PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 

Kendi Liderlerimizden Öğrenmek..

Mesud Tek

Geçen salı günü akşamı, TIŞK TV’nin bir programına katıldım.

Program şehit edilmesinin 17. yıldönümü nedeniyle, İran Kürdistan Demokrat Partisi Genel Sekreteri Dr. Said’in (Dr. Sadık Şerefkendi)  kişiliği ve mücadelesi üzerine idi.

Programda Şehit Dr. Qasımlo ve Dr. Said’i yakından tanıma şerefine nail olmuş Kuzeyli Kürt olarak her iki lidere ilişkin görüşlerimi dile getirdim.

“Program Dr. Said üzerine, Dr. Qasımlo ile ne ilişkisi var?” diye sormak mümkün.

Ama bu iki ölümsüz lideri birbirinden ayrı düşünmek, Dr. Qasımlo’ya değinmeden Dr. Said’i anlamak ve anlatmak mümkün değil.

Amacım, programda söylediklerimi burada tekrarlamak değil.

Ama her iki liderin bir-iki ortak özelliği var ki, Türkiye’nin siyasi gündemini işgal eden son süreci de ilgilendiriyor ve yeni dönem Kürt politikacıları için önemli dersler içeriyor.

Bunlardan birisi tutarlılık, kararlı duruş ve her türlü riski ve bedeli ödemeyi de göze alarak inancı doğrultusunda yürümek, tabu sayılan konuları dile korkusuzca getirmektir.

Ki her iki lider de inandıklarının gereğini yerine getirirlerken şehit edildiler.

O dönemi yaşayanlar çok iyi bilirler ki, 80’li yıllarda Ortadoğu’da, ulusal sorunun çözümü için merkezi hükümet ile görüşmeye hazır olduğunu açıklamak, her babayiğidin harcı değildi.

“Uzlaşmacı, reformist, yeteri kadar devrimci olmama” gibi yaftaları, saldırı ve eleştirileri göğüslemeyi gerektiriyordu..

Dr. Qasımlo ve Dr. Said, yönettikleri partinin politikası gereği, Kürt sorunun çözümü için, kapılarını Humeyni rejimi ile görüşmeye açık tuttular.

Ama yapısı gereği İran İslam Cumhuriyeti’nin sorunları diyalog ve barışçıl yollardan çözme düşüncesine yabancı olduğunu biliyorlardı ve her fırsatta bu gerçeğe vurgu yapıyorlardı.

Dr. Qasımlo’nun görüşme masasında kalleşçe şehit edilmesinden sonra, İran ve İran Kürdistanı’nda faaliyet gösteren siyasi örgütlerin hemen hepsi, “İran İslam Cumhuriyeti ile uzlaşma olmayacağı görüldü” mealinde şeyler söylediler.

Biz Kuzeyliler arasında da bu biçimde düşünenlerinin sayısı bir hayli idi.

Oysa Dr. Qasımlo uzlaşmak için değil, Kürt sorununun diyalog yolu ile çözülmesi için görüşme masasına oturmuştu.

Çünkü, “görüşme yapmak mücadelenin bir parçasıdır”, “görüşme masası mücadele alanlarından biridir”, “özgürlük için ölümü göze alanlar, görüşmeden kaçamazlar” gibi belirlemeler, Dr. Qasımlo’ya aitti ve sekreterliği sırasında Dr. Said’e de yol gösterici oldular.

Biliniyor, Dr. Said de bir başka görüşme masasında şehit edildi.

Bu kez görüşme masasında İran rejimi değil, muhalefeti vardı.

Konu ise, İran İslam rejimine karşı ortak mücadele ve işbirliğinin nasıl kotarılacağıydı.

Ki, Kürt sorunun çözümü için, yaşanılan ülkenin devrimci ve demokrat güçleri ile ilişki kurulması, tüm Kürt partilerin stratejilerinin bir parçası..

Özcesi, her iki lider de doğruluğuna inandıkları şeyleri hayata geçirirlerken, İran İslam Cumhuriyeti’nin uşaklarınca şehit edildiler.

Dr. Qasımlo’nun şehit edilmesinden 20 yıl, Dr. Said’in şehit edilmesinden 17 yıl sonra, sorunların görüşmeler yoluyla çözülmesi talebi, o dönemde Qasımlo’yu eleştirenler de dahil, hemen herkes tarafından dile getiriliyor.

