PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Ağız Bir Kere Yanmaya Görsün

Mesud Tek

AKP’nin son MKYK toplantısında, aleyhine açılan kapatma davasına yönelik yapacaklarını, değim yerindeyse karşı hamlelerini planladığı bilgisi medyaya yansıdı.

Eğer basına yansıyanlar doğrusu ise, AKP geri çekilme yerine, “yargı darbesini” demokratikleşme ile karşılamaya hazırlanıyor.

Belki 301 kere değiştirileceği belirtilen ama halen daha bir kaya gibi yerinde duran 301. maddenin değiştirilmesi başta olmak üzere, din derslerini zorunlu olmaktan çıkartan, parti kapatılmasını zorlaştıran Anayasal değişiklikleri için AKP düğmeye basmış.

İnşallah öyledir!..

Eminim, sadece ben değil, benim gibi yüz binlerce insan inşallah çekiyor.

Haksız mıyız?

AK Parti sütünden ağzı yananların yoğurdu üfleyerek yemesinden daha doğal ne olabilir ki?

Diyarbakır’da, “benim sorunum” dediği Kürt sorununun daha fazla demokratikleşme ile çözüleceğini söyledikten sonra kılını kıpırdatması, bunun yerine gösterilere reşit olmayan genç ve çocukların katılması engellemek için, ailelerin de cezalandırılmasını ön gören yasa değişiklikleri yapan, yüreği yanık ana-babaları “çocuklarınıza sahip çıkın, devlet kendisine karşı olanlara merhamet göstermez” diyerek tehdit Erdoğan’ın söylediklerine, gözü kapalı inanmak için hiçbir neden yok.

Erdoğan, “gideceği yere kadar gidecek” dediği her olayda herhangi bir ciddi gelişme olmadığını, hiçbir yere gidilmediğini Mısır’daki Sağır Sultanlar bile duydu.

Şemdinli Davası’nda 39 yıla mahkum olan Büyükanıt’ın “iyi çocukları” Yargıtay ve askeri mahkeme marifetiyle serbest bırakıldılar ve görev yerlerine gittiler!

Hrant Dink ve Malatya Katliamı’nın kaderi de aynı olmayacağının garantisi yok.

Şemdinli Davası’nda güvenirliğini yitiren Erdoğan, ziyaret ettiği Dink ailesinin yanında aynı nakaratı tekrarlamış, gideceği yere kadar gidileceğini söylemişti.

Ortaya dökülen belgeler, Hrant Dink cinayeti ve Malatya Katliamının üst düzey askeri sivil yetkililerinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, delillerin karartıldığını, yargının da devleti temize çıkartmak amacıyla olayların üzerine gitmediğini ortaya koyuyor.

Ama Erdoğan’dan da, hükümetinden de tıs yok; sivil ve askeri yetkililer görevlerinin başında, terfilerine terfi ekliyorlar.

Ergenekon Davası’nda da benzeri gelişmeler yaşanıyor.

Davanın adı ayyuka çıkmış bazı piyonları yargılayıp mahkum etmeden öte gitmeyeceği kanısı kamuoyunda yaygın bir biçimde paylaşılıyor.

Gazetecinin birisi Ergenekon’un bir numarasını bildiğini, muvazzaf bir subay olduğunu iddia ediyor.

Nokta Dergisi’nin kapatılmasına neden olan haberlerin doğru olduğu, yani kuvvet komutanlarının darbe hazırlığı içinde oldukları devletin resmi kurumları tarafından teyit ediliyor.

Ama AKP hükümeti bu gelişmeler karşısında 3 maymunları oynamaya devam ediyor.

Generaller, bugüne kadar biri post modern, biri sanal olmak üzere 5 kez siyasete müdahale ettiler, darbe yaptılar.

Ama hiçbir general yargılanmadı, hiçbir hükümet generalleri yargılamayı göze al(a)madı.

