PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

Gazi Mehemmed’in Vasiyeti: “Aranızdaki birlik ve uyumu koruyun, birbirinize kötülük yapmayın”

Mehabad’da kurulan Kürdistan Cumhuriyeti’nin Başkanı Gazi Mehemmed’in vasiyetinden kaç Kuzey Kürdistanlı’nın haberi var acaba?

Tahminen biz Kuzeyli Kürtler arasında bu vasiyetten haberi olan ve onu okuyan kişilerin sayısının çok az. İran KDP’nin sitesinde (www.kurdistanmedia.com) da Kurmanci bölümünde)  Kürtçe olarak yayınlanan vasiyeti Türkçeye çevirmedeki amaçlarımdan birisi, Gazi Mehemmed’in kuzeyde yaşayan, Kürtçe bilmeyen ve bugüne kadar vasiyetten haberdar olmayan torunlarını da vasiyet hakkında bilgilendirmektir.  

Bir diğer amacım ise, bir Kürt liderinin idamdan birkaç saat önce kaleme aldığı vasiyetiyle, “idamdan yırtan” Öcalan’ın avukatları vasıtasıyla ilettiği görüşleri arasındaki farkın farkedilmesine yardımcı olmak. Kanımca Öcalan’ın, örgütünün, geçmişteki  Kürt hareketlerine, bu hareketlere önderlik eden kişilere yönelik tahlilleri, değerlendirmeleri, Öcalan’ın kendisini “peygamberi aşan ve tanrıya yaklaşan bir kişi olarak” görmesi dikkate alınırsa, bu farkın farkedilmesi daha da bir önem kazanır. Gerçek ve sahte liderlikler birbirinden ayrılır, davaya bağlılığın nasıl olması gerektiği bir kez daha açığa çıkar; ama elbette bakmakla yetinmeyip görmesini bilenler için. 

Biz Kuzeyli Kürtlerin “Kadı Muhammet” olarak bildiği, İran ve bir kısım Iraklı Kürtlerin sadece “Pêşava” dedikleri Gazi Muhemmed’in, Mela Mustafa Barzani’nin “gel başımıza geç, senin önderliğinde savaşı sürdürelim” önerisini reddetmesi, Mehabad’ı terketmeyip şehri ele geçiren İran ordusuna teslim olmasını eleştirenler var. Bunların başında Dr. Kasımlo geliyor. Kasımlo aynı zamanda İran KDP’nin tarihi de olan “Özgürlük Uğruna 40 Yıl Mücadele” adlı eserinde, Gazi Mehemmed’in bu tavrının halk arasında direniş ruhunun yıkılmasına yolaçtığını söylüyor. Ama Gazi Mehemmed’in tavrını, halkının zarar görmemesi için kendini feda etmek olarak gören ve bu nedenle doğru bulanlar da var.

Bir Rus ata sözü “Kartal bazan tavukların da yükselebileceği seviyeye kadar inebilir, ama tavuklar asla kartalların ulaştığı seviyeye çıkamazlar” der. Gazi Mehemmed bir kartaldır, PKK yöneticilerinden Cemil Bayık’ın, “PKK’den önce de Kürt tarihi vardır ama bu tarih lanetlidir” diyerek kötülediği tarihimizde parlayan bir  yıldızdır. Onun vasiyetinden, mücadelesinden öğreneceğimiz çok sey olduğu inancındayım.

Casım Rênas

***

Gazi Mehemmed’in Vasiyeti

Bağışlayan ve Ulu Allahın adıyla,

Ey Kürt halkı,

Değerli kardeşlerim,

Zulm ve baskı gören halkım,

Ben ömrümün son saatlerini yaşıyorum. Tanrı aşkına artık birbirinize düşmanlık etmeyin, sırt sırta verin, zorba düşmana ve zalimlere karşı durun. Kendinizi düşmana bedava satmayın.

Kürt halkının düşmanları çoktur, zorba ve acımasızdırlar. Her halkın, ulusun başarı sembolü, birliktir, işbirliği ve dayanışmadır. Birliğini sağlamayan, uyumu olmayan her halk, her zaman düşmanın baskısına maruz kalır, ezilir. Kürtlerin, yeryüzünde yaşayan öteki halklardan eksik bir yanı yoktur. Hatta siz yiğitliğinizle, fedakarlığınızla, baskıdan kurtulan halklardan daha ileridesiniz. Düşman, işinin gerektiği kadarıyla sizi ister ve işi bittikten sonra size hiç acımaz, sizi hiç affetmez. Düşmanlarının baskısından kurtulan halklar da sizin gibiydiler, ama onlar kurtuluş için birliklerini sağlamışlardı.Yeryüzündeki tüm halklar gibi artık siz de ezilmeyin. Birlik olursanız, birbirinizi kıskanmazsanız, kendinizi düşmana satmazsanız, siz de kurtulursunuz.

