PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

“İyi Çocuklar”a İş Çıktı

Mesud Tek

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nın internet sitesine, yine bir gece yarısı konan bir duyuru, “iyi çocuklar”a iş çıktığını gösteriyor.

Yenisi ve eskisiyle tüm kemalistler, omuzu kalabalık subaylar, ırkçı-şoven ve faşitlerle bilumum yeminli Kürt düşmanları, 22 Temmuz seçimlerinde, hükümeti AKP’ye kaptırmama, meclis kapısını solculara ve yurtsever Kürtlere kapalı tutma konusunda kararlı görünüyorlar.

Seçim sürecinin başlamasıyla birlikte, solcuların, yurtsever Kürtlerin bağımsızlar olarak meclise girmelerinin önün kesme konusunda hem fikir olan, bu amaçla gerekli olan yasal ve anayasal değişiklikleri, birlikte, jet hızıyla gerçekleştirenler (AKP, CHP, ANAP, DYP ve Sezer) arasında, ciddi bir kapışma yaşanıyor.

Son gelişmeler, özünde değişim ve demokrasi yanlılarıyla karşıtları arasında geçen kapışmanın, seçim günü yaklaştıkça daha da şiddetleneceğini gösteriyor.

Bir gece yarısı TSK internet sitesine konulan, Genelkurmay Başkanı’nın “terörün Mayıs 2007 tarihinden itibaren tırmanacağını” öngörüsünün doğru çıktığını belirterek başlayan duyuru da, bu kapışmanın bir parçası.

Genelkurmay Başkanı’nın sözkonusu öngörüyü yaptığı tarihten bu yana “terör eylemleri”nde bir artış olduğu doğru, elbette.

Ama bu artışa, Genelkurmay Başkanı’nın Şemdinli Olayları esnasında sahip çıktığı “iyi çocuklar”ın katkıda bulunduğu da, bir o kadar doğru.

TSK sitesinde yer alan bildiride, ülke içinde ve dışında, barış, özgürlük demokrasi taleplerini dile getirenler “terör örgütüne paravan olmakla” suçlanıyorlar.

Aşırı merkeziyetçi, tek tipçi yönetim sistemini eleştirenler de TSK’nın saldırı oklarına hedef olanlar arasında bulunuyor.

Ve hepsinden önemlisi, TSK’ya göre, tekçi yönetim biçimi eleştirenlerle, barış, demokrasi ve özgürlük talebinden bulunanlar ve onların “çarpık düşünceleri” terör eylemlerinin göstergesi oluyor!..

“Türkiye’deki 5 bin terörist ile ilgili mücadele bitti mi, yani bu halledildi mi, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşma safahatine gelinecek” diyen TC Başbakanı Erdoğan, eğer gerçekten içerde “terör”ü bitirmek istiyorsa, herşeyden önce TSK bildirisine hakim olan, “özgürlük, barış ve demokrasi taleplerini, üniter devlet yanlısı olmayan düşünceleri “terörün göstergeleri” olarak gören anlayışla mücadele etmelidir.

Bunun için yapılması gereken ilk iş, resmi “Kürt sorunu eşittir PKK, PKK eşittir terör” denklemine son vermek ve bu denkleme uygun politikalardan vezgeçmektir.

Kürt sorununun ulusal bir sorun olduğunu, PKK ve “terörü”nün, sorunun askeri yöntemlerle, baskı, zor ve asimilasyon politikalarıyla çözümünde israr etmenin bir sonucu olduğunu görmek ve buna uygun adımlar atmaktır.

AKP, bugüne kadarki uygulama ve tavırlarıyla bu görevi yerine getirecek bir yapıda olmadığını ortaya koydu; sorunun çözümüne yönelik bir ufuk ve programdan yoksun olduğunu gösterdi.

Erdoğan’ın, “siyasi irade olarak nihai kararı biz veririz” demesine bakmayın siz.

Bugüne kadar yaşananlar, nihai kararların siyasi irade tarafından değil, askeriye tarafından verildiğini ortaya koyuyor.

Siyasi merci olarak bazı kararlar veren Erdoğan’ın, bu kararlarından çok çabuk vazgeçtiğini, tükürdüğünü yalayıp geniş U dönüşleri yaptığını gördük.

Erdoğan’ın, Kürt sorunu ilişkin olarak Diyarbakır’da yaptığı açıklamalardan pişmanlık duyduğunu, Şemdinli Olayları sırasında “iyi çocuklar”ın üzerine gidileceğinden bahsetmesine karşın, Savcı Ferhat Sarıtaş’ın derbeder olmasına göz yumduğunu, Hrant Dink Cinayeti’yle Malatya’da gerçekleştirilen Hırıstıyan katlıamının üzerine gitmediğini, gidemediğini birlikte yaşadık.

