2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Hayko Bağdat
 
Makul şüpheliler el kaldırsın
2014-10-19 21:34
Hayko Bağdat
Sizce ben “makul şüpheli” biri miyim?

Etnik kimliğim, mezhebim, siyasi görüşüm, iktidara yazdığım yazılar, yazdığım gazete, katıldığım eylemler, imzaladığım bildiriler, katıldığım toplantılar, konuk olduğum televizyonlarda savunduğum fikirler...

Nasıl, durumumun pek parlak olduğu söylenemez değil mi?

Öyleyse sesli düşünelim. Yukarıda saydığım icraatlarım sayesinde polis de benim “makul şüpheli” olduğuma karar vermiş olsun.

Hakkımda toplanmış bir delil, suçlu olduğumu kanıtlayacak bir ispat, suçüstü yakalanmış bir eylemim olmasına gerek yok.

Şüphelenmiş bir kere ve kendine göre makul sebepleri var.

Yeni düzenlemeye göre:

• Beni yolda durdurup donuma kadar arayabilir.

• Sorgusuz sualsiz kapıya dayanıp evimin altını üstüne getirebilir.

• Beni evde bulamazsa apartmandaki tüm dairelere de zırt diye girebilir, o evleri de arayabilir.

• Yetinmezse tüm sokağı, mahalleyi, ilçeyi, şehri elden geçirebilir.

• Arabamı, yazlığımı, işyerimi bulup istediği aramayı yapabilir.

• “Şüphelendim bir kere arkadaş” diyerek ev telefonumu, cep telefonumu, maillerimi, sosyal medya hesaplarımı incik cincik edebilir.

• Peşime ajan takabilir, her ânımı fotoğraflayabilir, çevremdeki herkesin kâbusu olabilir.

• Bir kış günü eyleme katıldıysam ve yüzümde kaşkol varsa, elimde kola şişesi varsa “bomba taşıyor” diye düşünebilir, beni silahıyla vurabilir.

• Beni her eylemden önce tedbir amaçlı gözaltına alabilir. Savcılığa çıkana kadar ne avukatım ne de ailem ile görüşmeme izin verebilir.

• Hakkımda açılan bir davada savcı dosyamın tamamını avukatıma göstermeyebilir, neyle suçlandığımı anlayana kadar mahkeme hükmünü vermiş olabilir.

• “Bu heriften çok huylandık” diyerek tedbir amaçlı tüm mal varlığıma, taşınmazlarıma, bankadaki parama el koyabilir.

• Delilden suçluya gitmekten vazgeçen polis, “makul şüpheli”den yola çıkarak bir suç tespit etmek için hayatımı zindana çevirebilir.

Diyelim ki bütün bunları yaptı ve ben masum bir vatandaşım.

“Çok pardon” diyerek sıradaki şüphelilerin peşine takılabilir.

İşte Başbakan olur olmaz “ben demokrasiyle anılmak istiyorum” diyen Davutoğlu’nun savunduğu yeni düzenlemenin ufak bir simülasyonu böyle oluyor.

Çok stratejik derinler vallahi ne diyeyim...

ESP BENİ TEHDİT ETMİŞ

9 Eylül 2014 tarihli “Çarşı darbe yapacakmış” başlıklı yazımda Gezi eylemlerinin en civcivli zamanlarında Erdoğan’ın eylemcilerle görüşme yapma kararını, iktidarın görüşmeye katılacak kesimleri belirleme sürecini ve benim o toplantıya çağrıldığım hâlde katılmama sebebimi yazmıştım.

Fakat dün gelen bir telefonda dinlediklerimden sonra şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.

Eylemler esnasında tutuklanan ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi) üyesi Alp Altınörs’e (eylemler esnasında başından gaz fişeğiyle vurularak yaralanmıştır) yöneltilen suçlamalar arasında benim de adım geçiyormuş.

Hayatımda hiç görmediğim Alp, bir ortak arkadaşımızı arayarak yapılması planlanan toplantı hakkında fikirlerini söylüyor. Medyada görüşmeciler arasında benim de adım çıktığı için katılmamın doğru olmayacağını ortak arkadaşımıza belirtiyor.

“Sen tanırsın, istersen bir konuş” diyor.

Savcının iddianamesinde bu tapeler harfi harfine yer alıyor ve savcı ekliyor:

“ şeklinde telefon görüşmesi yaptığı, .... şüphelinin 28.05.2013- 15.06.2013 tarihleri arasında gerçekleşen yasadışı Gezi Park eylemlerine katılarak eylemci grubu yönlendirdiği, uzlaşma sağlayan heyet içerisindeki şahısları tehdit ettiği, uzlaşma sağlanmasını engellemeye çalıştığı tespit edilmiştir. (İddianame sf.394)”

İddianamenin tamamını okuyamadım ama bu bölümle ilgili hemen cevabımı vereyim. Külliyen yalandır. Toplantıya katılmamamın Alp ile yakından uzaktan ilgisi yoktur. İlk duruşmada şahitlik edeceğim. Buradan da yazmış olayım.


Print