PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 

Militarist-faşist güçlerin son çırpınışları

Kemal Burkay

Referanduma yaklaşılırken, beklendiği üzere ortam ısınıyor. Gediktepe baskını, İnegöl, Dörtyol olayları son günlerin en önemli gelişmelerinden. Belli ki gerilim kazanını kaynatanlar ellerinden geleni yapıyorlar.

19 Haziran’daki Gediktepe baskını, son yıllarda yaşanan, Gabar ve Bezele baskınlarını andırıyor. İlgili komutanlık baskından üç gün önce haberdar edilmiş. Baskını düzenlediği söylenen 150 kişilik PKK grubu katırlarıyla birlikte karakola doğru iki gün boyunca yol alıyor. Heronlar bunu saptıyor. Ama üst düzey komutanlar seyrediyorlar… Uyarılara karşılık, ”her şey denetimimiz altında” diyorlar. Baskın olup bittikten, 11 asker öldükten sonra ise ”gelenleri çoban sandık!” diyorlar…

Yani sevgili okurlar, her şey bir komediyi andırıyor… 150 kadar çobanın, mevcut olmayan bir sürüyü, sık sık baskınlar yaşamış bir sınır karakolu yanında otlattığı dünyanın neresinde görülmüş?!.

İşin garibi, Antakya’nın bir dağ köyünde kekik toplayan üç ihtiyar da terörist sanılıp kurşun yağmuruna tutulmuştu!

Bu memleketin gariban halkı, bu generaller seninle dalga geçiyorlar.

Elbet, dedikleri arasında doğrular da var. Örneğin, ”herşeyin kontrolleri altında” olduğuna dair sözleri. Onlar Gediktepe baskınından haberdarlardı, onu bekliyorlardı, onu kendileri düzenlemişlerdi. Ortamı germek, planlarına bahane ve gerekçeler yaratmak için. Şehit kanı ve canı üzerinden terör edebiyatı yapmak, kitleleri kışkırtmak, hükümeti köşeye sıkıştırmak için… 1990 öncesine dönmek, OHAL’e, sıkıyönetime zemin hazırlamak için… Gelişmeleri tersine çevirip Ergenekoncuları kurtarmak için… AB sürecini engellemek, güçlerini, imtiyazlarını sürdürmek, statükoyu korumak için…

Gelenler, gerçekten PKK’li de olabilirdi, PKK’li kılığına sokulmuş özel birlikler de. Hani şu ”Heronların çok zarar verdiği” söylenen ekipler…

Ama bu karakol baskınlarının artık suyu çıktı. Böyle bir baskın olunca artık aklı başında herkesin aklına gelen şu: ”Bu da danışıklı bir dövüş, bir şike olmasın…” Bir mayın patlayıp can alınca, insanlar hemen ”PKK yapmıştır,” demiyor. Hatta PKK üstlense bile…

Bu ordunun yıllar yılıdır halkı aptal yerine koyduğu, bu türden psikolojik harekâtlarla kamuoyu oluşturup darbeler düzenlediği, darbe yapamasa bile hükümetleri köşeye sıkıştırdığı, politikalara yön verdiği artık, yalnızca işin uzmanı gözlemcilerce değil, kamuoyunun küçümsenmeyecek bir kesimi tarafından da biliniyor.

Tüm olup bitenlere rağmen, söz konusu terör demagojisine kananlar ise aptal yerine konmayı hak ediyorlar demektir. Ama bu saatten, yani ortaya serilen bunca kirli çamaşırdan, deşifre olan bunca oyundan sonra bu telkinlere kanmak, aptallar için bile mazur görülemez.

İnelgöl ve Dörtyol olaylarına gelince. Bunlar gerilim sürecindeki yeni bir aşamayı gösteriyor. Kaynattıkları terör kazanıyla kitleleri etkilemeye çalışanlar artık danışıklı karakol baskını, mayın patlatması gibi eski ve rutin eylem biçimlerini yeterli bulmuyorlar. Bu yoldan yarattıkları gerilimi bir üst düzeye çıkarmaya çalışıyorlar. Bu da şovenizm dalgasını Kürt düşmanlığı üzerinden sokağa dökme çabasıdır.

