PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”

Mesud Tek

Yargıtay Başsavcısı’nın AKP’nin kapatılması amacıyla Anayasa Mahkemesi’nde dava açmasıyla başlayan gerginlik ve oluşan dumanlı hava, mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle birlikte daha yoğun bir hal aldı.

Konuya ilişkin çok şeyler söyleniyor; yazılıyor.

Ki, bunlar arasında dikkatimi çeken bir-ikisine ilişkin görüşlerimi dile getirmek istiyorum.

Bazı kesimler ile bir kısım kalemler, AKP hakkında açılan davanın, aynı zamanda demokrasiye yönelik yargı darbesi olduğunu belirterek, demokrasinin korunması adına, kapatma davasına karşı çıkılması gerektiğini söylüyorlar.

Ben de öyle düşünüyorum.

Kuşkusuz, kapatma davası en başta AB karşıtlarının, Türkiye’nin içine kapanık bir ülke haline gelmesini isteyenlerin, ergenekoncularla benzerlerinin hoşuna gitti; gidiyor.

Bu nedenle, söz konusu kesimlerine sevinçlerine ortak olmamak, var olan haliyle demokrasi savunmak için kapatma davasına karşı çıkmak gerekir; bu, AKP’ye destek anlamına gelse de..

Ama ben aynı zamanda, AKP’nin sanıldığı, gösterilmek istendiği kadar masum olmadığını da düşünüyorum.

AKP’nin, gelişmelerin bu noktaya gelmesinin başlıca sorumlusu olduğunu söylemek haksızlıktır, elbette.

AKP’nin hükümet olup iktidar olamaması ve bu amaç için ciddi çabadan kaçınması, O’nu, gelişmelerin bu noktaya gelmesinde pay sahibi yapmıştır.  

AKP, 6 yıllık iktidarı döneminde yeni ve sivil bir anayasa hazırlamamakla, köklü yargı reformunu gerçekleştirmemekle bu noktaya gelmenin yolunu açık tutmuştur.

Ordunun siyaset ve ülke yönetimini üzerindeki vesayetini azaltmak yerine, Şemdinli Davası’nda olduğu gibi generallerle uzlaşma yoluna giden, ülkeyi değişim ve demokrasi yoluna sokacak AB ipine sarılmak yerine, MHP ve CHP ile milliyetçilik ve devletçilik yarışına giren AKP, gelişmelere çanak tutmuştur.

“Bir musibet bin nasihattan evladır” denir.

Bazı kalemler, AKP’nin bu atasözüne uygun olarak gelişmelerden dersler çıkartıp demokratikleşme için gerekli olanları yapacağına dair iyimser bir hava yaratıyorlar.

Ben bu iyimserliğe katılmıyorum.

Başta AB olmak üzere, özgürlük ve demokrasi yanlılarının nasihatlarına kulaklarını tıkayan AKP’nin, açılan dava musibetinden ders aldığını söylemek mümkün değil.

Davanın açılmasından sonra gösterdiği tavır ve söylemleri, AKP’nin tüm mesaisini demokrasiyi korumak yerine, kendisini kurtarmaya harcadığını gösteriyor.

Düşüncelerini dile getiren DTP’lilere karşı savcıları harekete geçiren Erdoğan, kendisine karşı darbe hazırlığı içinde oldukları resmen kanıtlanan emekli generaller söz konusu olduğunda 3 maymunları oynuyor.

Bazı askeri ve sivil yöneticilerin, Hrant Dink’in katledileceğini çok önceden bildikleri resmen açığa çıktı.

Ama cinayeti önlemek için kılını dahi kıpırdatmayan bu yöneticiler de, hiç bir şey olmamış gibi işlerine devam ediyorlar.

Kıbrıs sorununda yaşanan çözümsüzlüğün Türkiye’nin AB üyeliği önünde bir engel oluşturduğu biliniyor.

Erdoğan’ın, Kıbrıs’ın Rum kesiminde yapılan son seçimlerle birlikte çözüm umutlarının yeşerdiği bir dönemde adayı ziyaret eden Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın, çözümsüzlüğü dayatan mesajlarını duymazdan gelmesi, O’nun musibetten ders almaya niyeti olmadığını gösteriyor.

Kutlamaları keyfi biçimde yasaklayarak Newroz’da da kan dökülmesine neden olan vali ve emniyet müdürleri ile, canlı yayında çocuk kolu kıran polis memuru da yerlerinde duruyorlar.

 “İmam yellenirse cemaat s…” denir.

“PKK ve terörünü mahkum etmedikçe DTP ile görüşmem” diyen Başbakan’ın memurlarından Siirt Emniyet Müdürü de, DTP milletvekilinin kendisine uzattığı eli, “çocuk katillerini mahkum etmeyenlerin elini sıkmam diye” geri çeviriyor.

AKP yöneticileri, kapatma davasının açılmasından sonra, “halk iradesi” lafını ağızlarına sakız ettiler.

Ama onların sadece AKP’ye verilen oyları halkın iradesi olarak gördükleri anlaşılıyor.

Ki, halkın iradesinin temsilcilerinin elini sıkmayan emniyet müdürü halen daha görevinin başında.

O ve Newroz’u kana bulayan öteki vali ve emniyet müdürleriyle, canlı yayında kol kıran polis memuru, bu hizmetleri karşılığında ileride terfi ettirileceklerinden emin olabilirler..

Kabadayılar sık-sık, “dövdürme kendini ulan” derler.

Kabadayı dayak atsa bile suçsuzdur, çünkü karşıdaki kaşınmıştır, kendini dövdürtmüştür.

Kasımpaşa kabadayıları ile de meşhurdur.

Erdoğan da Kasımpaşalı.

Başbakan, “vandalizme ortam hazırladılar” diye Newroz’da yaşanan olaylardan DTP’yi sorumlu tutuyor.

Tam bir Kasımpaşalı tavrı.

Kaşınan Kürtler, kendilerini polislere dövdürtmüşler.

Böylesi bir göreve seve-seve yerine getiren polislerden bazıları ileri gidip 3 kişiyi öldürmelerini de iş kazası olarak görmek lazım.

Kaşınmak isteyen on binlerce kişiyi kaşımak kolay mı?!!

Kısa bir zaman diliminde yaşanan bu ve benzeri gelişmeler, AKP’nin “Bir musibet bin nasihattan evladır” atasözünün gereklerini yerine getirmeyeceğini gösteriyor.

Başa dönersek.

Evet, kapatma davasına karşı çıkmak gerekir, bu AKP’nin işine gelse de.

Ama kimse Kürtlerden AB süreci ve demokrasiyi korumak adına AKP’yi desteklemelerini beklemesin, bunu önermesin, artık..

Kapatma davası öncesi ve sonrası yaptıklarıyla AKP, devletleşme yolunda önemli mesafeler kat ettiğini, demokrasiyi kendisi için istediğini ortaya koydu.

Bu nedenle yurtsever Kürtler, özgürlük ve demokrasi yanlıları, her soydan ve her boydan Kemalistlerle “kendine demokrat” olanlardan birini seçme yerine, kendi cephelerini oluşturmalıdırlar.

Yazarın önceki yazılarından:

Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

 
 
PSK Bulten © 2008