PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Sağduyu ve hoşgörü gerekli

Kemal Burkay

Bir Danimarka gazetesinin yayınladığı Hazreti Muhammed karikatürleri İslam dünyasında geniş tepkilere neden oldu. Bazıları bunu radikal İslamcıların ve bazı İslam ülkeleri yöneticilerinin istismar ettiğini, tepkileri örgütleyip kışkırttıklarını söylüyor. Bence de öyle. Öte yandan, karikatürleri yayınlıyanların yaptıkları iş de bir kışkırtma değil mi? En azından böyle yapmakla bu sorunu istismar edenlere altın tepsi içinde bir olanak sunmadılar mı?

Batı dünyasında bazı çevreler, karikatür olayını düşünce ve sanat özgürlüğü kapsamında ele alıyorlar. Batının bu konuda ölçüleri elbet farklı. Batılı ülkelerin ifade özgürlüğü konusunda oldukça toleranslı olduğu kuşku götürmez. Burada Hz. İsa’nın da, devlet başkanlarının da her türden karitakütürü yapılır ve kıyamet kopmaz. Öte yandan bir özgürlüğü kullanmak aynı zamanda sorumlulukla davranmayı, başkalarının düşünce ve geleneklerini hesaba katmayı da gerektirir. Başkalarının kutsal bildiği sembollere, inançlara saygısızlık bazan bir toplumun hayatında, bazan da -örneğimizde görüldüğü gibi- dünya ölçüsünde gerginliklere neden olabilir; düşünce özgürlüğünün, hoşgörünün güçlenmesine hizmet edeceğine, tam tersine yol açabilir. Böylesi bir sorumsuzca tutum en azından yöntem olarak yanlıştır. Amaç bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse eğer..

Bu nedenle, Hz. Muhammed’in karikatürlerini yayınlamak, hele hele bu biçimde yayınlamak, onu bomba patlatmaya hazır bir terörist gibi göstermek, Müslümanları aşağılamaktır. Böyle bir şey düşünce özgürlüğü olamaz.

Radikal islamcılar, fanatikler çok kötü şeyler yapmıyorlar mı? Elbet yapıyorlar. Kızlara ders veren okulları yakan, öğretmenlerini öldüren, Buda heykellerini put diye niteleyip bombalayan, kadını burka denen yüz kafesine mahkum eden Taliban neyin nesiydi? Bu ilkellik İslama yarar mı verdi, yoksa onun prestijini dünya ölçüsünde sarsıp, imajına zarar mı verdi?

Ya bugün Irak’ta El Kaidecilerin, Zarkavi yanlılarının sözde direniş ve İslam adına kamera önünde adam boğazlamaları, cami ve türbe de demeden, sivil halk içinde patlatılan bombalar?.. Bu tam bir ilkellik ve vahşet değil mi?. İslama bundan daha fazla ne zarar verebilir? Ve eğer bugün Hz. Muhammed’i canlı bomba biçiminde tasvir eden karikatürler yapılıyorsa, buna yol açan nedenler İslam adına işlenen söz konusu acımasız ve vahşice eylemler değil mi?

Öte yandan Taliban’ı, El Kaide’yi ve benzerlerini tüm İslamla eş tutmak da o derece yanlış. Böyle bir tutum fanatiklerin ekmeğine yağ sürer, onlara güç kazandırır. Nitekim karikatür olayı böylesine bir rol oynadı.

Ben şahsen İslamda reformdan yanayım ve bunun çok geciktiği kanısındayım. Dinler ne denli dogmalar üstüne kurulsa da hiçbir din değişmeden, ilk günkü gibi kalamaz. Hıristiyanlık öyle kalmadı. Hıristiyanlığın bir dönem, özellikle engisizyon çağında ne denli tutuculaştığı, acılara yol açtığı, bilim ve sanatı bodurlaştırdığı malum. Ama Hıristiyan toplumlar büyük bir değişim yaşadılar ve inançlarını da reforme ettiler. Bu hem topluma, hem inanca yararlı oldu. Hıristiyan dini değişime uyum sağlamakla çöküp gitmedi, aksine ayakta kaldı, saygınlığını korudu.