Her iki liderin büyüklüğü, sadece inanç ve ilkeleri uğruna ölümü göze almalarından  kaynaklanmıyor.

Aynı zamanda ileriyi görmeleri, kendi arkadaşlarından gelecek eleştiriler de dahil her şeyi göze alarak doğru bildiklerinin arkasında durmaları ve kararlı bir biçimde doğrularını savunmaları da onları büyütüyor.

Türkiye’deki son süreç ile ilgili tartışmaların ortalığı toz, dumana büründürdüğü bir dönemde, Kürt politikacıları bu iki liderin, bu önemli özelliklerini örnek almaları, doğrularını eğip bükmeden, kararlı bir biçimde savunmaları gerekiyor.

Her iki ölümsüz liderin şehit edilmelerinin ortaya koyduğu gerçeklerden birisi de Kürtler söz konusu olduğunda, petrolün adaletten üstün tutulmasıdır.

Biliniyor, Avusturya hükümeti, bencil çıkarları uğruna, ülkesinde cinayet işleyen, Dr. Qasımlo ve arkadaşlarını katleden İranlı görevlileri önce  yakaladı, daha sonra serbest bıraktı.

Almanya’da böyle olmadı.

Almanya güvenlik güçleri, kısa bir süre içinde Dr. Said ve arkadaşlarının katili ve yardımcılarını yakaladılar.

Berlin Mahkemesi, her türlü şantaj ve tehditlere kulak asmadı; katilin arkasındaki gücün İran devleti olduğunu söyledi.

İran İslam Cumhuriyeti, AB üyesi bir ülkenin mahkemesi tarafından “terörist” olarak ilan ediliyordu.

Ama ne yazık ki başta Almanya olmak üzere öteki Avrupa ülkelerinin, Berlin Mahkemesi kadar cesur olmadıkları kısa sürede ortaya çıktı.

Almanya ve öteki AB üyesi devletler, kendi mahkemelerinden birisinin verdiği karara uygun siyasi ve diplomatik bir tavır içine gireceklerine, bencil çıkarları uğruna sorunu tavsatmayı seçtiler.

Ve böylece ölümsüz Mela Mustafa Barzani’nin özlü bir belirlemesi daha hayat buluyordu:

“Kürtler söz konusu olduğunda, bir varil petrol bir ton adaletten daha kıymetlidir.”

O adalet ki insanlık, ortaya çıktığı andan itibaren, gerçekleşmesi için mücadele etti; ediyor..

Dr. Qasımlo ve Dr. Şerefkendi, canları pahasına doğrularımızın arkasında kararlı bir biçimde durmamız gerektiğini öğrettiler bize.

Derslerini sadece son süreçte yolumuzu şaşırmamak için değil, her zaman göz önünde bulundurmalıyız diye düşünüyorum.

  Yazarın önceki yazılarından:

Bir kez daha “Keşke” Dememek İçin
“Türk Sorunu” mu?
1 Eylül ve Süreç
“Ölüm ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”
Xala Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim Sonrası Sınavı
Güney Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta me
Demokrasi, Dipçik ve Cop
Yetersiz ama önemli..
“Peygamber Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim, ama nasıl?
Gözden Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da Neler Oluyor?
Türkiyelileşme" Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler Günü
Soğukkanlı Olmanın Zamanı
29 Mart Sonrasına Dair
“Ya Hezar ya Hiç”
Mart Ayı ve Dersleri
Can Kurban Bu Provokasyona
Kim Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu da böyle biline”
Yêzidiler, Güven ve Vefa
“Kürdistanlı Partiler Konferansı”
Bilim İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri Oturup Doğru konuşursak..
Darısı Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan” ve teferruat!..
Tekrarın getireceği sıkıcılığı da göze alarak..
Velev ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk Etmesi Gerekenler..
Arap Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci Tezkereye Dair..
Kirli Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi Çatı
Uzlaşmak…
Güngören, Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
Ordu Yargı El Ele”
Anayasa Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000 İmza ve “Yabancı”lar
1000 İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi Olmak Gerekirse..
İyi Şeyler
Kürt Çatısı
Kargalar Bile Gülmüştür
Kemalizmi Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

  

 
PSK Bulten © 2009