PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 
Filmi Başa Sarmak

Mesud Tek

Eğer doğru değilse, ben, bana anlatanların yalancısıyım.

Yılmaz Güney fırtınasının estiği yıllarda, Sivereğin yazlık sinemasının en ön sıralarında oturan kabadayılar, Yılo’nun kötü adamları dövdüğü sahneleri tekrar, tekrar seyretmek için, başlarını film makinesinin bulunduğu küçücük odaya çevirip,  “ula makinist başa al”, Güney’in kötü adamlardan dayak yediği sahnelerde de “geç ula, çabuğ geç” diyorlarmış!..

Türkiye’de de film yeniden başa sarılıyor.

Ama iyilerin kötüleri dövdüklerini tekrardan seyretmek için değil, Siverekli kabadayılara, “geç ula çabux geç” dedirten kötülerin, iyileri daha fazla dövmeleri için, AB sürecini kesintiye uğratmak, AB üyeliği yüzü suyu hürmetine yapılan kısmi reformları ortadan kaldırmak, Kerkük’deki Kürt etkinliğini kırmak, Güney Kürdistan’daki ulusal, demokratik kazanımların kökleşmesini engellemek, başta Kuzey’dekiler olmak üzere tüm parçalardaki Kürtleri korkutup, sindirmek için..

Filmi geriye sarmaya, Danıştay olayından çok önce başlanmıştı.

Yaşar Büyükanıt’ın sevgisine mazhar olmuş “iyi çocuk”ların Yüksekova-Hakkari ve Şemdinli üçgenindeki eylemleri, filmi geriye alma sürecinin önemli aşamalarından birini oluşturmaktadır.

“İyi çocuk”ların eylem üstü yakalanmaları da, filmi başa sarmaya engel ol(a)madı. Çünkü “iyi çocuklar” en üst düzeyde sahiplenildiler, başlangıçda gaza gelip, “gideceği yere kadar gidilecek” diyen Başbakan, daha sonra Genelkurmay’ın önünde dize geldi.

Çocukların kurşunlandıkları Diyarbakır olayları, Hakkari’de öğrenci servisine yapılan saldırı ve benzerleri, büyük kentlerde Kürtlere, devrimci demokratlara yönelik linç girişimleri de, filmi başa almanın birer aşamasını oluşturuyorlar.

Ama bu olaylar, kanıksandıkları Kürdistan’da yaşandığı için, filmi başa sarmanın tamamlanmasına yetmiyor,  yetmedi. Danıştay baskını gibi şok eylemlere ihtiyaç vardı.

Danıştay, son kararları nedeniyle, başta AKP hükümeti olmak üzere islami çevrelerle “otoriter laikler”in meydan savaşına tutuştukları bir alandı.

Bu nedenle gerçekleştirildiği andan itibaren Türkiye’nin gündemini oluşturan ve daha bir müddet gündemi işgal edecek olan Danıştay saldırısı, filmi başa almanın çok önemli bir aşamasını oluşturuyor.

Türkiye günlerdir, Danıştay olayının arkasında kimler olduğunu tartışıyor. Oysa Özel Harp Dairesi (Kontrgerilla) Talimatnamesi’nde yeralan “kitleleri sarsan ve halkın nefretine yol açan eylemler yapıp karşı tarafa mal etmek” ibaresi, Danıştay ve benzeri eylemlerin arkasında kimlerin bulunduğunu gün gibi ortaya koyuyor.

Danıştay eylemindeki Kontrgerilla’nın derin izlerini silmek amacıyla, Genelkurmay ve onun siyasi sözcüsü durumuna gelen CHP tarafından yoğun bir çaba yürütülüyor.

Genelkurmay Başkanı’nın, öldürülen Danıştay üyesinin cenaze töreninde hükümete ve AKP’li bakanlara yönelik tepkileri olumlu bulduğunu belirtmesi, tepkilerin sürdürülmesini istemesi; Deniz Baykal’ın olayın arkasında irticanın bulunduğunda israr etmesi, katilin Kontrgerilla ile ilişkisini ortaya koyan bilgileri “ıvır zıvır” olarak nitelemesi bu nedenledir.

“Ivır zıvır” lafı, daha sonra derin devletinin sillesini yiyerek iktidardan düşecek olan  Erbakan’ın, Susurluk olayı esnasında, Kontrgerillaya yönelik iddialara  “fasa fiso” demesini anımsatıyor!...

Erbakan, Kontgerilla’yı savunmanın, derin devletin üzerine gitmemenin bedelini, iktidardan düşerek ödedi.

Erdoğan’ı da aynı akibetin beklediğini söylemek için, vakit henüz erken. Ama Erdoğan’ın, sözkonusu akibetin hazırlanmasına katkı sunduğunu söyleyebiliriz.

Başbakan sık sık Genelkurmay’ın hükümete bağlı olduğunu söyler. Bu, rütbesi ne olursa olsun genelkurmay başkanının hükümetin yönetimde çalışan bir devlet memuru olduğunun bir başka biçimde ifadesidir.

Erdoğan, hükümetine karşı yapılan saldırıları olumlu bulan ve devam edilmesini isteyen bir devlet memuruna karşı soruşturma açacağına, lafazanlık yapıyor; kılını kıpırdatmıyor. Yurtdışında iken “bu tavrı Genelkurmay Başkanımıza yakıştıramadım” diyen Başbakan, ülkeye döndüğünde “bu sorun kapanmıştır” diyor.

Oysa Erdoğan’ın bu söylemi, filmi başa sarmak isteyenlerin işini kolaylaştırıyor.

Adım gibi eminim. AKP, filimin başa sarılması tamamlandığında iktidarda kalamayacağını çok iyi biliyor.

Biliyor ama, halihazırda engellemek için ciddi bir çaba harcamıyor. Harcayamıyor. Çünkü bugüne kadar yaşananların da gösterdiği gibi, buna ufku, programı ve dünya görüşü yetmiyor.

Gelişmelerin de ortaya koyduğu gibi, filmin başa sarılmasını önleyecek asıl güçler, Türk, Kürt devrimci-demokratlardır, ilerici ve yurttseverler, özgürlük ve barış yanlılarıdır.

Bu güçler, aynı filmi tekrar, tekrar seyretmemek için omuz omuza vermeli, birlikte mücadele etmelidirler. Danıştay olayları ve sonrasında yaşanan gelişmeler ve tartışmalar bu iş için uygun bir ortam yaratmıştır. Bu ortamdan yararlanmanın başta gelen şartı, Susurluk sürecinde yaşanan yanlışlıklardan dersler çıkartmak, “otoriter laiklerin” ve kemalistlerin ekmeğine yağ sürmekten kaçınmaktır.

Başta legal Kürt hareketi olmak üzere, yurtsever demokratik Kürt hareketinin iş ve güçbirliği, sadece sözkonosu mücadelenin başarısını kolaylaştırmaz. Aynı zamanda Kürt sorununun temelden çözümü için de gereklidir.

......................................................
Yazarın önceki yazılarından:

Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2006