2024-11-07
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Kemal Burkay
 
14 MAYIS SEÇİMLERİ ÜZERİNE
2023-05-17 16:20
Kemal Burkay
Son seçimin üzerinden üç gün geçti.

Seçim sonuçları üzerine hemen bir yorum yapmaktansa, face sayfamda 30 Mart 2014 seçimlerinin ardından, yani 9 yıl önce yazdığım “Doğru Yolda Olmak Başarı İçin Yeter mi?” başlıklı yazımı yayınlamayı uygun buldum. O yazıda bugüne de denk düşen, son seçimin ardından akla gelen sorulara cevap teşkil edebilecek şeyler söylenmiştir.

Bu arada birçok HAK-PAR’lı arkadaşımın sosyal medyaya yansıyan yorumlarını da okudum. Doğrusu çok isabetli yorumlar yapılmıştı. Alınan oy oranının düşüklüğüne rağmen herhangi bir moral bozukluğu yoktu. Buna sevindim.

Bana göre de alınan oy oranı görece olarak, örneğin 2015 Haziran ve Kasım seçimlerine göre birhayli düşük. Kasım 2015 seçimlerinde HAK-PAR 120 bine yakın oy almıştı ve seçime giren 20 parti arasında 8. sırada idi. Bu seçimde aynı oranda oy alınsa –seçmen sayısı da arttığı için- 150 binin üzerinde bir oy alması gerekirdi. Ne yazı ki böyle olmadı.

Peki bunun nedenleri ne?

Bu seçime daha geniş bir alanda, 81 ilde ve 87 secim çevresinde, yani tümünde girdik. Parti yönetimi hem örgütleme planında iyi bir çalışma yaptı. Hem de Partimizin dar olanaklarına (bir milyonu bile bulmayan seçim bütçesine, herhangi bir TV desteği olmamasına, önceki seçimlerde olduğu gibi iktidarı ve muhalefetiyle düzen medyasının ambargosuna) rağmen Seçim sırasında yapılan çalışmalar da iyi idi. Söz konusu çalışmalar sırasında arkadaşlarımızın alanlardan edindikleri izlenim ve sosyal medyaya yansıyan canlılık da iyi idi.

Ben tüm bunlara bakarak 150 binin üzerinde, 200 bin dolayında bir oy bekliyordum. Ama öyle olmadı.

Buna neden olarak bu seçimdeki aşırı kutuplaşma ortamı akla gelebilir. Yani seçimin asıl olarak Erdoğan ve Çumhur İttifakı gitsin diyenlerle kalsın diyenler arasında çekişmeyle geçtiği ve HAK-PAR’a oy verebilecek birhayli seçmenin tercihini olumsuz etkilediği söylenebilir. Nitekim birçok seçmen açık açık, “siz kazanamazsınız, oylarımız boşa gider,” tarzında beyanda bulundular.

Bunun etkisi elbet birhaylidir. Ancak söz konusu kutuplaşma ve bu olumsuz etki daha önceki seçimlerde de vardı. Buna rağmen HAK-PAR 2014 ve 2015 seçimlerinde iyi bir gelişme ivmesi kazanmıştı.

Kanımca bu gelişme ivmesi bu seçimde de söz konusuydu. Ama bu durum, aynı zamanda iktidarı ve muhalefetiyle sistem partilerini de ürküttü ve HAK-PAR’a karşı ortak bir tavır almalarına yol açtı.

PKK eliyle Kürt hareketini teröre iten ve “terörle savaşıyorum” kılıfı altında on yıllardır bir kirli savaşı sürdüren, legal planı da yine PKK güdümlü (devlet güdümlü demek daha doğru olur) örgütler, son olarak HDP eliyle dizayn eden, bunu bugün de sürdüren sistem, Kürt halkının temel haklarını kararlıca savunan HAK-PAR’ın gelişmesinden ürktü. Öncelikle, Siyasi Partiler Kanunu’ndaki tuzak ve engeller devreye konarak, örgütlenmesi yetersiz gösterilerek HAK-PAR 2015 yılından sonraki seçimlere sokulmadı.

