2024-05-19
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Melih Altınok
 
Birgül Hanım ne yaptıysa ‘solu’ için yaptı
2013-01-25 12:03
Melih Altınok
Mecliste hükümetin önerdiği anadilde savunma hakkı tasarısının görüşüldüğü oturumda söz alan CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler şunları söyledi:

“Türkiye’de Kürt sorunu yoktur, Türkiye’de siz sorunu Türk sorunu yaptınız. Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz. Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız.”

Birgül Hanım kürsüden inerken CHP ve MHP sıralarından tezahüratlar, alkışlar yükseliyordu.

Bu üç paragraf her şeyi özetliyor aslında. Burada bıraksak hiçbir şey eksik kalmaz.

Hatta tercüme sorununu çözerseniz, Türkiye’nin politik tarihinden bihaber bir ecnebi bile mevzuu anlar.

Der ki, anlaşılan dili üzerinde baskılar olan Kürtlere (azınlık falan olmalılar) demokratik haklarını iade eden bir hükümet var.

Karşısında ise kendi ulusunu bu azınlıkla eşit görmeyi hakaret sayan bir milletvekili. O hâlde Türkiye’de liberal sol-sosyal demokratlar iktidarda olmalı. Ana muhalefette ise ırkçı, faşist bir parti.

Ama bu ülkede yaşayan, dahası kimsin diye sorsanız (belki acımalı) söze politik duruşuyla başlayacak insanlarla bu aleniyeti hâlâ tartışıyoruz.

Üstelik de CHP’lilerle değil, CHP’nin solcu olma ihtimalini sevenlerle, kendisine solcuyum diyenlerle.

Kaldı ki tek örnek de bu olay değil elbette. Mustafa Kemal dönemi de dâhil olmak üzere CHP iktidarlarında Kürtlere ya da diğer “makul olmayan” kesimlere yapılan zulümlerin resmî devlet politikası olduğuna dair örnekler saymakla bitmez.

Ama sorun bakın solun kahir ekseriyeti, hâlâ Kemalist söylemin, Şeyh Sait isyanının dinci bir ayaklanma olduğu ve İngilizlerce desteklendiği masalına inanır mesela.

Bunun bahane edilerek Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kürtlere verilen bütün hakların geri alındığını söyleyen bizim gibilere ise “dindar yalakası” derler.

Said-i Nursi’ye gerçek ismiyle yani Said-i Kürdi diye hitap etmemize en çok sinirlenenler de, açıkça Kürtlere “dağ Türkü” diyen milliyetçiler değil, onlardır garip şekilde.

Peki, bunca şeye rağmen Türkiye solunun genişçe bir kesimi için Kemalizm’in yaşayan hayaleti CHP’nin kredisi neden tükenmez?

Çünkü kafalarında CHP hâlâ makbul bir yerde. Çünkü CHP ülkede bir asırdır gericilik diye etiketlenen ve ana sorunları olan dine karşı bir sigorta. “Çağdaşlığın” teminatı. Kanlı modernizm hedefinin lokomotifi.

Memleketin en radikal devrimcilerine bugün de ilham olan Mahir Çayan bile toplu yazılarında yere göre sığdıramadığı Kemalizm ve milliyetçilik üstüne aynen şunları yazar:

“Kemalizm küçük-burjuvazinin en sol, en radikal kesimin milliyetçilik tabanında antiemperyalist bir tavır alışıdır. Bu yüzden Kemalizm soldur... Kemalizm, devrimci-milliyetçilerin emperyalizme karşı aldıkları radikal politik tutumdur.”

Bugün de bir şey değişmemiştir. Mesela bölgeden bir insan hakları aktivistinin, tarihinde sayısız Kürt katliamı olan ve bugünkü tavrı da malumunuz CHP’den vekil olması, sol tarafından ehven-i şer diye karşılanır.

Ama aynı niteliklere sahip birinin, anadilde savunma, seçmeli Kürtçe dersi gibi reformlar bir yana, müzakere sürecine imza atmış AK Parti’yi yalnızca desteklemesi bile sol tarafından nasıl karşılanır sizce?

“Devrimci Grup Yorum”un konserlerine CHP’li belediye başkanları katılır, destek verir.

Erdoğan gelince Hakkâri’de kepenkleri kapattıran PKK-BDP çevresi, misafir Kılıçdaroğlu olunca mitinglere adam yığar.

Ve daha bir sürü şey...

İşte çok tepki alan ancak aksi halen “kanıtlamayan” CHP-ML’liler tanımıyla tam da bu durumu kastediyorum.

Dolaysıyla ırkçı sözleri tepki çeken Güler’in Twitter hesabından yaptığı şu savunmaya sonuna kadar katılıyorum:

“Sosyalist gençlik hareketleri içinde yetiştim. Pantürkizm’le hiçbir yakınlığım olmadı.”

İşte Birgül Hanım tam bu “arka planı” yüzünden bugün Meclis kürsüsünden ırkçılık yapabiliyor ve savunması da “solcuyum” olabiliyor.

Çünkü Türkiye solu faşizmi, devletin kurucu felsefesini yeni güç ilişkileriyle yeniden üreten askerî-sivil bürokratik elitin söylemlerinde değil, tarlasında çalışan Yozgatlı köylünün bıyıklarını aşağı sarkıtmasında aradı.

Kızsanız da, tarihî metinleri, pratikleri histerik inkâr nöbetleriyle görmezden gelseniz de Türkiye solu biraz da budur.

Yüzleşeceksiniz. Ya da Kemal Kılıçdaroğlu’nun “CHP tabii ki ulusalcıdır, milliyetçidir ama milliyetçik kafatasçılık değildir” şeklindeki ancak MHP’ye ait olabilecek komiklerine sarılacaksınız.

Allah’tan bu ülkenin en politik ve bilinçli kesimi olan Kürtler Türkiye solunun genişçe bir kesiminin fiili müttefiki olduğu CHP’yi tanıyor. Güler’in bu sözlerini de asla unutmayacaklardır.

Bu arada, Güler’in sözlerine tepki göstererek partisinden istifa eden CHP Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ı da tebrik ediyorum.

-------------------------------------------------

Taraf-25 Ocak
Print