psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 
DERSİM 37–38 SÖZLÜ TARİH PROJESİ HAKKINDA KAMUOYUNA ZORUNLU BİR AÇIKLAMA

Taner Akçam

Sözlü tarih gelișen ve güçlenen bir bilim dalıdır. Bu alanda yapılan çalışmalar, özellikle, hakkında yazılı belge bulmakta zorlandığımız kitlesel kıyımlar için çok önemli bir bilgi ve belge kaynağıdır. Dersim 1937-8 Tertelesi, hakkında yazılı kaynağın bulunmadığı ve/veya var olanların Devlet tarafından saklı tutulduğu bir kitlesel kıyımdır. Bugüne kadar, konu üzerine doyurucu bilimsel çalışmaların yapılamamış olmasının bir nedeni de, konu hakkında yeterli bilgi ve belgenin bulunamamasıydı. Bu nedenle, 1937–8 katliamını yașamıș ve sağ kalmış insanlarla yapılacak görüșmelerle olușturulacak sözlü tarih arșivi, konu hakkında son derece önemli bir bilgi kaynağı olmaya adaydır.

Bu durumun bilincinde olarak, Clark Üniversitesi, Holocaust ve Soykırım Çalışmaları Merkezi adına 1937-8 Dersim Tertelesi konusunda bir sözlü tarih projesi bașlatmak için girișimde bulunduk. Önerimiz, 2009 Ağustos ayında Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonuna iletildi ve varılan ortak mutabakata uygun olarak Merkez olarak çalıșmaya başladık.

Sözlü tarih çalıșmasının akademik ölçülere göre yapılabilmesi için gerekli alt yapının oluşturulması, çalışmaların merkezini teşkil etti; ve alt yapı ciddi bir titizlikle olușturuldu. Sözlü tarih çalıșmasının kapsam ve içeriği, uyulacak akademik kriterlerin neler olması gerektiği, görüșmeleri yapacak insanların eğitilmeleri gibi bir dizi konuda, sözlü tarih alanında uzman sosyal bilimcilerin katılımı ile bilimsel atölye çalıșmaları organize edildi. Merkezi Berlin’de bulunan Stiftung Denkmal für the Ermordeten Juden (Katledilen Yahudileri Anma Vakfı) uzmanlarının, atölye çalışmalarına katılmaları ve ders vermeleri sağlandı.

Görüșmelerin yapılabilmesi için gerekli bilgi ve belgeler hazırlandı. Konu hakkında dünya çapında otorite olan, Merkezi Kaliforniya’da bulunan SHOAH FOUNDATION (Holocaust üzerinde uzmanlașmıș ve 50.000 üzerinde hayatta kalan insanla yapılmıș bir arșive sahip Shoah Enstitüsü) ile ișbirliğine girildi ve uzun dönemde ortak çalıșma konusunda ilkesel anlașmaya varıldı. Yine konunun uzmanlarından olușan bir akademik danıșma kurulu kuruldu.

İçine girilen faaliyet, aslında akademi dünyası ile tarihinde katliam yașamıș topluluğun insanlarını bulușturan ender girișimlerden birisiydi ve bu anlamda alanındaki çalıșmalara örnek teșkil edecek karaktere sahipti. Dersim cemaatinin konuya sahip çıkması ile hızla yol kat eden proje, ilk yılında 100’ü așkın görüșmeyi tamamlayarak önemli bir bașarı gösterdi.

Çalıșmaların düzgün ve koordineli bir biçimde organize edilebilmesi için, Taner Akçam’ın yönetimi altında bir Proje Komitesi olușturuldu ve tüm proje çalışmaları esas olarak bu Komite tarafından yürütüldü ve organize edildi. 2010 Sonbaharı ile birlikte Komite içinde bazı sorunlar gündeme geldi. Sorun, Projeye bağıșlanan paraların nasıl harcanacağı ve hesapların nasıl verileceği ile ilgili idi.

Daha önce benzeri çalıșmalardan edinilen deneyler ıșığında, proje Komitesi için üç önemli ilke benimsenmiș idi. Birincisi, nereye, ne kadar harcama yapılacağı önce Komitede ele alınacak, karara bağlanacak ve harcamalar buna göre yapılacaktı. İkincisi, Komite adına ortak bir banka hesabı açılmıș ve bu hesaptan para çekme yetkisi İKİ İMZA ile mümkün kılınmıș ve bu yetki iki kișiye verilmiș idi. Yani, Komitede harcama konusunda karar alındıktan sonra, gerekli para ancak bu iki kișinin ortak imzası ile çekilebilecek idi. Üçüncüsü, gelen ve harcanan paranın hesabının, her an her isteyen kișiye verilmesi, yani ŞEFFAFLIK ilkesi idi.

2010 Sonbaharında maalesef bu ilkelerin hiç birisine uyulmadığı ve Komitenin adeta yok sayıldığı tespit edilmiştir. Üniversite olarak konu hakkında ısrarlı olmamız üzerine öğrendiğimiz acı gerçek șu idi. Para çekme yetkisi olan iki kişiden birisi, projenin paralarını, Komiteye haber vermeden çekmiști; üstelik bu paraları, tamamıyla kişisel tercihleri doğrultusunda, hiç kimseye danışmadan, proje ile ilgili olmayan işlere de harcamıș idi ve yaptığı harcamaların hesabını vermiyordu. Kasım 2010 tarihinde ilgili kișiden, derhal hesapları vermesi istendi. Ve bunu yapmaması üzerine Clark Üniversitesi olarak, Ocak 2011 tarihinde, açık bir yolsuzluk ve suiistimal anlamına gelen bu tutumla bir arada bulunamayacağımızı söyleyerek çalıșmamızı dondurduk.

