psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER İLE SAĞLANMIŞ 
ANA DİLDE EĞİTİM HAKKI VE  İKİ DİLLİ YAŞAM -1-

Latif Epözdemir

Kürtlere ve temel haklarına  karşı inkar politikası, Türkiye’yi yalnız kendi içinde değil uluslararası hukuka karşı  da sürekli ters düşürüyor. Türk devleti Kürt halkına karşı izlediği politikasıyla Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi hükümlerinin yanı sıra, Roma Sözleşmesinin, Avrupa Konseyinin, Helsinki Nihai Senedinin ve taraf olduğu tüm öteki sözleşmelerin kendisine verdiği sorumluluk ve yükümlülükleri de yerine getirmiyor, uluslararası hukuku sürekli olarak ağır biçimde çiğniyor.

Dil haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeleri anımsadığımızda Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı özellikle önem arz etmektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen “Bölgesel ve Azınlık Dilleri Avrupa Şartı” 1992’de imzaya açılmıştır.Beş bölümden oluşan  söz konusu bu sözleşmenin, özellikle üçüncü bölümü, bölgesel veya azınlık dillerinin toplumsal yaşamda kullanımını arttırmak için önlemler alınmasını şart koşmaktadır.

Bu sözleşme uyarınca ana dilin Eğitimde, Adli ve İdari işlerde, Ekonomik ve Sosyal yaşamda, Sınır Ötesi İlişkilerde uygulanması şartı öngörülmektedir.. 

ANA DİLİNİN KULLANIMINA İLİŞKİN DİĞER ULUSLARARASI BELGELER

Birleşmiş Milletler Teşkilatı , Unesco, Agik ve Avrupa Konseyi çerçevesinde kaleme alınan uluslararası belgelerdeki ana dilinin kullanımı ve ana dilinde eğitimle ilgili kararları içeren sözleşme ve bildirgeler:

1- 26.06.1945 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi,

2- İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi,

3- Uluslar Arası Ekonomik,Sosyal ve Kültürel Haklar Paktı,

4- Uluslar Arası  Medeni ve Siyasal Haklar Paktı

5- Ulusal ya da Etnik, Dinsel ve Dil Azınlıklarına Üye Kişilerin Hakları Konusunda Birleşmiş Milletler Teşkilatı Bildirgesi

6- Eğitim Ayrımcılığına Karşı Unesco Genel Sözleşmesi

7- XVI. Unesco Genel Konferansında Kabul Edilen Bildirge

8- Agik Çerçevesinde Kültürel Haklar

9- Ulusal Azınlıkların Korunması Hakkında Çerçeve Sözleşme (Avrupa Konseyi)

BAZI DÜNYA ÜLKELERİNDEN EMSAL UYGULAMALAR


İSVİÇRE

İsviçre’de dil eğitimi dil gruplarının kanton idare sistemine göre yapılmaktadır. Her kantonda halkın konuştuğu dil eğitim dili olarak uygulanmakta, diğer dillerde öğretilmektedir. Böylece bir devletin içinde birden fazla dil hem eğitim dili, hem de resmi dil olarak kullanılmaktadır.

BELÇİKA

Belçika toplumu Flamanca konuşan Flaman ve Fransızca konuşan Valon olmak üzere iki büyük topluluğa dayanıyor. Ayrıca az sayıda Alman bu ülkede bulunmaktadır.

Belçika anayasası farklı ulus ve azınlıkların varlığını onlar arasındaki farklılığı reddetmiyor. Tersine, onları adlandırıyor. Nitekim bu farklılıklardan ötürü anayasa ve diğer yasalarda ulus ve azınlık terimi yerine bölge, topluluk, dil grubu, dil bölgesi terimleri kullanılmaktadır.

HOLLANDA

Bu ülkede iki yerli halk yaşamaktadır. Hollandalılar ve ülkenin kuzeyinde yaşayan Frezenler. Eğitim Hollanda ve Frezen dilinde yapılmaktadır. Ayrıca, Frezenler Hollanda dilini de yabancı dil olarak öğrenmektedir.

İSPANYA

1980 yılına kadar İspanya’da eğitim dili sadece İspanyolca idi. Bu durum hem İspanyol halkının hem de kuzeyinde yaşayan Bask halkını rahatsız etmek idi. 1982 yılında İspanya parlamentosu bir karar olarak ülkeyi yeni bir idari sisteme göre bölgelere ayırdı. Buna göre, yeni bir anayasa ve yeni bir eğitim politikası belirlendi. Bu sistem içersinde Bask bölgesi ayrı bir bölge oldu. Bask dili de bölgenin resmi ve eğitim dili olarak kabul edildi. Bundan sonra Bask bölgesindeki okullara Bask dilinde eğitim imkanı sağlandı.

KANADA

Kanada’nın resmi dili İngilizce olmakla beraber bir eyaletinde (Koopeck) resmi dil Fransızca’dır. Diğer eyaletlerde de halkın taleplerine göre İngilizce ve Fransızca eğitim imkanı sağlanmıştır. Bu iki dil parlamento ve hükümette eşit hak ve imtiyazlara sahiptir.

Yukarıda sayılan ve açıklamada bulunulan bazı ülkelerdeki dil kullanım uygulamalarından başka son dönemlerde özellikle çok göç alan bazı Avrupa ülkelerinde göçmen çocukları için ayrı dil eğitim uygulamalarında vardır.

“ Bu örnekler karşısında Türk devleti uyguladığı mevcut politikalarını terk etmelidir. Bu konuda insani, adil, demokratik bir uygulamaya yönelerek ve genel olarak insan hak ve özgürlüklerine saygılı yeni bir politika benimseyerek bu olumsuz durumundan kurtulabilir. Bu günkü politikalar her iki halka da ciddi zararlar veriyor ve genel olarak ülkenin ekonomik ve kültürel gelişmesini sekteye uğratıyor.

Söz konusu olan, şu ya da bu ülkedeki küçük bir azınlığın değil, ülkesi parçalanmış yirmi milyonluk bir ulusun durumudur. Bu durum dil hakları açısından kendi ülkesinde kendi kaderini özgürce belirlemek her halk gibi Kürt halkının da hakkı da olduğunu ortaya koymaktadır. Uluslararası hukukun gereği de budur.” (*) ( Nazif Kaleli araştırması ) 

                                     -----  Devam edecek---------

 
   
Dengê Kurdistan © 2011