Kardeşlerim,

Artık düşmanlarınıza aldanmayın, Kürtlerin düşmanları hangi ulustan ve guruptan olurlarsa olsunlar, düşmanlarımızdırlar, merhametsizdirler, vijdansızdırlar, size acımazlar. Sizi birbirinize kırdırırlar, yalan dolanlarla, para-pulla sizi karşı karşıya getirirler. Kürt halkının düşmanları içinde en zalimi, en mel’unu, en tanrıtanımazı, en acımasızı Acem (İran)’dir. (İran) Kürtlere yönelik her türlü suçu işlemekten geri kalmaz, tüm tarihi boyunca Kürtlere düşman olmuş, kin gütmüştür, gütmektedir. İsmail Ağa’yı (Simko), kardeşi Cevher Ağa’yı, Mengurlu Hamza Ağa’yı ve daha nicelerini, Kuran’a yemin ederek kandırdılar, kalleşçe öldürdüler. Onlar, Acemlerin kendilerine iyi davranılacağına dair Kuran üzerine ettiği yemine safca inandılar. Bugüne kadar olan tarih boyunca hiç kimse, Acemlerin sözlerine sadık kaldıklarını, Kürtlere verdikleri sözü tutup vaatlerini yerine getirdiklerini görmemiştir. Küçük bir kardeşiniz olarak size diyorum ki, Allah aşkına, birbirinizi tutun, birbirinize destek olun. Emin olun ki, eğer Acem size bal veriyorsa mutlaka içine zehir katmıştır. Acemlerin yalan vaatlerine, sözlerine kanmayın, eğer Kurana bin kez el basıp söz verse de amacı sizi kandırmaktır, hile yapmaktır.    

Ben ömrümün son saatlerini yaşıyorum. Diyorum ki size doğru yolu göstermek için elimden gelen herşeyi yaptım, canla başla mücadele ettim, bu uğurda gevşek davranmadım. Şimdi de size diyorum ki artık Acemlere inanmayın, onların Kuran’a el basarak verdikleri söze inanmayın. Size nasihat ediyorum, ki yüce Tanrı aşkına vaatlere artık kanmayın. Çünku onlar ne Tanrıyı tanıyorlar, ne peygembere, ne kıyamet gününe, ne Tanrı huzurunda hesap vermeye inanıyorlar. Onların nezdinde, müslüman da olsanız, Kürt olduğunuz için suçlusunuz, onların düşmanısız, malınız onlara helaldır.

Benim verdiğim söz “Sizi kötü kalpli düşmanın eline bırakıp gitme” değildi. Ben  geçmişimizi ve Acemlerin söz verererek, hileyle kandırıp yakaladığı, öldürdüğü  büyüklerimizi çok düşündüm. Onlar her zaman aklımdaydılar ve ben hiç bir zaman Acemlere güvenmedim. Ama onlar buraya (Mehaba’da) dönmeden önce, yolladıkları mektuplarla, elçi olarak gönderdiği ünlü Kürt ve Farslarla, Acem devletinin, Şah’ın kendisinin kötü amaçları olmadığına, Kürdistan’da bir tek damla kan akıtmayacaklarına dair söz verdiler. Onların verdikleri sözün neticesini şimdi siz kendi gözlerinizle görüyorsunuz. Eger aşiret reislerinin ihaneti olmasaydı, onlar kendilerini Acem hükümetine satmasaydılar, bunlar da bizim ve Cumhuriyeti’mizin başımıza gelmezdi.

Sizlere nasihatım, vasiyetim odur ki çocuklarınızı okutun. Eğitim dışında, bizim diğer halklardan hiç bir eksiğimiz yoktur. Halklar kervanından kopmamak için okuyun, okumak düşmana karşı en etkili silahtır.

Emin olun, bilin ki, eğer uyumunuz, birliğiniz, eğitiminiz iyiyse, düşmana karşı zafer kazanırsınız. Benim, kardeşimin ve amca oğullarının öldürülmesi, gözünüzü korkutmasın. Amaçlarımıza ulaşana kadar daha bizim gibi birçok kişi, bu yolda öleceklerdir.

Eminim ki bizden sonra da başka kişiler riyakarca aldatılarak ortadan kaldırılacaktır.

Eminim ki bizden sonra birçok kişi, bizden yetenekli ve bilinçli de olsalar, Acemlerin kurduğu tuzağa düşecekler. Ama umut ederim ki bizim ölmemiz, bağrıyanık Kürtlere, ibret olur, ders alırlar.

Size bir diğer vasiyetim de şudur: Halkın mutluluğunu, iyiliğini isteyin. Halk sizin yardımcınız olursa, eminim ki siz de Allahın yardımıyla başarıya ulaşırsınız. “Sen niye başarıya ulaşamadın” diyebilirsiniz. Cevap olarak diyorum ki, “Vallahi ben başarılı oldum. Ben halkın ve vatanın uğruna malımı, canımı veriyorum. Bundan daha büyük bir başarı, nimet olur mu?” İnanın, ki ben her zaman Allahın, onun resulu, halkım ve vatanın huzuruna yüzakıyla çıkacak bir ölümü istedim. Bu, benim için bir zaferdir.