“Gerekirse, her iki kesiminde yarararına olacaksa Kuzey Irak Yerel Hükümeti ile ilişkiler kurulmasından yanayız” diyen ve bu nedenle Genelkurmay ile ayrılığa düşen Erdoğan’ın, bu konuda da çok geniş bir U dönüşü yapıp “aşiret reisi ile görüşmem” diyerek Kızıl Elmacıların yanına demir atmasının üzerinden, çok zaman geçmedi.

Erdoğan ve hükümeti, hükümete bağlı olduğunu sık sık hatırlattıkları TSK’nın internet sitesinde yer alan, demokrasi, özgürlük ve barış karşıtı bildiriye yönelik olarak da, 3 maymunları oynuyor.

Görmezden, bilmezden ve duymazdan geliyorlar..

Oysa sözkonusu bildiriyle, aynı zamanda AKP hükümetinin de hedeflendiği çok iyi biliniyor.

TSK’nın, bildiride yer alan “terör olaylarına karşı, yüce Türk milleti kitlesel karşı koyma refleksini göstermelidir” çağrısı uyarınca sokaklara dökülüp Kürt karşıtı gösteri yapanlar karşısında, dut yemiş bülbüle dönüşen AKP hükümeti, ölen askerler için düzenlenen törenlerde, aynı çağrı uyarınca hükümet ve üyelerine karşı tepki gösterildiğinde harekete geçiyor.

AKP, TSK’nın çağrısı uyarınca harekete geçenlerin hedefinde Kürtler olduğu müddetçe hükümet olmanın gereklerini yerine getirmiyor, sessiz kalıyor ve hatta oylarını birkaç puan artırmak uğruna, onlarla milliyetçilik yarışına giriyor.

Saldırılar kendine yöneldiğinde de feryat, fıgan ediyor, demokrasiden, hukuk devletinden bahsediyor!.

AKP nalıncı keseri gibi kendine yontmak istiyor.

Bunda başarılı olur mu, bilinmez.

Ama bilinen birşey var ki militarizmle uzlaşarak, ona tavizler vererek “müslüman (ya da muhafazakar) demokrat” olunmaz, ülke değişim ve demokrasi yoluna sokulmaz, AB üyeliğinin kapıları açılmaz..

TSK’dan “kitlesel karşı koyma rekleksini gösterme” talimatı alan ve bugüne kadar TSK’nın birer uzantısı olarak faaliyet yürüten emekli generaller ve kemalistlerin yönetimindeki “sivil toplum örgütleri” harekete geçtiler bile.

Bu örgütlerin düzenleyeceği mitinglerde, “kitlesel karşı koyma refleksi” uyarınca Kürt halkına ve onun özgürlük taleplerine, AKP ve hükümetine ağır saldırılar yapılacağını söylemek, müneccimlik olmasa gerek.

Bu mitingler esnasında, dünya alemin gözü önünde, Kürtler linç edilmeyecek, Kürt kurum ve kuluşlarına saldırılmayacak.

Bu işi, “durumdan vazife çıkaran”, hakim ve savcıları hizaya getirmek amacıyla bir iki bomba patlatanların emriyle “iyi çocuk”lar yapacaklar.

Provokasyonlar, kader değil elbette.

Provokasyonların önlenmesi, herşeyden önce halkı oynanmak istenen oyunlar konusunda aydınlatmakla mümkün.

Bu görevin yerine getirilmesini sadece AKP ve hükümetinden beklemek, saflık olur.

Bu, asıl olarak Türk liberal, demokrat ve sol hareketiyle Kürt yurtsever hareketinin birliği ile başarılır.

Bir de provokatörlerin eline koz verecek eylem ve söylemlerden uzak durmakla..

Bu nedenle PKK, ilan ettiği ateşkesin devam edeceğini açıklamalı ve bilahare silahlı eylemlerine son vermelidir.

Çünkü silahlı eylemlerin Kürt ulusal davasına zarar verdiği, her geçen gün biraz daha açığa çıkmaktadır.

PKK’nin bu gerçeği görmesi, aklı selim davranarak çağrılara kulak vermesi, hem kendisine hem de Kürt halkına, PKK’nin jargonuyla “büyük kazandıracaktır.”

Yazarın önceki yazılarından:

Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2007