2024-12-05
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Umur Talu
 
Sen sözleri unutsan da sözler seni unutmaz!
2015-08-24 21:59
Umur Talu
Yine oradan başlayabilir belki.

Bilmiyoruz.

Sadece bir umut olsun istiyoruz.

“Başbakan” Erdoğan’ın kesin dille verdiği o umudu “Cumhurbaşkanı” Erdoğan da hatırlasın bir.

Çok üstünde dursak belki epeyce sorunlu bile bulunabilecek o slogan, iktidar diliyle bir simge olmuştu:

Analar ağlamasın!

Mecazi yahut hakiki, “anasını ağlatanlar”ın her köşede çöreklendiği bir ülkede, hiç değilse iyi bir temenni.

***

Erdoğan ve AKP birkaç ay öncesine kadar “Analar ağlamasın” diyordu…

Bakın, şimdi, bugün Selahattin Demirtaş da “PKK’ya amasız olarak silahlı eylemlerini durdurma” çağrısı yaparken ne dedi:

“Analar ağlamasın. Bundan kıymetli söz yoktur.”

Başka bir örneği var mı, bilmiyorum; doğrudan muhatap da almamış olabilir fakat, “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen aynı kişi bir bakıma “Senin o analar ağlamasın sözünden kıymetli bir söz yoktur” diyor.

Mesele hangisine daha çok kıymet vereceğimiz:

“Analar ağlamasın”ın kıymetini takdir yanında, “seni başkan yaptırmayacağız”ın muhalif şiddetine mi?

Analar ağlamasın diye millete ve annelere verdiğimiz söze mi…

Başkan yaptırmayacağız diye kendimize dokunan bir söze mi?

***

Mart 2013’tü.

Öyle Doğu’da değil, Batı’da, Bigadiç’te Erdoğan kesin bir dille sesleniyordu:

“Çözüm sürecine odaklanmışız. Niye? Terörü bitirelim, kan dursun, analar ağlamasın.

Biz bunu istiyoruz.

Ama samimi istiyoruz.

İnşallah, hiç endişeniz olmasın, kardeş olarak geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğiz.”

***

7 Haziran seçimlerinden hemen önce, “süreç”in yürütücülerinden, Dolmabahçe aktörlerinden Yalçın Akdoğan, hem de “Neşet Ertaş Aile ve Kültür Merkezi”nde, hem de Anneler Günü’nde, yine “Analar ağlamasın” üstüne konuşmuştu:

“Hükümet olarak başlattığımız çözüm süreci Analar Ağlamasın sloganıyla başladı.

Akan kan dursun, gözyaşı dursun diye.

Evet, analarımız ağlamasın, gencecik fidanlar toprağa düşmesin, hiçbir anne mahzun olmasın diye o süreci de başarıyla tamamlayacağız.”

***

“Analar ağlamasın” diyen bir süreçten, “Ne mutlu şehit anasına” demeye çok hızlı gelindi.

AKP tekrar kendi sloganı üzerine düşünebilir.

Hani, Demirtaş’ın da “Bundan kıymetli söz yoktur” dediğine.

Söz, laf olabilir; lafta kalabilir.

Söz, söz olabilir, namus sözü sayılabilir.

Söz, yutmak için değil, tutmak içindir.

Söz, bitirmek için değil, belki yeniden başlamak içindir.

Söz, sözünde durmakla söz olur.

***

Bakın o “Analar Ağlamasın” konuşmasında, “Söz” üzerine ne demiş “Başbakan” Erdoğan:

“AK Parti iktidarı, Tayyip Erdoğan, Batıda ne söylüyorsa Doğuda da onu söyler. Kuzeyde ne söylüyorsa, Güneyde de onu söyler.

Çünkü hak, hakikat dört mevsimde değişmez, aynıdır.

Gece başka, sabah başka olmaz.

O her yerde ve her zeminde aynıdır.”

***

Şimdi hakikat, dört mevsimini arıyor.

Hak, yaz mevsimine baharı soruyor.

Gece, sabahı arıyor; sabah, geceye bakıyor.

Her yer ve her zemin, neyin aynı, neyin ayrı, neyin söz neyin laf olduğunu bulmaya, bilmeye çabalıyor.

“Analar ağlamasın”ın kıymeti…

“Evlatlar ölmesin, öldürmesin”den gelmiyorsa…

Gerisi yalan ağlıyor zaten!

***
Yüzbaşı kardeşi “şehit” olan Yarbay’ın cenazedeki isyanı “hakikatin bir öyle bir böyle olmasına” değil mi:

“Çözüm diyenler neden şimdi sonuna kadar savaş diyor… Kendileri gitsin savaşsın!”

Bir yarbay, bir yüzbaşı, bir astsubay çıkmış o “ana evi”. o sıvasız hane saraylardan görünüyor mu, bilmiyorum!

Ama sesi duyulmuştur!

Önemli olan nasıl bir duygu yarattığı…

Ah işte o!

------------------------------------------

Haber Türk- 24 Ağustos




Print