Sevdiklerim,

Kürdistan tüm Kürtlerin evidir. Her evde, ev sakinlerine bildikleri iş  verilir. Artık ötekilerin kıskanma hakkı yoktur. Kürdistan da böylesi bir evdir. Eğer siz birisinin bu evde çalışabileceğini biliyorsanız, bırakın çalışsın.

Onun işine taş koymak olmaz artık. Sizden birisinin omuzlarında büyük sorumluluklar olmasından, yerine getireceği, sorumluluk duyacağı bilinenlerin payına büyük işler düşmesinden ve onun da bu işleri yapmasından üzüntü duymak olmaz. Emin ol ki Kürt kardeşin kindar düşmandan daha iyidir. Eğer omuzlarımda büyük sorumluluk olmasaydı, ben bugün darağacı altında olmayacaktım. Birbirinize karşı temahkar olmayın. Bizim emirlerimizi yerine getirmeyenler, sadece emirleri yerine getirmemekle kalmıyorlardı, bize tam bir düşman gibi davranıyorlardı. Şimdi onlar çocukları arasında ve derin uykudalar. Biz kendimizi halkın hizmetçisi olarak gördüğümüz için, halka hizmet ettiğimiz için darağacının altındayız ve ben son saatlerimi vasiyetimi yazarak geçiriyorum. Eğer omuzlarımda büyük bir sorumluluk olmasaydı, ben de çocuklarımın arasında, derin uykuda olurdum. Oysa ben şu anda ölümünden sonra yapmanız gerekenler konusunda nasihatlarımı yazıyorum. Ve eminim ki eğer sizden biri benim sorumluluğumu almış olsaydı, şimdi o darağacı altında olacaktı. Tanrının rızasını almak için, halkının hizmetkarı olan bir Kürt olarak, omuzlarımdaki sorumluluk gereği aşağıdaki nasihatları ediyorum. Umud ederim ki, şu andan itibaren dersler çıkarır, nasihatlarıma uyarsınız, Allahın yardımıyla düşmana karşı zafer kazanırsınız.

1- Tanrıya, peygambere (Tanrının selamı üstüne olsun) ve tanrının yanında olan herşeye inanın, iman edin, dini vecibeleri yerine getirmede güçlü olun.

2- Aranızdaki birlik ve uyumu koruyun, birbirinize kötülük yapmayın, özellikle sorumluluk ve hizmet alanında temahkar olmayın.

3- Düşmanın sizi aldatmaması için, eğitim seviyenizi yükseltin.

4- Düşmana özellikle Aceme inanmayın. Çünkü Acem birkaç açıdan sizin düşmanınızdır. Dininizin, ülkenizin, halkınızın düşmanıdır. Tarih ispat etmiştir ki Kürtler aleyhine sürekli bahane aramıştır. En küçük suçlarda dahi Kürtleri öldürüyorlar, Kürtlere karşı her türlü suçu işlemekten geri kalmıyorlar.

5- Bu dünyada, birkaç günlük ve önemsiz bir bir yaşam uğruna kendinizi düşmana satmayın, çünkü düşman düşmandır, düşmana güvenilmez.

6- Birbirinize, siyasi, maddi, manevi ve namus alanlarında ihanet etmeyin. Çünkü hain, Tanrının, insanların huzurunda suçludur, ihanet döner haini vurur.

7- Eğer sizden birisi, ihanet etmeden işini yapıyorsa, kendisine yardımcı olun, kıskançlık ve temah için kendisine karşı durmayın, ya da Allah göstermesin onun hakkında yabancıların ajanı olmayın.

8- Bu vasiyetimde cami, hastane ve okullar hakkında yazdıklarımın yerine getirilmesini talep edin, bunlardan yararlanın.

9- Diğer halklar gibi baskı ve zulümden kurtulmak için mücadele etmekten geri durmayın. Dünya malı önemli değildir. Eğer vatanınız varsa, özgür ve serbestseniz, o zaman herşeyiniz  var demektir, malınız, mülkünüz, devletiniz, ülkeniz, saygınlığınız da olacaktır.

10- Tanrıya olan can borcu dışında, kimseye borcum olduğunu zannetmiyorum. Ama eğer az ya da çok, borçlu olduğum birisi çıkarsa, ben geriye çok mal-mülk bıraktım, gidip varislerimden borcunu istesin.

Birbirinizi tutmadığınız müddetçe başarılı olamazsınız. Birbirinize zulüm etmeyin. Çünkü Tanrı zalimleri çok erken yokeder. Zulüm ortadan kalkacak, bu Tanrının sözüdür, Tanrı zalimden intikam alır.

Bu sözleri kulağınıza küpe edeceğinizi umud ediyorum. Tanrı sizi düşmanlarınız karşısında zafere ulaştırsın. Sadi’nin buyurduğu gibi:

Amacımız nasihatti, yaptık

Sizi tanrıya havele ettik, gidiyoruz.

Halkın ve vatanın hizmetcisi
Qazi Mehemmed

 

  Dengê Kurdistan © 2004