PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

“Kürtler kollektif çalışma anlayışına
ve lobi çalışmalarına ağırlık vermeli”

KOMKAR’ın ‘Türkiye’de Uyum Yasaları ve Kürtler’ konulu konferanslarından biri de  11 Ocak tarihinde Almanya’nın Köln şehrinde Av. Celal Vural tarafından verildi. İki bölüm halinde sunulan konferansa ilgi oldukça fazlaydı. Av. Vural’ın uyum yasalarının hukkusal boyutu hakkında ayrıntılı bilgi vermesi, sonra ikinci bölmde ise karşılıklı soru ve cevap şeklinde sürdü.

Konferansta Av. Vural şu konulara değindi: Söz konusu değişikliklerin AB sürecine girmeye çalışan Türkiye’nin yaptıklarının göz boyamaktan ve gerçek yaşamdan uzak olduğunun altını çizerken; Kürtlerin, Uyum Yasalarındaki değişiklikleri  özellikle Kopenhag Kriterlerini üç boyutta ele alması gerektiğinin, kriterlerin siyasal boyutunun, uygulama ve hukkuksal boyutunun bulunduğunu ve neler içeriyor onu iyi anlaması gerektiğinin önemini vurguladı ve söz konusu uyum yasalarındaki değişiklikleri ayrıntılı, maddeler halinde sundu.

 “Avrupa İnsan Hakları mahkemesinin hukuk , ceza ve idari davalarda verdiği mahkümiyet  ( Türk Devletini mahküm ettiği) kararları doğrultusunda, mağdur olanlara yargılanmanın yeniden yapılmasını taleb etme hakkı tanınmakta ve  bu talebin AİHM’nin kesinleşmiş kararından sonra bir yıl içinde yapılması gerekmektedir.

 Radyo ve Televizyonların Dili Hakkında Yönetmelik  Tarih 18. 12. 2002, Sayı 24967 Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde yayın yapılabilecektir. Bu yayınlar özellikle ülkenin bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetinin temel niteliklerine ve tabi ki Atatürk ilke ve inkilaplarına aykırı olamayacaktır. Bu dil ve lehçelerin öğretilmesine yönelik yayın yapılamıyacaktır.Yayın süresi günde Radyolarda 45 dakikayı, haftada toplam dört saati TV’lerde de günde 30 dakikayı, haftada toplam iki saati aşmayacaktır. Programlar TV’lerde içerik ve süre açısından bire bir olmak kaydı ile Türkçe alt yazı ile, radyo yayınlarında ise programın yayınını mütakiben Türkçe tercümesi verilmek suretiyle yayınlanacaktır. Ayrıca, kamu ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir.  

Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkında Yönetmelik. Tarih 20.09.2002, Sayı 24882

Yönetmeliğin amaci; Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesine ilişkin 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları kanununa göre açılabilecek özel kursların açılış, işleyiş ve denetim esaslarını düzenlemektir.

Eğitim ve öğretim kurumlarında, Türk vatandaşlarına Türkçeden başka hiçbir dil, ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.  Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerine tâbi olmak üzere özel kurslar açılabilir; bu kurslarda ve diğer dil kurslarında aynı maksatla dil dersleri oluşturulabilir. Bu kurslar ve derslerde, Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel niteliklerine, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı öğretim yapılamaz. Kursların açılması iznini Milli Eğitim Bakanlığı verecektir “ deniliyor.  dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü, düzenelen ve değişiklik paketi olarak sunulan maddelerin günlük yaşama baktığımızda pek de gerçekçi olmadığını; uyum paketleriyle yapılan değişikliklerde görüldüğü üzere, sürekli öne sürülen Türkiye Cumhuriyet’in temel ilkelerine -üniter devlet- anlayışına ters düşmemesi ilkesine dayandığını; Bunun da demokratik ve çağdaş bir anlayıla pekişmediğinin, Türkiye’nin AB sürecine katılması için yerine getirmesi gereken ödevler arasında, imzalanması gereken sözleşmelerde mevcut, ancak bunların kaçını yerine getiriyor, diye düşünülerbilinir. Elbetteki bunlar gerçekleri örtmek için atılan adımlardır. Ancak bu olanlara karşı, Kürtlerin yapması gerekenlerin de oldukça fazladır. Özellikle Kürtlerin lobi çalışmalarına ağırlık vermesi, kollektif çalışma anlayışını genişletilmesi ve legal çalışmaya daha fazla ağırlık verilmesinin önemine değinirken, şu ana kadar taleplerimizi illegal alanlarda dillendirdik. Ancak artık bundan vazgeçilmeli ve legal zemin zorlanmalıdır dedikten sonra ve şu önerilerde bulundu.

İllegaller de dahil tüm Kürt partileri, kendi programlarını iki dilde hazırlamalı, tüm açıklama ve etkinliklerimizde istemlerimizde ülke, kültür ve ulus olarak farklılığımızı işlememiz gerekiyor, burada örgütlü kurumlara parti ve derneklere büyük görevler düştüğünün altını ayrıca çizdi.

Bir kez şu düşünceden artık uzak kalmamız lazım. ‘Aman yasalarda kısıtlayıcı ve engeleyyici cezayi müeyde uygulayan yönler var. Biz bunları yapmayalım’ düşüncesinden vazgeçmek gerekiyor. Bu düşünce yönteminin doğru olmadığının aksine kendi kimliğimizi ortaya çıkarmamız, temel istemlerimize kavuşmasak da atılıcak adımlarını önünü açacağının söyledi. 

Şu ana kadar ülkede yaşanan savaş nedeniyle kendimizi ifade etmekte zorlanıyorduk.  Türkiyedeki siyasi partiler ve anayasada önemli engeller var. Ancak biz bunları kollektif ve örgütlü bir çalışma ve anlayışla zorlamalıyız. Ve hakklılığımızı Avrupa’ya da taşımalıyız. Ülkemizde onca ihlal ve baskılar yaşandı ancak, bu baskı ve haksızlıkların Avrupa'ya ve AHİM’e yeterince taşındığını söylemek mümkün değildir Söz konusu değişikliklerin Kürtlerin ihtiyaçlarına cevap vermediği her fırsatta dillendirilmelidir. Konferanslar, bildirilerle Avrupa ve AB ülkelerine mektuplarla Kürtlerin haklılığı anlatılmalıdır dedi.

 

  Dengê Kurdistan © 2004