Mayıs 2011 tarihine kadar, ilgili kișinin hesap vermesi için beklendi. Yapılan tüm girișimlerin bașarısızlıkla sonuçlandığı şu an itibarıyla, konuyu üzülerek kamuoyu ile paylașmak zorundayız. Mayıs 2011 itibarıyla durum şudur: Projeye ait paralar, Komiteden bir kiși tarafından Komitenin onayı olmadan ve Komiteye haber verilmeden çekilmiștir. Çekilen paraların bir kısmının, proje ile ilgili olmayan işlere harcandığı tespit edilmiștir. Daha da üzücü olanı, projenin paralarının çok önemli bir kısmının nereye harcandığı, bu açıklamanın yapıldığı tarih itibarıyla hala belli değildir. Konu hakkında her hangi bir kayıt ve belge yoktur.

Yapılan tüm girișimlerin bașarısızlıkla sonuçlanması üzerine, konuyu kamuoyuna açıklamayı ve kamuoyunu bilgilendirmeyi bir görev biliyoruz. Alman resmi makamlarının konu hakkında girişimde bulunmasını ve ilgili kişi ve kişilerden hesap sormalarını bekliyoruz. Fakat sorun, sadece hukuk ihlali ile sınırlı değildir, ahlaki boyutu daha da önemlidir. Dersim insanına karşı yapılmış büyük bir saygısızlık söz konusudur.

Gelinen nokta itibarıyla, Üniversite olarak böyle bir skandala, yolsuzluğa ortak olmamız düșünülemez ve bizim açımızdan, Federasyon çevresi ile yaptığımız bu çalıșmaya son vermekten bașka bir çare kalmamıștır. Ortada, yolsuzluk gibi ciddi bir hukuki skandalın da ötesinde, Dersim insanına, kendisine sözler verilerek bağıșları alınan insanlara karșı yapılmıș büyük bir saygısızlık söz konusudur. Clark Üniversitesi Holocaust ve Soykırım Çalışmaları Merkezi olarak, Dersim insanına, alın teri ve göz nuru dökerek bizlere bağıșladıkları gelirleri koruyamadığımız ve bir kișinin hiç kimseye hesap vermek istemeyen, başına buyruk tutumunu denetim altına alamadığımız için özür borçluyuz. Dersim insanına, onların sağ duyusuna güvenimiz sonsuzdur.  Son derece anlamlı ve önemli bir dava için toplanmıș paraları, kendi kişisel mülkü zannederek harcayan bu kiși ve zihniyetten hesap soracaklarından en ufak bir kușkumuz yoktur.

Yapılanlar maalesef bununla da sınırlı kalmamıștır. Proje bașlamadan önce, Komite adına bir protokol hazırlanmıș ve bu protokole göre, yapılan görüșmelerin Clark Üniversitesi ve Dersim Federasyonuna ait olduğu karara bağlanmıș idi. Proje adına Komite tarafından yayınlanan bir broșür ile de durum kamuoyuna duyurulmuș idi. Projeyi dondurma ve çekilme kararımız üzerine, yapılan anlaşmaya bağlı olarak görüşmelerin bir kopyası önce Taner Akçam tarafından istenmiştir. Bu isteğimizin cevapsız kalması üzerine, merkezimiz direktörü Prof. Deborah Dwork ikinci bir istekte daha bulunmuştur. Maalesef, bu girişimimizden de bir sonuç alamamış durumdayız.  

Söz konusu olan, en hafif deyimle bir anlaşmanın çiğnenmesi ve emeğin açıktan gasp edilmesidir. Sorun sadece yapılan anlașmalara ve verilen sözlere aykırı davranarak en temel hukuk ve ahlak kurallarını çiğnemekle sınırlı değildir. Bu davranıșla, bu görüșmelerin bilim dünyasının hizmetine sunulması da engellenmiș olmaktadır. Shoah Vakfı ile yaptığımız anlașmaya göre, bu görüșmeler, İngilizceye de çevirerek, Vakfın olușturduğu internet ağı üzerinden tüm dünyanın hizmetine sunulacak idi. Görüșmelerin bizden çalınması ve bize verilmemesi nedeniyle, bu imkan engellenmiș ve büyük bir fırsat açıkça gasp edilmiștir. Sadece Dersim insanına değil, tüm insanlığa yapılabilecek bundan daha büyük bir kötülük düșünülemez.

Üniversite olarak, bu görüșmelerin bize verilmesi için gerekli hukuki girișimleri bașlatmıș bulunuyoruz. Fakat bilinmesini isteriz ki, en temel ahlak kurallarına aykırı davranarak, emeği açıkça gasp etmekte hiç bir mahzur görmeyen bu kișilere karşı mahkemelerin alacağı kararlardan yana herhangi bir kuşkumuz olmamakla beraber bu konuda en büyük güvencemiz, Dersim insanının vicdanıdır. Onların, böylesi korsanca bir girișimde bulunan bu kiși ve kișilere karșı gerekli tavrı alacaklarından hiç bir kușkumuz yoktur.

Dersim insanının bilmesini isteriz ki, Clark Üniversitesi, Holocaust ve Soykırım Çalışmaları Merkezi olarak bundan sonra da Dersim 37-38 Tertelesini akademik dünyada ve dünya kamuoyunda bilinir hale getirmek için elimizden gelen çalıșmaları yapmaya devam edeceğiz. Konu üzerinde çalıșmak isteyen kiși ve kurulușlara yardım etmeye hazırız. Durum kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

Prof. Taner Akçam

Kaloosdian and Mugar Chair

The Strassler Family Center for Holocaust and Genocide Studies

Clark University

950 Main Street

Worcester, MA 01610

 
   
Dengê Kurdistan © 2011