Değişmemekte ısrar etmek, bin dört yüz yıl öncesinin –bazı yönleriyle de tartışmalı- sert inanç kurallarını, örneğin kadına ilişkin hükümleri, kadın erkek ilişkilerini, o dönemin İslam hukukunu bugün aynen sürdürmek istemek gerçekçi midir? Ben, Hz. Muhammed’in bile, özellikle de onun, bugün yaşasaydı buna evet diyeceğini sanmıyorum. Çünkü o da, önderliğini yaptığı yeni dinle, toplumun dini ve sosyal hayatında büyük bir reform yaptı. Peygamberlerin başlıca özelliği zaten bu değil mi? Değişimci olmayan ne siyasi, ne de düşünsel ve dinsel anlamda önder olamaz.

Bugün ise İslam’da reform, en başta Müslümanların kendilerine düşüyor. Şu 21. Yüzyılda fanatizm, tutuculuk, İslamı savunma adına kör şiddet ve bağnazlık, İslam toplumlarına yol gösterici düşünce ve davranış tarzı olamaz. Öte yandan, dünyamızda hoşgörünün, barışın egemen olması herkesin yararına. Düşünce, bilim ve sanat, genel olarak uygarlık, ancak böylesine bir ortamda gelişir. Bunun için de tüm taraflara sağduyu ve hoşgörü gerekir. En azından meydanı bağnazlara bırakmamak gerekir.

Ortaçağlarda, Haçlı Seferleri sırasında Avrupa’da eşeğe ters binip köy köy, kasaba kasaba dolaşan ve insanları Kudüs’ü kurtarmak için sefere çağıran bir papazdan söz edilir. Şimdi Hıristiyan dünyasında böyle papazlar yok. Hıristiyanlık o dönemleri aştı. Ama Danimarka’da eşeğe ters binen imamlar gördük. Bir İslami cemiyetin temsilcisi olan bir imam ve yandaşları, karikatürleri bahane edip dört aydır Ortadoğu’da dolaşıp demagoji yaparak Müslümanları tepki göstermeye çağırdılar. Bu medyatik kişi şimdi de, “Başbakan Rasmussen’le birlikte televizyona çıkalım, ben bu tepkileri yatıştırabilirim!” diyormuş…

Son günlerde şiddete yönelen tepkilerde işte bu tür kışkırtmaların önemli payı var. Son dönemde sıkışan Suriye ve İran yönetimleri de bu tepkiyi bizzat örgütleyip, kitleleri şiddete yönelterek, “Hıristiyan düşmana, ABD ve AB’ye karşı savaş cephesi” örmeye çalışıyorlar. Ne için? Sömürülmemek ve halklarını özgürlüğe kavuşturmak için mi, yoksa mevcut baskı rejimlerinin, çağ dışı diktatörlüklerinin ömrünü uzatmak için mi? Besbelli ikincisi için.

Roj TV nedeniyle Danimarka’ya öfkeli olan Türk yönetimi de Danimarka’nın sıkışmasından son derece memnun. İşin garibi –aslında hiç de garip değil- Türk solunun belli kesimleri de, her zamanki gibi, bu durumu antiemperyalizm oynamak için çok uygun bir fırsat saydılar. Kızılelma koalisyonu seferber!

Bu hengamede, mafyacı-ırkçı çetelerin adeta esir aldığı Trabzon’da bir papaz katledildi…

Tüm bunlar bölgemiz için de, dünya için de son derece olumsuz gelişmeler. Bu tür bir fanatizm ne demokrasiye, ne topluma, ne dindar insanlara, ne emekçilere bir yarar sağlamaz, insanlar ve toplumlar arasında uygarca ilişkilerin kurulmasına hizmet etmez.

Bize karşılıklı olarak sağduyu ve hoşgörü gerekli. Farklı düşünsek de, değişimci, reformcu olsak da başkalarının inançlarına saygılı olmalıyız. Çağı dolmuş, toplumun önünde artık bir ayak bağına dönüşen, bizzat dine ve dindarlara zarar veren  kimi inanç ve geleneklerin değişmesi de ancak böylesine bir hoşgörü ve diyalog ortamında mümkündür.

................................................................................
Yazarın önceki yazılarından:

Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?
Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 
 
PSK Bulten © 2006