PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Malumun İlani

Mesud Tek

Emeklileri de dahil Türk generallerinin son açıklamaları, bazılarını şaşırtmışa benziyor.

Emekli paşa, yeni adıyla “PKK Koordinatörü” Edip Başer ile ile Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un son söylemleri, ya da “baklayı ıslatmayıp ağızdan çıkartmaları”, bazılarının ezberini bozuyor gibi!.

 “Bağımsız Kürdistan’ın engellenmesi”, sadece Türk Genelkurmayı’nın değil, tüm kurum ve kuruluşlarıyla TC devletinin başta gelen amacıdır.

Bu aynı zamanda ekonomik, politik, diplomatik ve kültürel politikasıyla TC’nin dizayn edildiği hedeflerden birisidir de..

Ayrıca yeni de değildir.

Kürt devletinin kurulmasını önlemek, kuruluşundan itibaren TC’nin stretejik hedefleri arasında yer almaktadır.

Bu nedenle Edip Başer, “asıl hedefimiz bağımsız Kürdistan’ı engellemektir. PKK ile mücadele bu stratejinin ayrıntısıdır” demekle yeni bir şey söylemiyor; malumu ilan ediyor.

Bazıları Edip Başer’in, “PKK’ye karşı mücadeleyi ayrıntı olarak” görmesini itiraf ya da baklayı ağızdan çıkartma diye nitelendiriyorlar.

Oysa, PKK’nin Güney Kürdistan’daki varlığının bahane olduğunu, asıl olarak Kürdistan Hükümeti ve Parlamentosu’nun amaçlandığını tekrarlamaktan, bir kısım Kürtlerin (örneğin bizim) dilinde tüy bitti.

Dilinde tüy biten Kürtlerin bu söylemi yeni de değil ayrıca.

1991 Kürt Baharı’ndan itibaren aynı şeyleri söylüyorlar.

PKK’yi Güney’deki yapıyı zora sokacak eylem ve söylemlerden uzak durmaya çağırdılar; çağırıyorlar.

Generaller son söylemleriyle (istemeseler de), hayırlı bir iş yaptılar, vucudunda omurga diye bir bölge olduğunu unutan bazı Kürtlerin uyanmalarına yardımcı oldular.

PKK Güney Kürdistan Hükümeti’ne, KDP ve YNK’ye karşı hamasi söylemler eşliğinde savaştığında, Öcalan, mahkemesi sırasında övünerek “Güney’de Kürt devletinin kurulmasını engelledik” dediğinde, bir kısım PKK yöneticilerinin, “Güney’deki varlığımız Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarının güvencesidir” ve benzeri söylemlerde bulunduğunda sesi, soluğu çıkmayanların, generallerin söylediklerini “baklanın ağızdan çıkması” olarak değerlendirmeleri, Kürt ulusal hareketi açısından bir kazançtır diye düşünüyorum.

Öyle anlaşılıyor ki Edip Başer’in son söylemi bazı ezberleri de bozacak.

“ABD, AB ve Kuzey Iraklı Kürtler, PKK’yi Türkiye’yi bölmek için kullanıyorlar” vb, ezberlerin geleceği de pek parlak değil.

 Şimdi bazıları “acaba Türk devleti, PKK’nin Güney Kürdistan’daki varlığını, planlarını hayata geçirmek için mi kullanıyor?” diye soruyorlar.

Son günlerin moda değimiyle, “güzel bir soru.”

Bazı omurgasız Kürt aydınlarını kızdırmak pahasına da olsa söylemeliyim ki, “bu güzel soru”nun cevabını Öcalan daha önce vermişti ve bazı Kürtler (bu arada biz de) Öcalan’a dayanarak, defalarca dile getirmiştik.

Hatırlayalım.

Öcalan avukatlarıyla yaptığı bir görüşmede, kendisiyle görüşen kişilerin, kendisinden “gerillaların Kuzey Irak’a çekilmesini istediğini” söylemişti.

Ve PKK de Öcalan’ın istemi üzerine gerillalarla birlikte, Güney Kürdistan’a çekilmişti.

Ve Güney Kürdistan’a çekilen PKK’nin yolaçtığı gerginliği, başta YNK olmak üzere diğer güçlere yönelik saldırılarını hep birlikte gördük, yaşadık.

Keşke zaman bizi değil de, PKK ve onun dümen suyunda gidenleri doğrulasaydı.

PKK, Güneyli Kürtlerle gerginlik yaratma ve onların içişlerine müdahale etme yerine onların iradesine saygı gösterip dostça ilişki kurma politikasını benimseseydi, Güney’deki yapıyı zor durumda bırakan eylem ve söylemlerden uzak dursaydı..

Ama henüz herşey bitmiş değil.

Generallerin son söylemleri PKK’yi kendine getirmelidir.

PKK, son dönemlerde Güney Kürdistan’daki yapıya ilişkin yumuşak ve uzlaşmacı tavrını devam ettirmeli; geliştirmelidir.

PKK, derini ve seriniyle Türk devletinin, ırkçı ve şovenlerin Newroz’dan yararlanıp oynamak istedikleri ve hazırlığını yaptıkları oyunlarını boşa çıkartmak için, çaba sarfetmelidir.

Elbette bu görev sadece PKK’nin değil tüm Kürtlerindir.

Kürtler Newrozu birlikte, özüne uygun biçimde kutlamalı, ulusal taleplerini kırmadan dökmeden ama kararlı bir biçimde dile getirmelidirler.

Bunun için yapılacak ilk şey, ülke ve dışından geniş bir destek gören ateşkesin devam edeceğini ilan etmektir.

Ateşkesin devam edeceğinin ilanı, Newroz öncesi yaşanan gerginliği giderecek, oynanmak istenen oyunları boşa çıkartmaya yardımcı olacak ve Güney Kürdistan’a müdahale etmek için yanıp tutuşanların bahanelerinden birisini ellerinden alacaktır.

Öcalan’ın sağlığını korumayı ana amaç olarak gören, savaş ya da barış politikalarını devletin Öcalan’a yönelik tavrına endeksleyen, bu amaçla kitleleri eyleme, gençleri dağa çağıran PKK’nin, Kürt yurtseverlerinden gelen sagduyu çağrılarını dikkate alacağı zor görünüyor.

PKK’nin sağduyulu çağrılara olumlu cevap vermesi, verili şartlarda zor, ama imkansız değil.

Bu konuda PKK dışındaki Kürt yurtsever güçleri kadar Kürt aydınlarına da görevler düşüyor.

Kürt aydını ezilen bir halkın aydını gibi davranmalı, dik duruş sergilemeli, her yerde, her zaman ve kralın kimliğini dikkate almayarak, eğer üstünde elbise yoksa “kral çıplak” diyebilmelidir.

Malumun ilanı karşısında şaşkınlığa düşmek, bir kısım Kürt aydınına yakışmıyor doğrusu..

Yazarın önceki yazılarından:

Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

 
 
PSK Bulten © 2007