PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

BASIN AÇIKLAMASI


DIŞİŞLERİ BAKANI VE GENELKURMAY'IN KÜRTLER HAKKINDAKİ
AÇIKLAMALARI ENDİŞE VERİCİ VE ÇATIŞMALARI DAVET
EDİCİDİR..


Genelkurmay, 13.10.2003 günü Irak'a asker gönderilmesiyle ilgili basın toplantısı yaptı. Basın toplantısında kamuoyunu ilgili konu hakkında bilgilendirdi. Bilgilendirme de ve sorulan sorulara verilen cevaplarda, en dikkat çekici açıklama, Irak'taki Kürtlerle ilgili açılamaydı. Bu açıklama: "Kürt gruplarının saldırısına şiddetle cevap verileceği ve bu konuda Kürtlerin düşünmesi gerektiğini" içeriyordu. Bu açıklamayı yapan Genelkurmay yetkilisinin psikolojik davranışı, Kürtlere karşı bir savaş ilanını dışa vuruyordu.

Askerin Irak'a gönderilmesinin şartlara bağlı olduğu, daha bir karar oluşturulmadığı belirtilmesine rağmen, bu erken açıklamayı anlamak olanaklı değildir. Askerin gönderilmesinin ABD ve Irak Geçici Yönetim Konseyi ile sağlanacak mutabakattan geçeceği ortada iken, neden bir çatışma daveti yapılmaktadır. Mutabakat olmadan gidilmeyeceğine göre, bu ne telaştır. Ayrıca, Türk
askerinin Irak'a gitmesine karşı olanlar sadece Kürtler değildir. Araplar (sunniler, şiiler), Suryaniler ve hatta Türkmenlerdir. Bu iradedir ki, Irak Geçici Yönetim Konseyi, sorunla ilgili ortak bir karşı tavır/düşünceye sahiptir. IKÖ Toplantısında da Arap devletleri, tüm Islam ve Bölge Devletleri temsilcileri Türk askerlerinin Irak'a gönderilmesinin doğru olmadığını açıkladılar.

Durum böyle olunca, Genelkurmay'ın açıklamasından açığa çıkan gerçek, Irak ve bölge halklarının karşı iradesine rağmen, askerin Irak'a yollanacağıdır. Bunu anlamak zor değil. Fakat askerin gidişi sırasında, tüm Irak halkları ve temsili yönetim kurumları karşı
olmasına rağmen, Kürtlerin saldıracağı, bir önyargı, sahip olunan gizli gündemin dışavurumudur. Endişe verici ve savaş kışkırtıcılığıdır.

Dışişleri Bakanı Abdullah GÜL'ün, "Saddam, Kürtleri birlikte yok edelim diye öneri getirdi,.biz kabul etmedik" açıklaması da Türkiye yöneticilerinin ve özel kuvvetlerinin, Kürt sorunu hakkındaki gizli gündeme sahip olduğunu açıklamaktadır.

Görünen o ki, Saddam'ın bu somut önerisi hakkında Birleşmiş Milletlerin ve AB'nin yetkili kurullarının bilgilendirilmemesi; en önemlisi de Saddam'ın gitmemesi konusunda hükümet olarak gösterilen çabalar, Kürtlere karşı iyi niyetin beslenmediğini gösteriyor. Günümüzde de, Irak halkları ve temsili kurumları istememesine rağmen, Irak'ta federal demokratik yapılanmayı Kürtlerden dolayı engellemek, Kürtlerin özgürlük alanlarını; haklar, coğrafya, idare ve federe statü açısından sınırlandırmak için asker göndermekteki ısrar, iyi niyetliliğin bir göstergesi değildir.

Genelkurmay ve Dışişleri Bakanı'nın bu açıklamaları, devletçi/merkezci güçlerin, uzmanların ve basın mensuplarının Irak'taki Kürtler hakkındaki açıklamaları endişe verici ve tehlikelidir. Bu tutuma son verilmelidir. Yoksa bu yanlış tutum, Türkiye, Irak
ve bölgede dengelerin şiddetle bozulması sonuçlarını doğurur. Bunun sorumluluğunu bugünkü hükümetin kaldırması olanaklı olamaz.

Parti olarak tüm Türkiye halklarını, demokrasi güçlerini duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bu konuda duyarlılık gösteren güçlere de başarılarımızı iletiyoruz.

Ankara, 14. 10. 2003

Ibrahim GÜÇLÜ
Genel Bşk. Yrd.

 

  Dengê Kurdistan © 2003