PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı Fehmi Demir:
"HAK-PAR, Kürtlerin ulusal hak ve özgürlükleri tanınıncaya kadar mücadelesine devam edecek" (*)

Türkiye Avrupa Birliği’ne tam üye olmak için müzakerelerin başlatılmasını istiyor.

Tüm göstergeler AB’nin kendi kriterlerini esnettiğini gösteriyor; Sayın Werheugen’in Türkiye’yi ziyareti sonrasında verdiği mesajlar bunun ipuçlarını taşıyordu.

Türkiye’yi yönetenler, Türkiye’de yapılan küçük olumlu değişiklikleri çok büyük devrimler gibi göstererek, Türkiye ve Avrupa kamuoyunu sürekli yanıltmaya çalışmaktadır. Oysa Türkiye’nin temel sorunu olan ve 80 yıldır çözülemeyen ve diğer sorunların kangrenleşmesine neden olan Kürt sorununun çözümü noktasında ne yazık ki, elle tutulur bir adım atılmış değildir.

Bir kez daha görüldü ki; AB, Türkiye’nin büyük bir pazar olmasını, coğrafik özellikleri ve bölgemizdeki konumunu, Türkiye’deki insan hakları veya Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinden daha çok önemsiyor. Bu nedenle Kopenhag Kriterleri’nin gerçekleştirilmesi yerine bu doğrultuda ki eğilimi esas alıyor. Ne yazık ki, devletler arasındaki ilişkilerde asıl olan çıkarlardır.

Biz HAK-PAR olarak; Türkiye’de yaşayan 20 milyon Kürdün temel hak ve özgürlüklerinin es geçilmesinin AB’nin de Türkiye’nin de yararına olmadığını, Kürtlerin kendi haklarından vaz geçmediklerini, yeni bir Lozan’ın istikrarsızlığa neden olacağını belirtmek istedik.Türkiye Avrupa birliği üyesi olduğunda AB’nin doğu sınırları Kürt coğrafyasını kesecektir. Kürt sorununun halledilmemesi halinde bu sınırlar tam bir istikrarsızlık kapısı olacaktır. Brüksel Yürüyüşümüz bu görüşlerimize dikkat çekmek için gerçekleştirildi.

Biz, HAK-PAR olarak, bütün bir yıl boyunca birçok yerde eylem ve etkinlikler gerçekleştirdik ve bu yılı da AB sürecinde Kürt taleplerini seslendirmek için “eylem yılı” olarak ilan ettik.

AB, bu yüzyılda gerçekleşen en önemli projedir, dolayısıyla Türkiye’nin AB ile ilişkileri, biz Kürtlerin de geleceğini etkilemektedir.

Bu anlayış ve hassasiyetle hazırladığımız, temel hak ve istemlerimizi içeren raporu, AB’nin Türkiye’deki yetkili çevrelerine, sivil toplum örgütlerine, temsilcilerine ve basına ulaştırıp kamuoyuna sunduk. Diyarbakır’dan Brüksel’e olan yürüyüşü başarıyla tamamladık.

Yürüyüş boyunca Kürt kamuoyu üzerinde bıraktığımız ilgi oldukça iyiydi. Ancak, Türk kamuoyunca gereken ilginin gösterilmemesi basınının partimize uyguladığı ambargonun göstergesiydi. HAK-PAR’ın dillendirdiği haklı Kürt taleplerinin kamuoyuna yansımasını istemeyen kimi güçler hala etkili. Basının ve kimi sivil toplum örgütlerinin ‘ilgisizliğinin’ nedeninin bu olduğunu düşünüyorum.

Biz HAK-PAR olarak, Kürtlerin temel hak ve özgürlükleri tanınıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Dünyadaki her halk gibi Ortadoğu’da 40 milyon, Türkiye’de 20 milyon nüfusa sahip Kürt halkının da özgür olması ve kendi kaderini tayin etmesi hakkıdır

*Bu yazı www.demanu.com.tr internet sitesinden alınmıştır.

 

  Dengê Kurdistan © 2004