PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

BASIN AÇIKLAMASI

DEVLET ZİRVESİ'NDE, GİZLİ GÜNDEM,
IRAK'TA KÜRT OLUŞUMUNU ENGELLEMEK KARARI CUMHURBAŞKANI'NI DA İKNA ETTİ

Dün Çankaya Köşkü'nde, "Devlet Zirvesi" gerçekleşti. Zirvede, askerin
Irak'a gönderilip gönderilmemesi görüşüldü ve devlet kararı" oluşturuldu.

Devlet Zirvesi'nden çıkan karar, "Türkiye'nin ulusal çıkarları"
çerçevesinde hareket edileceği şeklinde çerçevelendirildi. Karar açılarak
okunduğu zaman, Türkiye'nin, aylardır, yıllardır Kürt sorunu merkezli Irak
ve bölge için ileri sürdüğü; son zamanlarda, taktik icabı ya da ulusal
çıkarlar ve ABD ile bozulan ilişkilerin yeniden düzenlenmesi için
vazgeçtiği sanılan, kırmızı çizgiler olduğu görülecektir. Bunlar da:
"Irak'ta istikrarın yeniden sağlanması, toprak bütünlüğünün ve siyasi
birliğinin korunması ve Irak'ın terörist unsurlardan arındırılması..." dır.

Devlet Zirvesi'nden "ulusal çıkarlar" olarak belirlenen konularla ilgili
bugüne dek Cumhurbaşkanı'nın, Genel Kurmay Başkanı'nın, Hükümet
yetkililerinin, derin devlete bağlı siyasi ve diplomatik uzmanların, basın
mensuplarının ve stratejisyenlerin yorum ve görüşleri incelendiği zaman;
asıl amacın, Irak'ta Kürt oluşumunun ve Irak'ın federal demokratik çok
partili yapılandırılmanın engellemek olduğu gün gibi açıktır.

Devlet Zirvesi'nde gizli gündemin, karar çerçevesini belirlediği
görülmektedir. Cumhurbaşkanı'nın, ABD, İngiltere ve koalisyonunun Irak'a
müdahalesi öncesi ve sonrasında ısrarlı olduğu uluslararası hukuk
meşruiyeti tavrından vazgeçerek ikna olması da, bunun en büyük
göstergelerinden biridir.

Her zaman parti yetkililerimizin ve parti organlarımızın açıkladığı gibi,
devlet iktidarı, bu politikalarıyla, Türkiye'de yaşayan farklı dil ve
kültürlerdeki ulusal/etnik toplulukların çıkarlarını temsil etmiyor: Hatta
Türk ulusal çıkarını da temsil etmiyor ve korumuyor. Bu politikalar,
Türkiye'nin en azından 1/3 nüfusunu teşkil eden Kürtlerin tepkisini ve
güvensizliğini kazanıyor. En önemlisi de Türkiye'nin, merkezi, temel ve
hayati sorunu olan Kürt sorununu çözme konusunda niyetli ve bu alanda AB
Uyum Yasaları ile atılan adımlar konusunda da samimi olmadığını gösteriyor;
tehlikelisi de, Kürt sorunundaki askeri çözümü Irak'a da taşımak istiyor,
olmasıdır.

Devlet olarak bu yaklaşıma sahip olunduğu zaman, Irak'ta Kürtlere ve
Türkmenlere nasıl eşit bir yaklaşım içinde olunur, sorunların çözümüne
katkıda bulunabilir? Irak'ta Kürtler nasıl Türk askerine güven duyabilir,
kucak açabilir ve sıcak yaklaşım gösterebilir?

Her zaman belirttiğimiz gibi, Türkiye olarak bu yanlış politikalardan
vazgeçilmelidir. Türkiye ve bölgemizde, Filistin sorunundan daha kapsamlı,
sayısal olarak büyük, üstelik de dört devletin sınırları içinde (Irak,
Türkiye, Iran ve Suriye) çözümlenmesi gereken Kürt sorununun olduğu
unutulmadan siyasetler oluşturulmalıdır.

İbrahim GÜÇLÜ
Genel Başkan Yrd.

 13 Ağustos 2003

  Dengê Kurdistan © 2003