PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

“Taziye skandalı “

Sidar  BİNGOL

Diyarbakır Belediye Başkanı’nın yaklaşık on gün önce Diyarbakır Mardinkapı’da, bir polis noktasına yapılan saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen ve güvenlik güçlerince “çatışma sonucu ölü ele geçirildi” denilen kişinin taziyesine gitmesi üzerine, asker ve sivil devlet erkanı, hep bir ağızdan,hadiseyi “tek kelime ile çirkin, yüce Türk ulusunun birliğine, TC’nin bütünlüğüne vurulmuş en büyük darbelerden biri” olarak değerlendirip, mutlaka hesabının sorulması gerektiğini seslendirip duruyorlar.

Hadise nedir?

Diyabakır Belediye  Başkanı sn.Osman Baydemir devlet gücleri tarafından katledilen bir gerillanın taziyesine gidiyor. Sn. Baydemir, Kuzey Kürdistan’ın merkezi olan Diyarbakır gibi bir ilin, halk tarafından seçilmiş en üst yöneticisidir. Devlet tarafından öldürülmüş bir Kürdün taziyesine gitmesi kadar, doğal bir şey yok.Bu hem insani ve hem de dini özellikleri olan bir geleneğimizdir. Kaldı ki Kürdistan’da birbirlerine düşman olanlar bile, birbirlerinin taziyesine giderler.

Ben kendim ayrıca, her iki acı için de aynı mesafede durur, acılarını paylaşır ve ailelerine büyük sabır dilerim.

Fakat bunlar bir bardak suda fırtına koparıyorlar. Genelkurmay Başkanı, kuvvet Komutanları, başbakan ve diğer devlet yetkilileri günlerce tehditler savuruyorlar, soruşturmalar yapıp duruyorlar. Bunları biliyoruz ve tanıyoruz, neden yaptıkları malumunuz.

Ya A.Öcalan’a ne demeli, o da aynı koroya katılıyor ve bakın, 11.8.2004 tarihli avukat görüşmesinde, adeta Diyarbakır Belediye Başkanına fırça atarcasına, sen nasıl bir gerillanın cenazesine katılıyorsun, bu devlete karşı gelmedir, bu suçtur anlamında şöyle diyor: ”Kara kuvvetler komutanının çirkin demesinin anlamı var aslında, anlamak lazım bunu niye dedirtiyorsunuz? Hassasiyetleri görmek gerekir, beni anlamamakta büyük bir inat var “ diyor.

Soruyorum bu hassasiyetler sadece onlar için mi var? Güney Kürdistan için de hassasiyetleri vardı ne oldu? O kırmızı çizgilerin bugün esamesi bile okunmuyor.

Dağdaki gerillalar, Öcalan’ın hassasiyetini iyi görün, ve bu zat cenazelerinize sahip çıkmayı da istemiyor, istemediği gibi, taziyelerine gidenleri  de Türk Genelkurmay’ın mantığıyla  değerlendiriyor, devlete karşı yapılmış bir suç olarak gürüyor.

Yine bu zat değilmidir ki, Şêx Seid halk hareketini, Dersim halk hareketini ve diğer Kürt halk ayaklanmalarını Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratikleşmesine karşı yapılmış gerici hareketler olarak  gürüyor. Bunlara karşı savaşmanın TC’ nin en temel hakkı olduğunu sőylemektedir. ABD ve İsrail’in denetiminde Güney Kürdistan’da ikinci bir Îsrail’in kurulmak istediğini ve buna karşı mutlaka durmak gerektiğini, devlet istemediğini, toprak istemediğini sőyleyip duruyor. Yine bu zat, en büyük tehlikenin, kürt milliyetçiliği olduğunu, kemalizmde hiç bir zaman Kürt düşmanlığı olmadığını, kemalizmin devrimci olduğunu ve kendisinin de günümüzün  iyi bir kemalisti olmak istediğini ve onu günceleştirmek istediğini sőyleyip durmaktadir.  4.8.2004 tarihli avukat görüşmelerinde,”Rıza Altun  gidip, bradost bölgesinde Cuma (Cemil Bayık) ile Barzani veTalabaniye karşı savaşsınlar” diyor.