General Evren hakkında dava açtığında Sacit Karasu adlı savcının başına gelenler ise pişmiş tavuğun başına gelmedi.

AKP hükümetinin generalleri yargılamayı göze alacağını, bu amaçla gerekli yasal değişiklikleri yapacağını düşünmek için bir neden yok.

Çünkü AKP bu ve benzerlerini gerçekleştirecek demokratik geleneğe, program ve ufka sahip değil.

Olmadığını Erdoğan son Avrupa gezisinde bir kez daha gösterdi.

İsveç’te katıldığı bir toplantıda, Kürt kimliğinin tanınmasına, Kürtçe eğitime karşı çıkıyor.  Erdoğan, Kopenhag Siyasi Kriterleri'nden bu yana dillerini istedikleri gibi kullanan Kürtlerin, istedikleri gibi eğlendiklerini söylüyor; Kürt sorununu çözmeyi dert edinmediklerini bir kez daha itiraf ediyor.

Asimilasyon insanlık suçu”dur diyen TC Başbakanı, insanlık suçu işlemeye devam edeceklerini bir kez daha gösteriyor.

Aynı toplantıda, "Tek ülke, tek millet, tek bayrak, tek devlet... Bundan daha doğal ne olabilir?" diye soran Erdoğan, resmi ideolojinin dışına çıkılmayacağını, bu nedenle de yapılacak değişikliklerin “sözde” olmaktan öteye gitmeyeceğini itiraf ediyor.

Türkiye’de, tüm toplumsal, siyasal ve kültürel sorunların, tekçi devlet anlayışından kaynaklandığı bilmeyen kimse kaldı mı, acaba?

Sorunlara neden olan temel anlayış , "tek ülke, tek millet, tek bayrak, tek devlet” anlayışı değişmeden, bu anlayışa dokunulmadan, yapılacak her değişiklik “sözde” kalmaya mahkumdur.

Bu nedenle AKP sütünden ağzı yananların, yoğurdu üfleyerek yemesinden “daha doğal ne olabilir” ki..

Yeri gelmişken, eğer kabul ederse Erdoğan’dan bir ricam var.

TC Başbakanı İsveç’teki toplantıda, “Kürt kökenli vatandaşlarımızı azınlık gibi görüyor Avrupalı. Hayır, azınlık değiller onlar. Kürt kökenli vatandaşlarımıza, 'Siz azınlıksınız' dediğiniz zaman sizi tekme tokat dışarı atar. Çünkü onlar bizim asli unsurlarımız, asli yapımızın içerisinde onlar" diyerek, daha önce defalarca dile getirdiği bir söylemi tekrarladı.

Sayın Erdoğan,

Kürtlerin Türkiye’deki statüsü asli unsur olmanın gereği ise, asli unsur olduğumuz için dilimizle eğitim yapamıyorsak, kimliğimizle siyasal, sosyal ve kültürel kurum ve kuruluşlar oluşturamıyorsak, kendi dilimizle belediye hizmetleri veremiyor ve alamıyorsak, hiçbir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın Kürtçe radyo ve televizyon yayını yapamıyorsak, kendi temsilcilerimizi meclise göndermek için bin bir yola başvuruyorsak, biz bu tür asli unsur olmayı istemiyoruz.

Sayın Erdoğan,

“Aslı unsur”u Kürtlerin asimilasyonunu hedefleyen devlet politikasının, kirli emellerinin perdesi yapmaktan, bizim adımıza “Kürtlere azınlık derseniz sizi döverler” diyerek, haklarımızdan bahseden yabancıları tehdit etmekten vazgeçin.

Kürtler, doğru ya da yanlış, eksik ya da fazla haklarından bahsedenleri bugüne kadar dövmediler.

Kuşkunuz olmasın, biz, zorunlu kaldığımızda kimi döveceğimizi çok iyi biliyoruz.

Yazarın önceki yazılarından:

“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

 
 
PSK Bulten © 2008