edemiyecek ve nihayetinde biz projeyi kendi imkanlarımızla, sağ duyulu Dersimlilerin desteğiyle  sonlandıracağız! Ne zengin para babalarımız var ne de bize paralar saçan başkaları! Biz Dersimlilerin desteğiyle ayaktayız!
 
Kuşkusuz hatalarımız ve eksiklerimiz olmuştur ama  hiç biri şu an kamuoyuna lanse edilenler değildir. Kollektif  çalışmada ya da dialogda hatalarımız olmuştur. En büyük hatamız ise yukarıda belirttiğim noktalardan kaynaklı hassas davranıp ‚Dersim Projesi yolsuzluk ve hırsızlık nedeniyle durduruldu.‘ yazısını yazanlara bu hakkı tanımış olmamız ve daha önce kamuoyunu bilgilendirmemiş oluşumuzdur!
 
Meyve veren ağaç taşlanır! Bu gibi durumlarda en etkili yöntem ya birini mahreminden ya da maddi konulardan vurmaktır. Şimdi Dersimlilerin geçmeleri gereken bir sınavı ve bir sırat köprüsü var! Sizde bu ateşten gömleği giyip yanmak mı ister istersiniz yoksa ateşe vermek mi istersiniz?
 
Ne diyor Hz.İsa  „Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın! ...
 
Dostça saygı ve selamlarımla.
Deniz Karakaş
18 Mayıs 2011 

“DERSİM 1937-38 SÖZLÜ TARİH PROJESİ”
Projenin hangi aşamasındayız, amacımız, sorunlarımız, çözümlerimiz nedir?
 
Son dönemlerde Dersim 1937-38 Sözlü Tarih proje komitesinin bazı üyelerine yönelik yaygınlaştırılan spekülasyonlar nedeniyle komite olarak gelinen aşama ve yaşanılan sorunlar hakkında ilgili kamuoyunu doğru biçimde bilgilendirme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
 
Dersim 1937-38 Sözlü Tarih çalışması, uzun bir hazırlık sürecinden sonra Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonunun 2009 yılı Ağustos ayında fiilen hayata geçirdiği çok önemli bir projedir. Bu projeyle, 38 tertelesinin son tanıklarının belleklerine başvurulması ve buradan elde edilecek bilgi ve verilerin tarihimizin en acılı döneminin tanıklıkları olarak kaydedilmesi amaçlanmıştır. FDG, bu projeyi FDG’li olmayan akademisyen ve/veya araştırmacılarla birlikte, ortak bir çalışma olarak örgütlemiştir.
 
Proje faaliyetleri kapsamında ilki 18-20 Aralık 2009’da Berlin’de ikincisi 26-28 Mart’ta 2010’da Rüdesheim’de (Almanya) üçüncüsü de 2010 yılı Temmuz ayında Dersim’de olmak üzere üç workshop yapılmış; projede görev alacak arkadaşların, sözlü tarih tekniği üzerine eğitimi tamamlanmıştır. Projenin merkezi alanlarından biri olan Dersim’de bir ofis kiralanmış; burada hem sözlü tarih görüşmeleri yapılmış hem de kayıtların deşifrasyonuna çalışılmıştır. Fakat bu ofisin en önemli işlevi 38 tertelesiyle ilgili çevrelerin ve tanıkların kendiliğinden uğrak yeri haline gelmiş olmasıdır.
 
Proje kapsamında Türkiye’de ve Avrupa’nın değişik ülkelerinde toplam 250 Dersim 38 tanığı ile görüşme yapılması hedeflenmiş; bunlardan yaklaşık 140’ı tamamlanmıştır. İçeriği ve teması gereği birkaç farklı aşamada tamamlanabilir nitelikte olması sebebiyle proje komitesi 2011 yılı sonuna kadar 250 mülakatı kayıt altına alarak projenin birinci aşamasını tamamlamayı amaçlamaktadır.
 
Her bakımdan toplumsal tarihimiz için çok önemli bir ihtiyaca karşılık gelen Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi, FDG başta olmak üzere bütünüyle Dersimli kurum ve kişilerin sağladığı bağış ve katkılarla sürdürülmüştür. Bu çapta büyük bir projenin tümüyle yerel dayanışma ağları üzerinden sürdürülebilmesi projenin toplumumuz tarafından ne kadar anlamlı ve değerli bir çalışma olarak algılandığına da işaret etmektedir.
 
