psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 

Dejavu

Kejé Bémal

Balık hafızalı toplum olmanın bedelini bizim kadar ağır ödeyen bir toplum var mıdır?

Eski bir deyiş vardır’’tilkinin hep aynı şekilde tavuğu yakalaması, tilkinin kurnazlığı mıdır? Tavuğun aptallığı mı? (Çakal bu hikayenin neresinde diye soran arkadaşlara,bunun başka bir yazının konusu olduğunu bildirir.Gözlerinden öperim!)

Sahi neden geçmiş olaylardan ders çıkaramayan ve her seferinde aynı acıları kötü bir dejavu gibi tekrar tekrar yaşamak zorunda kalan bir halkız?

Neden hafızamız diri değil?

Özellikle yaşadığımız acılar konusunda…

Bazen düşünüyorum, acaba çok yoğun acılara, akıl almaz ve sabır taşını bile çatlatan ıstıraplara maruz kalmamızın travmatik etkisi midir bu hızlı unutma semptomu, yoksa tersine bu hızlı unutma alışkanlığımız yüzündenimidir yaşadığımız travmalar?

Üzerimizde dünya halklarının çok azında rastlanabilecek, psikolojik, sosyolojik, fiziksel ve toplumsal şiddet periyodik uygulanmasına rağmen bir tarafımız hızlıca bu olayları göz ardı edip, hafızamızın en kör noktasına atmaya neden bu kadar meyilli?

Yoksa nihayet üzerimizde ve benliğimizde uygulanan bilinçli yok edici politikanın ulaştığı başarılardan biri mi?

     Unutmak bir süre için mutlaka rahatlık sağlar. Olayın etkisini hafifletir.

Gel gör ki, ikinci aynı olaya maruz kaldığımızda görmezlikten gelip, unutmaya çalıştığımız olay, ertelenmesi sebebiyle olması gerekenden çok daha fazla yaralar bizi.

   Kendi özelimden, ailemden ve bazı arkadaşlarımdan bilirim üzücü bir olay yaşadığımızda uyumayı tercih edenlerdeniz. Sanki uyuyunca yaşadığımız olay geçecek, canımız daha az yanacak, uyanınca hiçbir şey kalmayacak gibi etkisi hafifleyene  kadar uyumak…Sadece uyumak…Bir tür ruhsal tamirat! Ne hazin bir yanılgı değil mi? Bence de:)

     Yaşanan tüm bu acılar ve toplumsal travmalardan sonra, sanki Kürt halkının acilen bu acının uyuşturup durmaksızın uyku veren ruh halinden sıyrılması ve hiç olmadığı kadar uyanık kalması, acılarını göz önünde tutup asla unutmaması,dün ve bu gün kendilerine uygulanan bilinçli,acımasız ve sistematik  yok etme politikası biçimlerinin yarına ulaşmaması için toplumsal hafızasını sürekli diri tutması gerekiyor.

     Geçmişimize dönüp baktığımızda üzerimizde uygulanan baskı ve şiddet politikasının dün neydiyse bu gün aynı biçim, tutum ve arsız kararlılıkla devam ettiğini göreceksiniz.

Adamlar bizim hafızasız bir toplum olduğumuzu çoktan çözmüş olsalar gerek ki, yeni biçim ve taktiklere ihtiyaç bile duymuyorlar…

   Ortadoğu halkı olmamızın karakteristik özelliği midir nedir, her ortaya çıkan dehşet, vahşet ve rezalete kısa bir süre en üst perdeden reaksiyon verdikten bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi bir köşeye çekilip, (başımıza gelecek, üstelik tarihimizin sayfalarını karıştırdığımızda mutlak bir yerlerde bir kez yada birkaç kez yaşamış ve yaşayacak olduğumuz) olayları beklemeye koyuluyoruz.

      Bizi bu fütursuz dejavudan, bu arzsız kısırdöngüden kurtaracak tek şeyin unutmamak ve unutturmamak olduğuna inanıyorum.Bu yüzden hafızamızı açık ve diri tutalım! Acılarımızı görmezlikten gelmek yerine, tüm varlığıyla kabul edip bir daha bunun yaşanmaması için tüm gücümüzle biriktirdiğimiz hafızamızı bilgi ve belgelerle gelecek kuşaklara aktaralım!

Yeniden acılar, sürgünler, katliamlar, ölümler, zulümler yaşmamak için öncelikle diri bir hafızaya ihtiyacımız var.

Temeli bu yönde alırsak geri kalan taşların kısa sürede yerine oturacağına inanıyorum.

      Açıkçası yıllardır kendi kollarından başka sarılacak hiçbir dalı olmayan bir halkın çocuğu olarak, yaşanan tüm acıların her seferinde aynı biçimiyle önümüze konulmasından ben fazlasıyla sıkıldım!

Aynı tepkilerin, aynı şekilde, aynı ağızlardan, aynı sözcüklerle verilmesi canıma yetti!

Gözümüzün içine baka baka söylenen yalanlardan, her seferinde nasıl olsa bir süre bağırır sonrada unuturlar gibi fütursuz ve ahlaksız yaklaşımlardan, yaşanan tüm haksızlıkların bir süre sonra insanlık tarihinin en tozlu ve küf kokulu raflarda umarsızca beklemesinden nefret ettim!

   Şimdi bence tam da şimdi! Hepiniz elinize bir kağıt kalem alın. Ve bir köşesine tarihi not alıp Kürdistan’da şahit olduğunuz insanlık dışı olayları listeleyin! Hiç bir şeye yaramazsa çocuğunuza ülkesi ve halkının yaşadıkları hakkında bilgi, gelecekte bu tür durumları yaşarsa şayet, daha rahat yorumlayabileceği bir belge olur!

Durmayın!

Kağıda yazın, suya yazın, toprağa yazın, Dengbej geleneğinden gelen bir halk olarak notalara yazın!

Ama mutlaka yazın!

Unutmayın!

Unutturmayın!

Belleği olmayan bir halkın, geçmişi ve geleceği yoktur!

 
   
Dengê Kurdistan © 2011