2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Halil Berktay
 
Ankara’nın ihtiyarları
2013-04-03 16:26
Halil Berktay
Neredeyse üç hafta oluyor; peşpeşe altı yazı yazıp bırakmıştım, yurtdışına gitmeden önce. Üçü Torosyan, biri “hareket” ve “nihaî amaç” sorunu, ikisi Marksizm ve sosyalizm tarihiyle ilgiliydi. Şimdi gene birkaç güncel konu birikti; onlara değinip, asıl sosyalizm faslına devam etmek istiyorum.

Şişirme ve yalanlamalar

Şu “Türk sözcüğü” bildirisi. Anayasadan Türk sözcüğünün çıkarılmasına karşı, “Türk Milleti’nin kesintisiz egemenliğini esas alan... millî devlet yapısı”nın aynen devamını isteyen metin. Rivayete göre 300 kişi imzalamış. Rivayete göre diyorum, çünkü bazı haberlerde “300’e yakın,” diğer bazı versiyonlarında ise “300’den fazla” bilim, devlet, siyaset ve edebiyat adamından söz ediliyor. Belli ki güçlü bir çıkış olsun istenmiş. Ama acaba öyle mi oldu? Benim görebildiğim, şimdiye kadar daha çok içeriği üzerinde duruldu; bileşimi pek yakından incelenmedi.

Bildiriyi imzalamış gibi gösterilenlerden en az iki kişi daha sonra bunu yalanladı. Ünlü tarihçi Halil İnalcık’ın ismi üstelik de en başta verilmişti; müzik eleştirmeni, Fazıl Say’ın babası, 1960’ların ilk, orijinal Türk Solu dergisinin kurucularından Ahmet Say da alfabetik sırayla A harfinin altında yer alıyordu. Daha sonra işin böyle olmadığı ortaya çıktı. (Kendi payıma, özel olarak Ahmet Say’ı gıyabında kimin dahil etmiş yani bununla kimin bu kadar uğraşmış olabileceğini merak ediyorum doğrusu.)

Ölü doğmuş think tank’ler ve folklorik kalıntılar

Bu tür şişirme ve tahrifatın nasıl bir rezalet anlamına geldiği bir yana; kalanlara baktığımızda başlıca iki kategori göze çarpıyor. İlkin, MHP’nin tam merkezi ve ana mecrası içinde değilse bile çevresinde, yörüngesinde gözüken düzenleyiciler ile özel tabanları. 27 Mart’ta Ankara’da yapılan açıklamanın sahipleri: Ümit Özdağ, Mustafa Kafalı, Bican Ercilasun, Sadi Somuncuoğlu, İskender Öksüz. Yeniçağgazetesinden bazı kişiler. Belirli bir Kayseri ve Erciyes Üniversitesi varlığı.

Ümit Özdağ bir zamanlar ASAM’ı kurmuştu. Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç’lerin YÖK’ü de bu tür “stratejik araştırma merkez”lerini diğer bütün yüksek öğrenim kurumlarına yaymaya (bu bir tür kanser olduğu için “metastaz yaptırmaya” demek daha doğru olur) kalkışmıştı. İşte aynı Ümit Özdağ, şimdi de21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nü kurmuş ve yönetiyor. Yanında, Sadi Somuncuoğlu’nun başkanlığındakiMillî Düşünce Merkezi. Marjinal ve umarsız bir nasyonalist realpolitik arayışı.

Sonra daha klasik Töre dergisi ve geçmişte kalmış Soğuk Savaş enstrümanları: Türk Ocakları, Aydınlar Ocağı ve Türk Aydınları Vakfı. Türk Boyları ve Yörük Türkmen Dernekleri Konfederasyonları ile Ankara Seymenler Kulübü. Son üçü pörsümüş bir “folklorik” milliyetçiliğin, yaylada yayık dövüp kılıç kalkan oynamanın kalıntıları.

E., eski, emekli

Bence asıl ilginç olan, bundan sonrası. Bilin bakalım, katılımcı listesiyle birlikte bu bildiride en çok geçen sözcükler hangileri? Öyle iki kelime var ki, hemen göze çarpmayabiliyor ama aslında olayın bütün ruhunu yansıtıyor.

Her nasılsa farkettim ve ondan sonra, deli pösteki sayarmış ya, itiraf edeyim ki öyle oturup hem de birkaç kere saydım: bu metinde eski ve emekli sözcükleri ile her ikisinin yerine geçen E. kısaltması, tam 98 defa yer alıyor. Başka bir deyişle, E., eski, emekli memurlar, valiler, müdür ve müfettişler; milletvekilleri, müsteşarlar, bakan ve büyükelçiler; hâkim ve “reis”ler; albay ve generaller; profesör, dekan ve rektörler; hattâ tek tük emekli öğretmen, imam ve müftüler, “Türk sözcüğü çıkmasın” bildirisini imzalayanların üçte birini oluşturuyor. Bazıları da eski yerine 21. dönem (1999-2002) veya 22. dönem (2002-2007) milletvekili olmayı yeğlemiş. Onları da katarsak, sayı net 100’e ulaşıyor.


Geçmişte yaşayanlar

Hayli acıklı bir tablo. Bir dönem ve eski bir elit göçüyor sahneden. İmparatorluğun nostaljisi içindeki Yahya Kemal, “Kanlıca’nın ihtiyarları / Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları” demişti. Bir bakıma bunlar da “asıl Cumhuriyet”in, Tek Parti asr-ı saadetinin nostaljisi içindeki “Ankara’nın ihtiyarları.” Ege ve Akdeniz tatil sitelerinin emekli Atatürkçülüğü, gitmiş keza miadını doldurmuş olan MHP’nin kuyruğuna takılmış.

Sanıldığı gibi anlı şanlı değil; sönük, fersûde bir camia. İstemeden de olsa bu gerçeğe ayna tuttuğu için, Ümit Özdağ’a teşekkür borçluyuz.

-----------------------------------------

Taraf-3 Nisan
Print