Artık gösterdikleri düşman sadece ”terör örgütü” dedikleri PKK değil. Bütün Kürtleri düşman, bütün Kürtleri PKK’lı diye gösteriyorlar. Son dönemde ülkenin şurasında burasında Kürtlere karşı pogromlar düzenlemeye yöneldiler. Artık böylesi bir kanlı boğazlaşmadan bile medet umacak kadar çaresiz ve acımasızlar. Böyle bir kaos ortamında yine ”kurtarıcı” güçlerin, bir darbe yoluyla devreye girmesini umut ediyorlar.

Söz konusu faşist ve militarist güçlerin kışkırtmaları için ülkenin dörtbir yanında uygun bir zemin oluştuğunu görmek gerekir. İnegöl ve Dörtyol olayları bunun kanıtı. Gedikli faşist parti bir kez daha görev başında görülüyor. Kullandıkları yöntemler 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri öncesindekilere oldukça benzer. O zaman düşman komünist denen solculardı, Alevilerdi. Şimdi ise ülkeyi böleceği söylenen Kürtler. Üstelik Kürtler artık yalnızca ”Doğu”da,yani Kürdistan’da değil, batıda da epeyce varlar. Yıllardır yoksulluk ve zoraki sürgün sonucu yüzbinler, hatta milyonlar halinde batı illerine yöneldiler. Orada yer yer işyerleri açmayı, ekonomik hayata katılmayı başardılar. Bu, faşist ve ırkçı dalga için uygun bir hedeftir. Onlar şimdi Türkiye’nin Yahudileri… Türk tüccar, esnaf, hatta işçi için bir rakip… Üstelik ”askerimizi şehit eden acımasız teröristler…”

Söz konusu koşullarda küçük bir kıvılcım provokatörler eliyle Kürtler aleyhinde bir kitle hareketine yol açabilir. Nitekim İnegöl ve Dörtyol’da açtı.

İnegöl’de faşistler önce bir Kürt otobüs şoförünü ”Buradan geçemezsin!” deyip dövdüler. Bunu izleyen ve bu olayın yol açtığı bir kahve kavgasını kitleye PKK saldırısı diye yansıttılar ve çevreden topladıkları taraftarlarıyla kitleyi kışkırtıp Kürt mahallesine, Kürt işyerlerine yöneltiler. Buna engel olmak isteyen polisi hedef aldılar. İnegöl bir cehenneme döndü.

Hatay’daki ise çok daha profesyonelce bir tertipti. Kentin içinde bir polis otosu hedef alınıp dört polis öldürüldü. Ardından olay hemen PKK’ya yüklendi ve olayı düzenleyen PKK’lıların yakalandığı ileri sürülerek karakol kuşatıldı, Kürtlerin evlerine ve işyerlerine saldırılar başladı. Burası da Kürtler için bir cehenneme çevrildi.

Ne var ki olayın planlı ve profesyonelce bir provokasyon olduğu çok geçmeden ortaya çıktı. Olay JİTEM tarafından işlenmiş ve bu işte bir MHP’linin arabası kullanılmıştı. Sınır karakollarına yönelik şike baskınlarda, mayın patlamalarında gariban askerler ve masum siviller kurban seçilirken, bu kez doğrudan polisler seçilmişlerdi.

Polislerin Özel Harp güçlerince kurban seçilmesi bir ilk değildi. 12 Eylül öncesi Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’un, yakın zamanda ise Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın aynı güçlerce hedef seçilmesi bunun tipik örneklerinden.

Dörtyol’dan önce de Antakya yöresinde cereyan eden ve PKK’ya mal edilen, PKK’nın ise memnuniyetle üstlendiği terör olaylarının aslında kimin tarafından düzenlendiği kuşkuluydu. PKK Amanoslar’da üslenmiş deniyordu. Oysa Reşadiye’de olduğu gibi Amanoslar’da da üslenmiş olan Özel Harp güçleri idi. Ergenekon’du, JİTEM’di. Yani heronlardan korunması gereken “adamlarımız” idiler. Aslında çoğu zaman sivil kıyafetleri ile halkın içinde idiler.

