2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Yılmaz Çamlıbel
 
Türkler, Kürtler, Lazlar (1)
2013-03-03 12:07
Yılmaz Çamlıbel
Lazlar, hırçınlıklarıyla, ataklıklarıyle, bağnaz Müslümanlık ve fanatik Türkçülükleriyle tanınıyorlar. Son zamanlardaki Hıristiyan din adamlarını öldürmeleri, Kürt ve sosyalistlere yönelik linç girişimlerde bulunmaları nedeniyle, ülke gündeminin ön sıralarına çıktılar.

Ben de bu nedenlerle, ulusal kimliklerine sahip çıkmayan, kendisine yabancılaşan, eriyip yok olmayla karşı karşıya gelen, kendine değil başkalarına hizmet etmeyi tercih eden Lazlarla ilgili bildiklerimi, siz değerli okuyucularıma aktarmaya karar verdim ve bilgisayarın başına oturdum. Beni kim mi dinler? Eeee orasına ben karışmam.

Biz Kürtler, ülkeden kilometrelerce uzaktaki bazı sömürge ülkelerinin ulusal kurtuluş mücadelelerine yoğun ilgi gösterdiği halde, yanı başındaki Kürt halkının ulusal kurtuluş mücadelesine görmemezlikten gelen Türk sosyalistlerine, haklı olarak çok kızıyoruz. Keza, aynı durumdaki Türk müslümanlarına, Türk Alevilerine, Türk kadınlarına ve Türk liberallerine de çok kızıyoruz.

Peki biz Kürtler, iç içe yaşadığımız Lazlar hakkında ne biliyoruz acaba? Onların sorunlarına ne ölçüde ilgi gösteriyoruz? Sorunlarının çözülmesi için neler yapıyoruz? Bu konuda elle tutulur bir projemiz var mı? Kısacası bizim durumumuz, kızdığımız insanlarınkindan pek farklı değil.

Peki, Laz diye bir halk, Lazistan diye bir ülke var mı? Kendine özgü bir dili ve kültürü var mı? Kime yakınlar, kime uzaklar? Eğer varlarsa, niye „Ben Lazım“ demiyorlar? Neden hak ve hukuk talebinde bulunmuyorlar? Neden kendine yabancılaşıp, kurulu düzene boyun eğiyorlar?

Türk kabileleri bu coğrafyaya geldiklerinde, Anatoliya’da Bizanslılar, Kürdistan’da Kürtler, Lazistan’da lazlar, bu coğrafyada dağılmış şekilde de Ermeniler yaşıyorlardı. Türkler, bir kaç asır içinde, bu coğrafyanın sahibi konumuna geldiler. Dağdan gelip bağdakileri kovmaya başladılar.

Bu girişten sonra, konunun esasına gelmek istiyorum. Lazlar, bazılarının söylediği gibi Gürcü, Rum (Pontus) veya Ermeni değil, bunlardan tamamen bağımsız otantik bir halktır. Lazların, Megrellere yakın, Gürcülere ise uzak akrabalıkları söz konusudur. Lazcayla Gürcüce, Kürtçeyle Farsca gibi, bir birine akraba olan iki dildir. Lazlar, Gürcü alfabesini kullanmaktadırlar.

Lazların yazılı tarihi, 3 bin yıl geriye uzanıyor. Lazlar, eskiden Ordu’dan Abhazya ile Gürcistan’a kadar uzanan Karadeniz kıyısında, yakın akrabaları olan Megrellerle beraber yaşıyorlardı. Eskiden ülkelerine, Tçaneti diyorlardı. Uzun yıllar bu ülkeyi Megrel beyleri yönettiler.

M.Ö. birinci yüzyıl sonralarına doğru, Romalılar Tçaneti‘yi istila ettiler. Ülkenin yönetimini Megrellerden alıp, Laz beylerine verdiler. Bu tarihten sonra ülkenin adı Lazika, yani Lazların ülkesi olarak değiştirildi.

Daha sonra Pers Şahı İkinci Yerdigerd, 446 yılında Lazika’yı işgal etti. Bu iki sömürgeci devlet, Lazika’yı işgal altında tutmak için, Laz beyleriyle Megrel beylerini bir birine karşı kışkırtıp savaştırdılar. Megrel beyleri Romalılardan, Laz beyleri de Perslerden yana tavır takındılar. İki düşman kampa bölünen bu iki kardeş halk, bir birlerinin kanını döktüler. Bu düşmanlık yüzünden Lazlar, Hiristiyan dinini terk edip, Perslerin dinini kabul ederek, Mazdaist (putperest) oldular.

6. yüzyılın sonunda, Arap orduları Lazika’yı işgal ettiler. Bu sefer de İslam dini Lazlar arasında yayılmaya başladı.

Lazika, daha sonra da Moğul istilasına uğradı.

Daha sonra da Bizanslılar Lazika’ya el koydular.

Son olarak da Osmanlı ordusu, 1461 yılında Lazika’yı işgal etti. Laz Kralı Davit ile 8 oğlunu boğdular. Lazika ülkesini Osmanlı İmparatorluğuna bağladılar.

Osmanlı ordusu 2. Selim (1512- 1520) döneminde, Lazika’da büyük bir katliam gerçekleştirdi. Tüm kiliseler kapatıldı, yerine cami ve medreseler açıldı. Din adamları öldürüldü. Gürcü alfabesi yasaklandı. Arap alfabesi ve Türk dili zorunlu hale getirildi. Lazca olan tüm coğrafi ve insan isimleri yasaklandı. Yerlerine Türkçe isimler konuldu.

Osmanlı idaresi Lazları asimile etmek için, Lazları ülkenin çeşitli yerlerine sürdü, boşaltılan yerlere Afşar, Ermeni ve Kürt aşiretlerini yerleşterdi. Laz halkını Türkleştermek ve islamlaştırmak için, asimilasyon politikalarını yürürlüğe koydu.

Lazika tam 460 yıl Osmanlı işgalinde kaldı. Bu süre zarfında uygulanan yasak, baskı asimilasyon, göç ve sürgün politikaları sonucunda, ülkenin demografik yapısı değişti. Laz dili ve kültürü yok olma aşamasına geldi.

Yazı devam edecek

Print