|
Hükümet’ten “Tüm haklarımıza saygı” sözüne dair...
|
2011-12-25 16:42
|
Haluk Agrîn
|
|
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmayı pekçok kişi gibi ben de memnuniyetle karşıladım.
Ciddi bir devlet adamı imajına sahip olan Arınç`tan dinlediğimiz sözler gerçekten tarihi öneme sahiptir. Kürt realitesinin devlet tarafından açık ve net bir şekilde kabul edilmiş olduğunun beyanıdır.
Bu konuşma herhangi bir Kürdistan gezisinde veya bir yurt dışı seyahatinde uçakta sarfedilip sonradan unutulan sözlerden değil, meclis kürsüsünde yapılan, ciddi ve detaylı bir konuşma idi... Rafa mı kaldırıldı diye son zamanlarda merak edilen ”Kürt Açılımı”nın tekrar ve ivedelikle gündeme oturtulması idi. “Kürtlerin varlığı bin seneden beri bir gerçektir. İnkar edemezsiniz. İnkar ederseniz 1980 öncesine dönüş yaparsınız. Bir insanın kimliğini inkar etmek o insanı inkar etmek gibidir” dedi sayın Arınç.
Buna benzer sözleri biz daha önce Olof Palme, Vaclav Havel, Lenson Mandela gibi dünyaca ünlü pekçok saygın devlet adamlarından, aydın ve sanatçılardan dinledik ve dinliyoruz. Onların kürt halkına gösterdikleri insani dayanışmaya tanık olduk, moral bulduk. Ama bir gün Türkiye`de de mutlaka en az Cezayir sorununu çözümünde rol alan ve bunu başarıyla yerine getirip büyük devlet adamı sıfatıyla tarihe geçan De Gaulle kadar cesur türk devlet adamlarının da siyaset meydanına çıkacaklarına inanarak bu güne geldik. Nihayet kürt sorununu, ülkenin temel bir sorunu olarak gören ve çözümüne talip olan devlet adamlarının varlığından bahs edebiliriz. Bugün Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gibi ayakları yerde olan devlet adamları var Türkiye de. Üstelik hükümetin başındalar. Hükümet olarak onlar kendi dürbünlerinde nasıl bir çözüm görüyorlar veya görmek istiyorlar, henüz bilinmiyor. Ama biz kürtler, Arınç`ın aşağıdaki sözlerini hem Türk hem de Kürt halkının ortak yararına olacak tarihi bir değişimin işaretleri gibi görmek isteriz:
“Kim ne varsa bu topraklar üzerinde o kimliğe saygı duyacağız, o kimliğin bütün kültürel haklarını, Anayasal haklarını vereceğiz, tanıyacağız, diline saygı duyacağız. Bunları vermekle terörle eş anlamlı sonuç çıkarmayacağız. Irkçılığı reddediyoruz. Ben Kürdüm diyen bir insanın eğitim, kültür, dil hakkı ne varsa vereceğiz. Bu ulufe, bahşiş değil. Tüm haklarına saygı göstereceksiniz.”
Her iki tarafta da bu olumlu sözlerlerden rahatsızlık duyanlar var. Soruna salt ideolojik ve grupsal açıdan bakanlar; statikocular, bundan sonra da adil bir çözüm yönünde atılacak her olumlu adıma köstek olmaya çalışacaklar.
Önyargılarına teslim olmuş bazıları ise, söylenenleri anlamadan, peşinen her söze başka anlamlar yüklemeğe çalışıyorlar. “Siz kim oluyorsunuz da hakkımızı veriyorsunuz, biz kendimiz alacağız” gibi beylik laflar sarf eden bu slogancılarımıza Arınç’ın “Bu ulufe, bahşiş değil. Tüm haklarına saygı göstereceksiniz” sözlerini bir kez de önyargısız bir şekilde okuyup anlamalarını dilerim.
Ve madem “tüm haklarımıza saygı” gösterecek olan devlet AKP hükümetinin elinde dir; ve mademki kürt halkı da hükümet sözcüsü Arınç’ın sözlerini yazılı-imzalı bir deklerasyon kadar ciddiye alıp bir beklenti içine girecekse -ki öyledir- ozaman bizim de hükümet´ten bir an önce gereken adımları atmasını istememiz ve atılacak her olumlu adımı desteklememiz gerekir.
|
|
|
|