Ama son HAK-PAR yönetimi 2022 Kongresinin ardından iyi bir çalışmayla 43 ilde ve bu illerin üçte bir oranındaki ilçelerinde örgütlenmeyi başardı ve seçimlere girdi.

Seçim sırasında kitlelerin artan ilgisine bakarak diyorum ki, Partimizin aldığı oylar 42 binin çok üzerinde idi. Ama Partimiz ne yazık ki sandık başlarında müşahit bulunduramadığı için bu oylar ya sandıklarda, ya da daha sonraki süreçlerde iç edildi.

Bunu bizzat 2014 seçimlerinde yaşamıştık. O zaman yazmıştım: 2014 Mart Yerel Seçimleri’nde Mamak’ta bir sandıkta oy kullanmıştım, ama sandıktan o bir oy bile çıkmamıştı. Doğu Beyazıt’ta salt iki sandıkta HAK-PAR’a verilen 300’ü aşkın oy, İlçe seçim kurulunda BDP’ye aktarılmıştı. İlçe Seçim Kurulu’ndaki görevli, arkadaşlarımızın itiraz babında götürdükleri ıslak imzalı zaptı ellerinden alıp yırtmış, çöpe atmıştı…

Son 14 Mayıs Seçimleri sırasında dönen dolaplar; Urfa’da, Silvan’da, Batman’da olanlar, Millet İttifakı ve HDP-YSP mensuplarının çığlıkları bile ortada. Anketlerde %7 barajını bile aşması zor görünen MHP’nin aldığı % 10,5 oy pek çok şeyi açıklıyor.

Bu ülkede demokrasi denen şey işte böyle bir oyun.

Bu durum, her şeye rağmen bize verilmiş oyların büyük bölümünün YSK verilerine yansımamış olmasının nedenidir diye düşünüyorum.

Ama bu elbet işin bir yanı. Ötekisi, asıl yanı ise henüz kitleler arasında yeterince ve iyi örgütlü olmayışımız, Partimizi kitlelere yeterince tanıtamamış olmamız. Bunu yapabilsek yığınlar, özellikle de Kürt seçmenler temel haklarını savunan HAK-PAR’a yönelseler durum çok daha farklı olur. O zaman sandık başlarını denetlemeye de, oylarımızın kaybını önlemeye de gücümüz yeter.

Peki bu nasıl olacak?

Kitlelerin kazanılması başlıca iki etkenin varlığına bağlıdır: Birincisi doğru bir politika, doğru hedefler, ikincisi ise konjonktürün uygun düşmesi. Bu konuda daha önce zaman zaman yazdım, ama yine yazacağım.

Bu yazımı bitirirken şunu söylemeliyim: Pek çok arkadaşımın son yorumlarında da isabetlice belirtildiği gibi. karamsar olmak için bir neden yok. Aldığımız 42 bin oy çok değerlidir, bunlar aslan ağzından alınmış oylardır.

Partimiz kendine düşeni yaptı, sağa-sola savrulmadan, düzen partilerinin kuyruğuna takılmadan doğru olan siyasi hattında yürüdü, Kürt halkının temel haklarını savundu. Partimizden ve arkadaşlarımızın çabasından gurur duyuyorum. Onlara ve bize destek veren, yanımızda yer alan dostlara teşekkür ediyorum.

Kendi kişisel çıkarlarını halkın çıkarlarının önüne koymayan, para ve posta tenezzül edip doğru bildikleri yoldan şaşmayan insanlar başka türlü davranamazlar.

Bundan böyle de bize düşen doğru bildiğimiz bu yolda yürümektir. Eğer bu ülkede köklü bir değişim olacaksa, Kürt halkı özgürleşecekse, Türkiye’ye gerçek anlamda bir demokrasi ve inanç özgürlüğü gelecekse (ki bunlar birbirine bağlı) bu, HAK-PAR’ın programında belirlenen ve cesaretle dile getirdiğimiz istemlerin hayata geçmesi ile olacak.

17 Mayıs 2023

Print