psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 

‘Deli’ ve ‘Akıllı’ Recep’in Hikäyesi

Veli Yarar

Gerek halk, gerekse devlet memurları ona ‘deli’ diye takılırdı, daha doğrusu ‘deli’dir diyorlardı. Ama kendisiyle birebir sohbet ettiğinizde veya belirli kişi ve kesimlere verdiği mantıklı cevaplar pek de deli olmadığını gösteriyordu. Bu kişinin hayatta olup olmadığını bilmiyorum. Çünkü bahsedeceğim kişi tam 32 yıl önce,  dağlık ve çevre illerle pek ilişkisi olmayan, uzun ve çok soğuk kış mevsimine sahip  bir şirin ilçede yaşıyordu.

Halk arasında ‘Deli Recep’ diye çağrılırdı. Anlatımlara göre: ‘Deli Recep, bir kız (kimilerine göre amca kızını) sevmiş. Ama ‘Deli Recep’ bu sevgisine kavuşmamış veya bazı sebeplerden ötürü kavuşturulmamıştır. Öğretmen olduğunu kasaba sakinlerinden duymuştum. Bu konuda kesin birşey söylemem mümkün değil. Ama ortaokul ve lise öğrencilerinin ona matemetik ödevlerini yaptırdıklarını biliyordum.

‘Deli Recep’ sürekli kamu binalarının etrafında dolaşırdı ve çeşitli yorumlar yapardı. Birgün eve giderken onun Devlet hastahanesinin etrafında dolaştığını gördüm ve yaptığı yorumu duydum. Yıl 1979, hastahane hakkında şöyle bir yorumda bulundu ‘Deli Recep’: ‘Hastahanenin kapısını yanlış koymuşlar. Kapıyı ana caddeye bakılacak şekilde koymaları gerekirdi’. Kendisine olan öz  güveniyle bunu haykırıyordu. Kapı yolun olmadığı tarafa koyulmuştu.

Tam 20 yıl sonra yani 1999’da bu ilçeye gittiğimde, kapı ‘Deli Recep’in söylediği gibi ana caddeye bakılacak şekilde açılmıştı. Kapıyı görür görmez ‘Deli Recep’ aklıma geldi. Şu adamı bir görsem de Kürt sorununun çözümüne dair önerilerini alsam ne kadar iyi olurdu. Bir delinin veya deli zannettiğimiz kişinin gördüğü doğruyu, akıllılar 20 yıl sonra görebilmişlerdi.

Yaklaşık 23 yıl sonra, halk ‘Akıllı Recep’ ile tanıştı. 3 Kasım 2002 tarihinde  yapılan erken genel seçimlerinde mevcut siyasi partiler ve o günkü koalisyon (DSP, ANAP, MHP) ortakları tasfiye edildi. ‘Akıllı Recep’ 3 Y’le (Yolsuzluk, Yasaklar ve Yoksulluk) mücadele edeceğini her fırsatta söyledi durdu. Daha fazla hak ve özgürlük vaadi parola haline getirildi. Barış ve kardeşlik sürekli vurgulandı. Yani anlayacağınız herkesin nabzına göre şerbet vermeye başladı ‘Akıllı Recep’.

İpleri eline geçiren ‘Akıllı Recep’; Arap dünyasında Arap milliyetçisi, Kafkaslarda Türk şovenisti, Balkanlarda Jöntürkçü, batı dünyasında da demokrasi abidesi kesildi.

 Diyarbakır’a gitti. ‘Kürt meselesi benim meselemdir’ dedi ‘Akıllı Recep’. Ama herhangi somut adım atmadığı gibi ana dil eğitimine karşı çıktı. Bunu ‘bölücülük’ diye tanımladı.

Aleviler için sayıştay üzerine sayıştay yaptıran ‘Akıllı Recep’, Cemevlerini ibadet yeri olarak tanınmasını isteyen Alevilerin bu isteğini reddetti.

Devlet içinde yapılanan ve ülkeyi bir ahtapot gibi saran karanlık güçlerin üzerine cesaretle giden ‘Akıllı Recep’, bir yandan mağdur olanların desteğini alırken diğer yandan da otokratik yapısını güçlendirdi.

Sorunları yerinde tespit eden ve siyasi getirisi olanları çözen, diğerlerini dillendirerek zamana yayan ve toplumun duygularını çelerek kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeyi yöntem olarak benimsedi ‘Akıllı Recep’. Böylece 8 yıl içinde 6 seçim kazandı.

Önümüzdeki seçimlerde güçlü bir iktidarı hedefleyen ‘Akıllı Recep’, büyük bir ateş yakmış ve kazanı ters vaziyette ateşin üzerine koymuş. Kazan tam patlamak üzereyken ‘Deli Recep’ çıka gelmiş. ‘Ne yapıyorsun Akıllı Recep? Kazan ters vaziyetde ateşin üzerinde koyulur mu?

Allah korusun, patlarsa sende beraber havaya uçarsın. Başkanlık hayallerini unutma!’ der. Kazanı doğru şekilde ateşin üzerine koyan ‘Deli Recep’in olgunluğu sayesinde  ateş şimdilik kazanın çevresini sarmış.

Bu ülkede doğruları görmek ve onları kabullenmek uzun süre alır. Büyük mal ve can kayıplarına yolaçar. Kitleler arasında derin çatlaklıklar yaratılır. Sorunlar kangrenleşir.

Görüldüğü gibi ‘Deli Recep’in siyasi bir çıkarı veya kaybetme kaygısı yoktur. Gördüğü yanlışı direk söyler.  Gerisini okuyucuların yorumuna bırakıyorum.

Görünen odur ki birçok ‘Deli’ Receplere ihtiyacımız var...

20 Şubat 2011

 

 
   
Dengê Kurdistan © 2011