Belli ki, 2004 yılından beri darbe peşinde koşan, böylece AB üyeliği, demokratikleşme, Kürt sorunu başta olmak üzere sorunların çözümünü engellemeye çalışan statüko, canını dişine takmış direniyor ve gelişmeleri engellemek, tersine döndermek için bir bakıma son kanlı marifetlerini sergiliyor.

Ama bu kez başarmaları pek muhtemel değil. Marks, tarihte her olay iki kez tekrarlanır, birincisinde trajedi, ikincisinde komedi olarak, demişti. Bu ülkede de geçmişte tam olarak birer trajedi olan darbe girişimleri ve darbeler bugünün koşullarında komedi olmaya adaylar.

Çünkü ne dış, ne de iç koşullar 1970’li ve 80’li yıllardaki gibi değil. Eski darbeler NATO’nun yeşil ışığında yapılıyordu. İçerde de kamuoyu tertipler konusunda yeterince uyanık değildi. Şimdiyse tertipler daha anında, ya da kısa sürede ortaya çıkıyor. Sınırdaki karakol baskınlarının içyüzü ve Dörtyol’da olup bitenler bunun kanıtı. Sekiz yıldır hükümet olan AK Parti, gönlümüze göre demokrat ve değişimci olmasa da en azından kendisini savunmak için bu tertipleri açığa çıkarıyor, üzerine gidiyor.

Bu ülkenin gerçekten demokrat, değişimci insanlarına, barış ve özgürlük isteyen herkese düşen ise bu süreçte safını iyi belirlemek. Militarist-faşist statükocu güçlerin oyunlarını cesaretle teşhir etmek, kamuoyunu aydınlatmak.

Bu tertipleri ancak böyle boşa çıkarabiliriz. Barışı ve özgürlüğü ancak böyle kazanırız.

  Yazarın önceki yazılarından:

Biz hiç susmadık;Ama bizi görüp duymadınız…
Kimlik sorunu- 3
Kadın sorunu ve sosyalizm
Kimlik sorunu -2
Kimlik sorunu -1
27 Mayıs “Devrimi”

Anılarımın 2. Cildi ve
Gerçeğin aynasına öfke duyanlar... (1. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
Pusulayı şaşıranlar...
(2. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
Zeki Adsız’la ilgili tepkiler (3. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
İki kazı bile güdemeyecek adam...

(Bölüm 4)

Viyana-İzlanda, Dil ve Şiir
Bir Dünyalıyım
Kovancılar Depremi, Lazaref, Dema Nû ve Newroz...
Geçmişten bir sayfa...
Çok laf değil, somut adımlar...
KÜRT SORUNUNDA BU DURUMA NASIL GELİNDİ? 1960 VE SONRASI...
Pervasızlığın bu kadarı:
“Balyoz” derbe planı...
Kar – Şiir
Ali Baba Kırk Haramiler Mağarasında
Açılımda eksikler ve yanlışlar
İki ihtimal
Ergenekon eylemde
Tüm barış ve demokrasi güçleri uyanık olmalı
TBMM’de Kürt Sorunu ve Dersim…
Statükocu güçler, Ergenekon ve şiddet birbirine bağlı
Hey, Hürriyet! Orada kimse yok mu?..
Aptallık insana özgüdür
Alevi sorununu çözmeye Munzur’dan başlayın!
Abdülmelik Fırat’ın ardından
Aldatanlar ve aldananlar...
Sisteme kurban edilenler...
Ayıp diye bir şey vardır, Bay Akyol!
Şu bölme, bölünme hikâyesi...
Dema Nu ile söyleşi
Ne yazmalı?
Bu nasıl devlet, bu nasıl yargı?!
Statüko ile değişim arasında
Ahmet Altan sapla samanı karıştırıyor
Kelepir fiyatına çözüm!
Barış ve çözüm ortamı var mı?
Mardin olayı üzerine
Nesimi, Mahzuni, İhsani…
“Korku imparatorluğu”
ve arkadaşım Turgut Kazan...
Hizbullah-PKK, Jandarma silahları;
DTP’ye yönelik son operasyon

