2024-05-20
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Ali Kızılay
 
Rojava, rutinin tekrarlanacağı arena olmamalı
2013-08-10 20:51
Ali Kızılay
İster yakın,ister uzak olsun,tarihiyle yüzleşme cesareti gösteremeyen toplumların, gerçeğiyle yüzleşmesi kolay değil.Bu toplumlarda tarih,kısır bir döngü içinde sürekli tekerrür edeceği için nesillerine sağlıklı miras bırakması da hayli zordur.Sağlıklı tarih bilgisinden yoksunluk,toplumun karşısına kültürünü yok etme çabalarını çıkaracak.Oysa kültür,her toplum için gereksinim olması nedeniyle bu kez gelenekçi,töreci,fırsatçı ulemalarını kendi yaratarak sadece kültürünü tahrip etmekle kalmayacak.Yaratılan bu sentetik ulema anlayışı, toplumun benimsediği dinin erdemlerini de töre,tabu gibi simgeler ve algılar arasında sıkıştırıp tahrip etmekle kendilerinin ve efendilerinin çıkarlarına hitap edici dar kalıplar yaratacak.

Bilindiği gibi Orta Asya Türkleri,Tobruk savaşıyla islamla tanışıp Şamanizmi terk ederek islam dinini benimsemişler.(M.S.1000.)Ancak Orta Asya’da yaşanan bu dini dönüşüm ve Arapların ayak izlerinin Asya’ya taşınmasına neden olunması üzerine putperest Moğollar,Türklere öyle kırım dayatmışlar ki,Moğol saldırısından kaçıp İran’a sığınan,İran’da Tuğrul ve Çakır beylerin önderliğinde Kürtler,Araplar ve Süryanilerle kurdukları Selçuklu Devleti de,başında Cengiz Han’ın bulunduğu Moğol saldırısıyla yıkılmış.Moğolların saldırısından korunmak için camilere,kiliselere ve diğer inanç ibadetgahlarına sığınanların karşısına dikilen Cengiz Han:’Ey müslümanlar.Ben,başınıza Allah’ın belası olarak geldim,’diyerek Allah’ın evi olarak düşünülen ibadetgahlara sığınan insanları kılıçtan geçirmiş.(Kaynak:Emin Oktay’ın yazdığı lise 2.tarih kitabı.)Bununla yetinmeyen Cengiz Han,İslam dünyası ve orta doğunun en büyük kültür hazinesi olarak bilinen Bağdat kütüphanesini yakmakla islam kültürüne de darbeyi vururken elbette ‘Allah u Ekber’nidalarını kullanmamış.Sonuçta islamın yayılmasını kabullenemeyen putperestti.Ancak günümüzde müslümanları ve Allah’ın birliğini ‘Allah u Ekber’nidalarıyla kabul eden diğer inanç mensuplarını ‘Allah u Ekber’çığlıklarıyla katleden,katlettiği insanların kadınlarından,kızlarından harem kuran,bunu islami ganimet sayarak ırzlarına geçen islam kimlikli beynelmilel uçkurcular kadar barbar değildi.

Hiçbir dinin,hiçbir vicdanın kabul etmediği islam kimlikli bu yaşatılanlar,gezi parkı olaylarıyla siyaset etiğince sıkça kullanılan yakıp yıkıcılığı çağrıştırıcı VANDAL sözcüğünden hareketle,Roma’ın yayılmacılığına karşı mücadele eden Doğu Almanların ataları Vandallarla Romalılar arasında yaşanıp zamanla politik dürtüler kazanarak uzun erimli mezhep savaşlarına dönüşen Katolik-Ortodoks savaşlarında bile böyle ahlak dışılık yaşanmamış.

Hal böyleyken,Akla şu soru geliyor.İki taraf da ‘Allah u Ekber’çığlıklarıyla birbirini doğradığına göre müşrik kim?Bu islam kimlikli beynelmilel maceracıların,masum insanları,çocukları doğramalarına kolaylık sağlayanlarla insanın insana canını,ırzını,malını helal kılan ulema geçinen müşrik mantıklılar mı?Buna karşın Cenab ı Hak,bir kutsi hadisinde şöyle buyuruyor.’Ey kulum.Ben sana zulmü haram kıldım,kendime haram kıldım.Birbirinize zulüm etmeyin.’

Kaldı ki Suriye’de yaşanan iç savaş,her ne kadar Kürtlerin de geleceğiyle ilintili olsa bile, Kürtlerin bu çirkin savaşa direk taraf olmamaları gerektiği Rojava Kürt parti önderlerinin zaman zaman düzenledikleri basına açık toplantılarda dile getirilmiş.1950 lerden günümüze değin yaşam bulan gelişkin siyaset anlayışı ve akılcı yaklaşımla Kürdistan’ın diğer parçalarında yaşanan gelişmelerin analiz ve tanımı yapılırken,adeta çatışmalı ortamın sona ermesi ve Kürt siyaset hayatında şiddetin gölgesinin ortadan kalkmasıyla Mit organizasyonu ergenekon-feodalizm ortaklığının Kürt coğrafyasını nasıl bir çöplüğe çevirdiğini,objeler ve sembolleri ikonlaştırmaların insanda iğrenti uyandıran ‘bedel ödedik’ söylemlerini öne çıkardıkları halde ödetilen bedellerin,yaşamlarda yarattığı param parça edilmişliğin nasıl edinildiği sorgulanamayan çuval dolusu yeşil dolarlara,son model jiplere,ancak servet ödemeyle edinilir binek araçlara dönüşüp Kürt siyaset etiği ve ardıllarının ayrıcalığı sayıldığını gördüklerini,insani ve ekonomik her değer üzerinde önce kendi işgali olanların,içlerindeki değer karşıtlığının yarattığı açlığı,sefaleti,ahlaki çöküntüyü dayatan bu mantığın fotokopisi olmak istemediklerini anlatırken,’ya bize kardeş olun,ya da komşu.İkisinden biri olmaya cesaretiniz yoksa bizi rahat bırakın.Kendi savunma birimlerimizi kurup halkımızı bu çirkin savaşın dışında tutabiliriz,’söylemleri bende,ailesini OHAL’ın barbar uygulamalarına kurban vermiş,biraz da aklını uçumuş Mehemmed emminin hüzünlendikçe mırıldandığı sözleri hatırlatıyor.

‘Yaşayan bilir.Yaşamayan ne bilir?’

10.08.2013


Print