Çalışmanın yoğunluğu, uzun süreli ve karmaşık niteliği, proje komitesinin yapısı üzerinde etkili olmuş; başlangıçta komitede yer alan arkadaşların bir bölümü süreç içinde devam edemeyeceklerini belirtmişlerdir. Bu şekilde komiteden ayrılanlar olduğu gibi yeni katılanlar da olmuştur. Proje komitesinden ayrılan arkadaşlara, projeye katkıları dolayısıyla içtenlikle teşekkür ederiz. Komite, her aşamada yeni katılımlarla projenin sürdürülebilirliğini sağlamıştır.
 
Son dönemde komite içinden projenin hesaplarına ve özellikle Yaşar Kaya’nın proje bütçesini keyfi harcadığı yönündeki eleştiri ve iddialar kamuoyuna da yansıtılmış; proje üzerinde ciddi spekülasyon ortamı yaratılmıştır. Proje genel koordinatörü Dicle Akar’ın, FDG adına proje komitesinde görev yapan Yaşar Kaya’ya yönelik iddiaları üzerine oluşan bu olumsuz ortamda proje genel koordinatörü Dicle Akar ve akademik koordinatör Taner Akçam kendi adlarına projeyi durdurduklarını ilan etmişlerdir.
 
Ancak proje doğal olarak iki üyenin çekilmesiyle durmamış; FDG’nin hayati hassasiyet göstererek örgütlediği bir ciddi etkinlik olarak komitenin diğer üyeleri tarafından sürdürülmüş ve bu süre içerisinde 30 dolayında sözlü tarih görüşmesi yapılmıştır. Proje Komitesinin üyeleri bir yandan projenin devam etmesini sağlarken diğer yandan ortaya atılan iddialarla ilgili olarak 13 Mart 2011 tarihinde Köln’de iddia sahibinin, muhatabın ve ilgili kurum temsilcilerinin de bulunduğu yüzyüze bir toplantı gerçekleştirmişlerdir. 
Bu toplantıda öncelikle Yaşar Kaya’nın yolsuzluk yapmadığına ilişkin ortak fikir oluşmuş; iddia ve eleştiri sahibi Dicle Akar’da proje paralarının kişisel çıkarlar için kullanıldığı yönünde bir iddiası olmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla temel eleştiri noktası olarak proje gelirlerinin çekilmesinde ve kullanılmasında FDG ve Proje Komitesi sınırlarının karışmış olduğu iddiası ileri sürülmüştür. Bu nedenle toplantıda hesapların usulüne uygun ve bağımsız bir muhasebeci tarafından görülmesi gerektiği yönünde fikir birliği oluşmuş ve isminde uzlaşma sağlanan muhasebeci Mehmet Doğan’a dosyaların teslim edilmesi kararlaştırılmıştır. Yaşar Kaya, sözkonusu toplantıda hesaplarını ve bunların faturalarını sunmuş ve katılımcılar tarafından sorulan sorulara açıklık getirmiştir. Ayrıca hesaplarını e-mail ortamında toplantıda bulunamayan komite üyelerine de göndermiştir. Buna karşılık hesaplardan sorumlu projenin Genel Koordinatörü Dicle Akar, hesap görme yöntemine itirazını gerekçe göstererek kendi hesabını vermeden toplantıdan ayrılmıştır.
 
Proje Komitesi bu süreçte ileri sürülen iddialar üzerine polemik yapmak yerine çalışmalarını sürdürme tutumunu benimsemiş; 18 Mart 2011 Pazar günü yeni bir toplantı yaparak gelinen noktadaki ihtiyaçlar dolayısıyla komitenin yeniden biçimlendirilmesine karar vermiş ve önümüzdeki dönemi planlamıştır.
 