Be hey adam sendeki bu amansız Kürt düşmanlığı nereden geliyor? Mademki  amacın bu, şimdiye kadar yaptıkların ne içindi? Öyle ya kendin sőylemiştin, seni en çok anlayan ve tanıyan Gazeteci Avni Ozgürel’e: “Bu savaşı bitireni de bitirirler.”Burada her şey açik ve nettir.

Bay Öcalan, kendi gőrüşlerinizi şimdi böyle net yazmanız ve ve avukatlarınız aracılığıyla sansürsüz, kamuoyuna  açıklamanız da benim için őnemli, değerlendirmesini de Kürt halkına bırakıyorum.

Sn. Barzani ve Talabani güney parçamızdaki Kürt halkının saygın liderleridirler, yaptıkları da ortadadır. Güney Kürdistan bu gün bütün Kürtlerin kıblesi olmuş ve hepimizin yüreği orada atıyor ve orayla birlikteyiz. Ben inanıyorum ki A.Ocalan ve ekibi hariç örgütünün ezici çoğunluğu da böyle görüyor.

A.Öcalan partisine açıkca şu mesaji veriyor: asıl düşmanımız güney Kürdistan’dır ve ona karşı savaşın!..

Bu gün Türkiye, Iran ve Suriye’ ninde yapmak istediği Güney Kürdistanı işgal etmek ve oradaki Kürt Federasyonu’nu dağıtmak değil midir? Görüyoruz her gün Tahran, Şam ve Ankara arasında mekik dokuyorlar, birbirlerine gidip geliyorlar, sebep ne? Seberi çok açık:
Biz Kürtleri nasıl ortadan kaldıracaklarına dair proje ve planlar yapmak...

Dolayısıyla, Kongra Gel’in  aldığı savaş kararı da, Kurdün savaşı değildir, bu savaş Kürde dayatılmış ve onun imhasına ve yıkımına yönelik bir savaştır. Kürdistan’da yürütülmekte olan kirli savaşa karşı, başta sivil toplum örgütleri, belediyeler, politik partiler olmak üzere her Kürt birlik olmalı, bu provakasyonu boşa çıkartmalı, buna karşı sesini yükseltmeli.

Ey Kürt sana dayatılana bak, sana taziyelere gitmek de yasak, dilin, kimliğin yasaklandığı gibi bundan sonra taziyelere gitmen de yasaklanıyor. Nedir bu ırkçılık, nedir bu barbarlık, nedir bu Kürde yapılan sınır tanımaz zulum ve işkence?

Benim yiğit halkım, birbirinizi sevin, acı ve tatlı günlerde hep birlikte olun, ulusal refleksinizi gösterin. Taziyelerinize gidin, cenazelerinize sahip çıkın. Belediye başkanınızı yanlız bırakmayın.

Türk devlet yetkilerinin Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir’e saldırdığı bir dönemde, Amerika Birleşik Devletleri’nin  Adana Konsolosu Sn. Alica Alilision’nun kendisini ziyaret etmesini de anlamlı buluyorum. Ve bu ziyarete de değer biçiyorum. Sn.Alica Alilision’ u bu onurlu dayanışmasından dolayı da kutluyorum.Ve Türk devlet yetkileri bu ziyaretin kendilerine karşı bir mesaj olduğunu da unutmasınlar.

Şu iyi bilinmelidir ki,artık köhnemiş statuko değişiyor totaliter rejimler bir bir yıkılıyor, Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor. Onun içindir ki bir korkudur Türkiye, İran ve Suriye’deki diktator rejimleri sarmış. Ama karşı durmak beyhude...

Saddam diktatörünün sonu herkese iyi bir ders olur kanısındayım .Herkes hesabını da ona göre yapsın. Kürt de eski Kürt değil. Bunu dost da düşman da iyi bilsin.

 

  Dengê Kurdistan © 2004