PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

BASIN AÇIKLAMASI

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Özgürlük İçin Mücadele Eden Bütün Kadın ve Erkeklere Kutlu Olsun

Yüzyıla yakın bir zamandır ki 8 Mart tarihi her yıl bütün dünyada Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. Bu tarih, 1975 yılında Birleşmiş Milletler örgütü tarafından da Kadınlar Günü olarak benimsendi. Aradan geçen bunca zamana rağmen kadınların toplumsal eşitlik ve özgürlük için verdikleri mücadele dünyamızın baş gündemi olmaya devam ediyor.

Kadın özgürlük hareketi, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. Kadın sorunu ise insanlığın özgürleşme mücadelesinin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor.

Kadın sorunu dünyamızda baskı ve sömürüye dayalı sistemlerin bir ürünü olarak doğdu ve bu durum bu gün hala devam ediyor. Sömürü ve baskıya dayalı sistemlerin kadınlara dönük yüzü hep daha katmerli ve vahşi oldu. Kadınlar benzer toplumsal koşullarda yaşayan erkek akrabalarından daha fazla sömürüldü ve baskıya uğradı. Bu nedenle de, kadınların erkeklerle eşit roller almadığı bir toplumsal yaşamda adalet, özgürlük ve eşitlikten söz edilemez.

Dünyamızda hala kadınlar ezici bir oranda şiddete maruz kalıyorsa, kadınlar fuhuşa zorlanıyor, cinayetlere kurban oluyorsa; böyle bir dünyada adil bir düzenden söz edilemez.

Dünyamızda kadınlar çoğunlukla uzun sürelerle ve düşük ücretle çalıştırılıyor, sağlık ve sosyal güvenlik koşullarından yoksun bırakılıyor, savaşlarda cinsel taciz ve tecavüzlerin baş hedefi oluyorsa; bu dünyanın hakça ve insani olduğu iddia edilemez.

Bunun içindir ki, 2002 yılında yürürlüğe giren Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kuruluş tüzüğünde; tecavüz, cinsel kölelik, zorla fahişelik, zorla hamile bırakma, zorla kısırlaştırma ve cinsel şiddet gibi doğrudan kadınları ve kız çocukları hedef alan suçlar, savaş suçu ve insanlığa karşı işlenmiş suç olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye’de kadın sorunu ise mevcut çarpık ve otoriter  düzenin derin izlerini taşımaktadır. Yasaların çoğunda cinsiyetçi anlayış hakim. Son TCK tasarısı bile bundan nasiplenmiş durumda. Namus cinayetleri son tasarıda bile hoş görülüyor. Kadınlar hala ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutuluyor.

Kürt kadınlarının yaşadığı sorunlar ise, diğer cinslerine göre daha trajik boyutlardadır. Silahlı çatışma dönemlerinde, jandarma ve komando baskınlarında, Köy Korucularının sürek avlarında en çok baskı ve tacize uğrayanlar Kürt kadınları oldu.

Bu çarpıklık okuma yazma oranında da geçerli. Kürt kadınlarının okuma yazma oranları Türkiye’deki diğer kadınlardan oldukça düşüktür. Bunda eğitimin başka bir dilde ve asimilasyona dönük oluşu büyük bir etkendir. Bugün Kürt dili ile sınırsız yayın ve eğitim talebi en başta Kürt kadınlarının talebi durumundadır. Başka bir dille konuşma ve yazmaya zorlanan Kürt kadınlarının maruz kaldıkları bu haksız ve hukuk dışı uygulama hiç kuşkusuz bütün Kürt çocuklarını ve toplumu yaralamaktadır.

Türkiye’de hem yasal hem de uygulama düzeyinde kadınlar aleyhine oluşmuş ayırımcı anlayışlara karşı mücadele etmek sadece kadınların değil, bütün demokrasi ve ilerici güçlerin görevidir. Kadınların kurtuluşu için ülke düzeyinde demokrasinin bütün kural ve kurumlarıyla yerleşmesi, özgürlük bilincinin güçlenmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle kadınlara karşı olan uygulamalara karşı çıkmak, genel olarak özgürlük ve demokrasi için mücadele etmeyi gerektirir. Toplumun bir yarısı baskı altında iken diğer yarısının özgür olması mümkün değil.

Partimiz, 8 Mart Dünya Kadınlar günü vesilesiyle bütün kadın ve erkekleri, sömürü ve otoriter sisteme karşı demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir gelecek için birbirlerine omuz vermeye ve mücadeleye çağırır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü bütün kadın ve erkeklere kutlu olsun.

Bayram Bozyel
HAK-PAR Genel Başkan Yrd.

 

  Dengê Kurdistan © 2004