Fakat Dicle Akar, aynı iddiaları ısrarla tekrarlamış; 26 Mart 2011 tarihinde son derece sert ifadelerle “keyfi ve usulsüz tutum ve harcamaları” nedeniyle Yaşar Kaya’yı ve diğer ilgilileri mahkemeye vermekle tehdit etmiştir. Bunu takip eden günlerde Taner Akçam’da benzer açıklamalar yapmış; mahkeme ve cezaevi olasılığından sözetmiştir.
Gerçekte tüm komite üyelerinin tanıklık ettiği gibi Yaşar Kaya, bu projede en fazla zaman ve emek harcayan kişidir. Dolayısıyla bu tartışmanın Yaşar Kaya üzerinden yapılması ve ısrarla devam ettirilmesinin iyi niyetle bağdaşmadığı açıktır. Ayrıca bu ısrarcı tutum şaşırtıcı ve düşündürücüdür.
 
Proje komitesi olarak bizler iki hususun altını çizme ihtiyacı duymaktayız:
Birincisi, kolektif bütün çalışmalarda olduğu gibi Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesinde de komite üyelerinin eksikliklerinden, hatalarından, yanlışlıklarından sözetmek mümkündür. Bütün üyeler olarak hepimiz bu projede hem çalışmakta hem de öğrenmekteyiz. Hatalarımız ya da yanlışlıklarımız yolsuzluk ya da projeyi bilinçli sabote etme amacını taşımıyorsa, her şey komite içinde tartışılabilir ve aşılabilir. Projenin, bu türden ayrıntılara feda edilmesi çok ağır bir vebal olur. Proje komitesinin bütün üyeleri haklı ve meşru bir yerden Dersim tarihinin tartışılmasına ilişkin bir gönüllü görev gerçekleştiriyorlar. Bunun için mahkemelerde de mahkemeler dışında da meşruyetini savunacaklardır.
 
İkincisi, Yaşar Kaya’nın bu proje süresince proje koordinatörü ve diğer üyelere karşı zamanında bilgi verme ve ortak karar alma konusunda yeterince hassas davranmadığı doğru olsa da (ki kendisi bu yöndeki eleştirileri kabul etmiştir) bu projeye en fazla emek ve zaman ayıran kişi olduğu da doğrudur. Dolayısıyla Yaşar Kaya eleştirilebilir fakat mahkum edilme çabası akla da, vicdana da uygun değildir.
 
Komite olarak anlayışımız şudur: Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi, bu projede yer alan, katkı sunan her bir arkadaşın iyi niyetiyle ve ilerletici çabasıyla devam edecektir. İyi niyetli olmayan ve provakatif tutumlar zaten bu ortam içinde deşifre olacaktır. Komite, toplumsal tarihimizin çok önemli bir parçası olan Dersim 1937-38 projesini tamamlayacaktır. Görevi bu projenin bitmesiyle bitecek ve çalışma başka bir aşamaya evrilecektir. Bu bağlamda akademik ve uygulamaya yönelik daha sistematik bir çalışma yapılması öngörülmektedir.
 
Projenin ilk aşamasında 38 tanıklarıyla sözlü tarih görüşmelerin tamamlanması; ikinci aşamada ise elde edilen ürünlerin uluslararası düzeyde araştırmacılara sunulabilecek hale getirilmesi hedeflenmektedir. Bunları takiben Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonunu biri Dersim’de biri de Almanya’da olmak üzere iki Arşiv ve Dökümantasyon Merkezinin kurulmasını amaçlamaktadır.
 
Tarihimizde bu çapta bir ilk olan bu proje tüm Dersim’lilerindir. Bu nedenle Dersimli her birey ve kurumu bu sürece katkıda bulunmaya çağırıyoruz. Son dönemlerde projeye yönelik olarak artan ilginin bizi daha fazla umutlandırdığını da belirtmek isteriz. Söylemeye gerek yok ki bu projeye en küçük katkı bile bu tarihe not düşecek kadar değerlidir.
 
Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Proje Komitesi
Nisan 2011
 
 
Yaşar Kaya: Proje Genel Koordinatörü
Şükrü Aslan: Proje Akademik Danışmanı
Filiz Aktaş: Diplomatik ve Halkla İlişkiler sorumlusu
Cemsi Balk: Projenin Mali İşler Sorumlusu
Cemal Taş: Sözlü Tarihçi, Sözlü Tarih Çalışmaları Türkiye Sorumlusu
Deniz Karakaş: Basın ve Tanıtım

 
   
Dengê Kurdistan © 2011