Güngören bombaları
Ve bir kez daha haklı çıkarken…
Ergenekon davası
Ve hukuk adına telaşlı çığlıklar..
.
Obama’nın ziyareti derde derman oldu mu?
29 Mart Yerel Seçimlerinin Sonuçları
Gül Kürdistan deyince...
Kar, bahar ve Newroz üzerine…
DTP sorumluları bu işlere ne der?
Bir hastane yazısı
Yerel Seçimler Üzerine
“Ergenekon”un kısa bir tarihçesi
İşte buna şaşıyorum!
Ergenekon üstüne titreyenler...
Bu telaş neyin nesi?
Onlar yalnız Ermenilerin değil, kendi halklarının da düşmanı
Din-siyaset ilişkileri
Ergenekon ve 33 asker
Din üzerine bir sohbet
Takke düştü, kel göründü
Türkiye sorunlarını neden çözemiyor?
Bezele de Dağlıca gibi bir provokasyon
Ergenekon ve Sol
Pirçandî û Pirsa Kurd
İçe kapanma olayı ya da kaplumbağa politikası
Kürtçe ve Türkçe yazma üzerine
Cambaza mı bakalım, hırsıza mı?
Komplolar, cinayetler, provokasyonlar… ”Devlet sırları!”
Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon ve Dağlıca
”Bilgi Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın Hoca’nın genellemeleri…
Bu nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP değişimin partisi değil
Eski film yeniden gösterimde mi?
Kedinin boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım tepki göstermek istemiyor
Sadun Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban ve laiklik üzerine
Ergenekon ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma son verirken…
Hrant Dink’i anarken
AKP sistemle kaynaşırken..
Sekiz asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih, akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin temsil sorunu
Sabah’taki söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen taktikler
DTP’ye yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil kim?.
PKK’nın silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla nereye?..
Nasıl bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir genel af  ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin temel yanlışı ne?
Yedi kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi Kürtlere yapılan saldırı
Türk Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22 Temmuz Seçimleri üzerine
Orman yangınları kimin işi?
Dink Davası ve Sivas
Bir mum yakmaya devam…
Kuzeyde bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe ayağa düştü
Darbe planı işlemekte
Barzani “PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet gerçekleri halka anlatmalı
Sayın Sezer, nereden nereye!
Son terör eylemlerinin ardında kimlerin eli  var?
Sistem ne laik ne demokrat
“Dil Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk Tarih Tezi” komedisi
Paşalar Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt Dili nasıl kurtulur?
Türk medyası ya da Yalancı Çoban
General, istifa et!
Heyy, orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim olursa olsun!
“Bu ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman, 301’i değiştirmeyin!
Yanlışta direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın oyları” ve çıkar yol
Türkiye batağa nasıl saplandı..
Kerkük Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek katil kim?
Ankara Konferansı üzerine
AB’ye sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı mı, blöf mü?
Saddam cezasını buldu
Çıkara dayalı yanlış hesaplar
AB’nin son kararı üzerine
Baker Raporu ölü mü doğdu?
PKK neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik ve Irak’ta çözüm
Bir kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime direnen Türkiye
Sel, yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan, zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir şarkı, bir şiir
Fransız Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En büyük devletsiz ulus..
Oyunu gerçek sanmak-2
Oyunu gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar kirli savaşı sorgulamalı
Linç salgını yayılırken…
Lübnan’dan uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar Savaşı mı?
Türkiye’nin Kerkük Sorunu!
Halkı yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun yıkımına kim ağlar?
Terör ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık mı, sanık mı?.
Şemdin’in yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı olmasın?..
Çetelerle mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi esir alan ahtapot...
Sular ısınırken...
”Sanki herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu bir darbe değil mi?
Terör ne, terörizm ne?
TBMM Başkanı Arınç’ın kunuşması ve demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı, tutku ve akıl...
Derin devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç ve Ceza
Yine bir şeyler dönüyor…
Sistem çürümüş, dökülüyor
Irak’ta iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey olanlar..
ŞOVENİZMİN ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At izi it izine karışırken..
HAMAS ve PKK…

Sağduyu ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?

Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 
PSK Bulten © 2010