2024-05-20
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Ali Kızılay
 
Tulum kapışması çatışma nedeni olmamalı
2015-08-01 18:56
Ali Kızılay
Sosyal medya ve kitle iletişim araçlarının olanaklarını hizmetinde gören kimi aklı erik klavuzlar, arkasında durdukları Zat-ı Şahaneleri ‘tulum’, ‘surecin filmi’ve benzeri akıl çelen söylemlerle tekrar barış umudundan uzaklaştırmayı başardılar. Bu kez de zat(lar)a mahsus bir çatışma ortamını hazırladılar sonunda.

Seçim arifesi boyunca, sürecin saygınlığını öne çıkarıp siyasetin varoluş nedenine uygun olarak demokrasiyi inşa edici projeler üretmek yerine, tulumcu tabir edilen demokrasi karşıtlarıyla yapılan koalisyonların yaratacağı kazanım veya mağlubiyetin, eş zamanlı despotizme dönüşmesi kaçınılmazdı. Çünkü sürecin, saygınlığı ve doğasına uygun hukuki bir zemine oturtulması, iç barışa alt yapı hazırlanması ile yaşam bulabilir. Ancak böyle bir alt yapı, özel savaş konseptinin en önemli saç ayağı ve son otuz yılın gazabı kimi korucu çete başları olarak karşımıza çıkan, kırsalda aşiret adı altında töre, tabu gibi değersiz formasyonlar arasında sıkıştırılıp hiçleştirilerek evcilleştirilmiş kitleyi, seçim arenasında pazarlayan tulumcu kesimin felaketi olacak. Mantığında iddeoloji veya vicdan olmayan tulumculuk, derinlere entegreyle edinilmiş özel pozisyonlarını da kullanarak sadece kirliliklerini süpürecek ve veballerine ortak siyasi erk arayışındalar. (Faili meçhuller gibi. )Bu amaçla kullanılır siyasi erkin A veya B partisi olması hiç önemli değil.

Seçimlerin, Kürt çoğunluğa ve emekçilere acılar yaşatanlarca fırsata çevrilebileceği düşünülmeden, bu seçimde de yarışan tarafların dizginleri bir yandan sermaye grupları ve derin hesaplı medyaya, diğer taraftan sade seçmenden uzaklaşıp otuz yıllık kırımın, yağmanın paradoksal baskıların himayesine sığınması, doğal olarak görüşme sürecinin kontrollü bir şekilde sabote edici koşulları yaratma çabalarını hızlandıracaktı. Nitekim seçim sonrası yaşanan mağlubiyet ve galibiyetin yarattığı akıl tutulması sonucu, siyasetin varoluş nedeninden uzaklaşıp ilk kurban olarak süreci hızla budaması, asabi ve gergin bir ortam yarattı. Böyle bir ortamda kıvılcımları çakanların, siyaseti sadece kariyer ve bencil amaçlara araç görenlerin ölü sevicilikle ölümler yaşandıkça oylar artıyor arasında gidip gelmelerin, sosyal medyada o kışkırtıcı söylemleri yaparken, yüzlerine, mimiklerine yansıyan riyakarlığı hatırlayın Allah aşkına…Sonuçta taraflar, ellerinde dayandıkları şiddetin sopası, var güçleriyle sürecin beline beline vurmaya başlamışlar halihazırda.

Günümüzde yaşanan acıların, belirsizliğin alt yapısı, ne yazık ki bu kadar kolay hazırlandı.

Hesapsız gibi görünen derin hesaplar sonucu Suruç’taki o vahşi saldırıda yaşamını yitiren dünyada emsali az bulunur insan yürekli, melek yüzlü, hala anne baba kuzusu, sırt çantaları da adeta birer oyuncakçı dükkanı o genç yiğitleri hatırlayın lütfen. Polise, askere, sivillere yönelik saldırılarla sahnelenmek istenen vasat filmi de iyice izleyin. Tekrar köyler yakılıyor, ormanlar, yaylalar bombalanıyor, insanların geçim kaynağı hayvancılıkla birlikte teyr-u tebalar telef oluyor, Allah’ın insanlığa sunumu doğanın doğallığı tahrip oluyor. Ne kaplumbağalar ne ormanların maraton koşucuları cerenler cayır cayır yanmaktan kurtulabiliyor.

Karanlık senaryolarla çatışmasızlık ortamının sabote edilmesine, kirli savaşın tekrarına veya zat(lar)a mahsus savaşlara da hayır. İnsanlar artık ölmesin diye haykırmanın zamanıdır. ’Lütfen silahları indirin. Kendinize de karşı tarafa da düşünme payı bırakın. Bırakın ki süreç, evrensel adalet terazisi kefesinde yeniden yaşam bulsun.

Bakın, HAK-PAR’ın seçim çalışmaları nedeniyle çıktığımız ilçeler gezisinde bir seçmen, adeta seçim sonrası günleri yansıtacak öngörüsünü ve siyasetin resmini Ezop türü anlatımla şöyle hicvediyordu.

Ormanın güçlü kuvvetli hayvanları, avlarını bir çayırda toplamışlar. Kral aslan, uzun bir kükremeden sonra pencesini kaldırarak tilkiye avı, adil bir şekilde aralarında bölüştürmesin emreder. Tilki, kemiklerden sıyırdığı etin en lezzetlisin aslanın önüne bırakır, üzerinde biraz et bulunan kemikleri diğer güçlü hayvanlar arasında bölüştürür, güçsüzlerin önüne sakadattan birer parça fırlatır, kendisine de yağlısından bir but ayırır. Avın paylaşımından hoşnut kalan aslan tilkiye döner. ’Yahu sen ne kadar adil, demokratik, ekolojik, modernite biriymişsin. Bu edebi, adil, demokratik paylaşım ahlakını Aristo’dan mı, Platon’dan mı yoksa Sokrates’ten mi aldın?Bu adil, demokratik paylaşma ahlakını ödüllendirmeye karar verdim. Bundan böyle seni krallığımın bütün kümes hayvanlarından sorumlu vezir ilan ediyorum, ’diyerek kükrer.

Tilki, ’Sümme haşa kralım. Bu edebi ve adil paylaşma ahlakını senin muhteşem kükremenden, heybetinden ve boğayı bile tek darbesiyle yere serecek pençenin gücünden aldım, ’diye yanıtlar.

Halk, kepini önüne koymuş düşünüyor artık.

ALİ KIZILAY
Emekli Öğretmen-YAZAR


Print