psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 
İstanbul'dan 'ana dile' ve 'başörtüsüne' özgürlük talepleri yükseldi...

[Sesonline] İSTANBUL- 'Üniversitede Özgürlük İnisiyatifi'nin çağrısıyla bugün İstanbul'da yapılan "Anadilde eğitim, başörtüsüne özgürlük" yürüyüşünde, yüksek öğrenim kurumlarının kapılarının yoksullara, başörtülü kadınlara ve anadilde eğitime açılması talep edildi.

Üniversitede Özgürlük İstiyoruz İnisiyatifi adına yapılan iki dilli açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"Bugün burda üniversitelerde uygulanan yasaklara karşı toplandık. Yıllardır üniversitelerimiz egemenlerin baskısı altında. '80 askeri darbesinin ürünü YÖK, üniversitelerin özerk-demokratik yapısını ortadan kaldırarak, üniversiteleri ve üniversitelileri egemenlerin kölesi hâline getirmiştir. Bugün hâlâ YÖK'ün varlığı ve yasakları devam ediyor. Elleri başörtülerimizde, gözleri renklerimizde, kulakları hangi dilde konuştuğumuzda dikkat kesilmiş, bizi izliyorlar. Uygulanan bu yasaklar bizleri özgürce yaşamaktan alıkoyuyor.

Başörtülü bir doktor, sadece ama sadece başörtülü olduğu için çalıştığı hastanede işten atılıyor. Aşağılanan, dışlanan, işten atılan, 28 Şubat'ta onbinlercesi fişlenen; özgürlükleri, iş hayatları, kamusal alanda görünür olma hakları ellerinden alınan başörtülü kadınlar nefret nesnesi olarak değerlendirilirken, endişe ettiğiniz nedir?
Aslında, ortada endişe yok!

Ortada kocaman bir nefret, kocaman bir yalan var! Üniversitelerde başörtüsü hakkı yasal güvence altına alınmasın diye kopartılan bir yaygarayla karşı karşıyayız. Mecliste başörtülü bir kadının yer almasını engellemek için çıkartılan bir gürültüyle karşı karşıyayız!
Görmek istemiyorlar, duymak istemiyorlar, bilmek istemiyorlar. Başörtüsü takan kadınların yok olmasını, ya da herkesin başörtülü kadınlar yokmuş gibi davranmasını istiyorlar. Kinleri sınıfsal; yoksullardan, yoksul görünümlülerden nefret ediyorlar. Kemalist devletin on yıllardır süren kini hâlen devam ediyor.

Bizler, üniversitelerde özgürlük isteyenler, başörtüsü takan ya da takmayan ama birlikte mücadele eden öğrenciler, başörtüsü takan arkadaşlarımızın hakları güvence altına alınıncaya, okula girme hakları, okul yöneticilerinin iki dudağı arasından çıkacak "evet" veya "hayır"lara bağlı olmaktan kurtuluncaya, başı açık öğrenciler gibi okul kapılarından gönülleri istediği gibi girinceye kadar mücadele edeceğiz.

Bugün bir başka talebimizi daha dillendirmek için bu meydandayız. Anadilde eğitim hakkını savunmak, "Kürtler Kürtçe konuşur" demek, sivil itaatsizlik yaparak haklarını arayan Kürt hareketine dayanışma mesajlarımızı iletmek için de yürüyoruz.

Bu devlet, bu hükümet, Kürt halkının yakasından elini, artık, çek-sin!

Bu devletin mahkemeleri, bu hükümetin başbakanı, meclis başkanı, "Tek dil, tek devlet, tek millet" diyerek, tekleştirmekten vazgeçsin!

Kadim bir dil olan Kürtçe'yi, "bilinmeyen bir dil" olarak nitelemekten uzak dursun!

Bütün partiler, faaliyetlerini yapabiliyor, görüşlerini yayabiliyor, ama Kürtlerin partileri kapatılıyor, milletvekillikleri düşürülüyor.

Seçilmiş belediye başkanları ve BDP üyeleri, KCK davasında yargılanıyor. Halk iradesiyle seçilmiş, faaliyetlerinde demokratik haklarını kullanan, üzerlerinden bir tek çakı dahi çıkmamış BDP'liler, sırf düşüncelerinden dolayı yargılanıyorlar. Üstelik yargılamaların sürdüğü mahkeme, tutuklu BDP'lilerin anadilde savunma talebini, Kürtçe'nin bilinmeyen bir dil olduğunu söyleyerek reddediyor.

Sonra, yine, Kürt halkından sabır göstermesi bekleniyor. Anadil, bir sabır konusu değildir!
Ana dil, ana haktır!
 
Anadil ve anadilde eğitim talebi başta olmak üzere, barış ve demokratik çözüm için ortaya koyulan talepler bizim de taleplerimizdir. Demokratik çözüm çadırlarında bizler de nöbet tutmaya devam edeceğiz.

Bizleri öğrenci değil 'müşteri' yerine koyan okullar var olduğu sürece, yürürlükte olan cinsiyetçi eğitim sistemi değişmediği sürece mücadelemiz devam edecek.

Mücadelemiz, eylemlerimiz, şenliklerimiz, Kürt halkı haklarını kazanıncaya kadar sürecek.
Başörtüsü takan kadınlar özgürlüğünü kazanıncaya kadar,
Zorunlu din dersleri kaldırılıncaya kadar,
Okullarda polis terörü son buluncaya kadar,
Parasız eğitim bir hak, doğal bir hak olarak tanınıncaya kadar, Kürt halkının hakları, Kürt halkına teslim edilinceye kadar, Anadilde eğitim hakkı kazanılıncaya kadar sürecek.."

FOTOĞRAF: Gökçe Değirmen (Foto Sentez)

 
   
Dengê Kurdistan © 2011