2024-05-20
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Ali Kızılay
 
Pozitif barışa geçişi sağlayacak yapı taşları
2014-09-01 13:02
Ali Kızılay
Sherlock Holmes, aslında hiç yaşamamış. Yazar Sir Arthur Canon Dale, gizemli duruşlu bu karakteri yazarken, efsanevi bir dedektif yaratacağını bilmiyordu. Bu akıl çelen dedektiflik masalı, yazarın iç dünyasının dışa yansıması varsayıladursun, ittihat ve terakki aklının biçimlendirdiği ve öyküsü Sherlock Holmes’in yaratılışını çağrıştıran Kürt siyaset etiğinin kendisi için biçilen senaryonun orjinalını aşıp Kürtleri hallederek bu kadar küçümseyeceğini, ulusalcı-şöven elitizmin bakış açısına uygun yaban göreceğini o şahane akıl dahi öngörmemiş.

Öyle ki vicdan tartar hassas terazi ibresinin ne kadar işlevsiz kaldığının en çarpıcı örneği, hemen yanı başımızda, kendini Kürtlerin başına gönderilmiş Allah’ın belası sayan Işid (Daiş) denilen beynelmilel çetelerin, Kürtlere dayattığı kırım karşısında iktidar oldukları yerelin olanaklarını mazlum soydaşlarına açmak ve hayatlarına tanıklık yapmak yerine, herşeyi güllük gülistanlık göstermeleri, kendi rant ilişkilerine uygun olarak da kitleleri özellikle Berzani’ye, peşmergeye karşı düzeysiz durumlara sürüklerken bu savaşın, Selahattin-i Eyyubi Kürdi’nin, Kürtleri ayrımsamadan yaşamsal hiçbir değere layık görmedikleri gibi islam olmaya da layık görmeyen Mısır’ Fatimileri ile Suriye’de Buveyn oğulları ittifakına karşı mücadelenin tekerrürü olduğu bilinmesine rağmen, tavırların elbette izahi olmalı. Hatta su altından saman yürütürcesine türevlerinin zümrevi bileşenlerini siyasetin merkezine oturtarak başta hukuk ve demokrasi istenci olmak üzere pozitif alanları işlevsizleştirmelerin de izahı olmalı. Ancak izahı hayli zor olan, aynı alanda yaşam bulan ve tansiyonu hayli yüksek görünmesine rağmen, bu mantığa negatif siyasetin, bir türlü kitlelerin nabzını tutacak doktrin geliştiremeyişidir.

Kürtlerin kanatları ve iman tahtası üstüne inşa edilmiş siyaset etiğinin, sadece siyaset ve servet arasında koşturmaların adının demokratikleşme mi oligarşik tehdit mi olduğunun anlaşılmadığı günümüzde, insanlara her türlü kötülüğü yapanlar artık karanlıkta gezinmeye gerek görmüyorlar. Kurtlar, kuzu postuna bürünmeye tenezzül bile etmiyorlar. Yıkım, yağma ve kırım yıllarının mağduru aileler ise barınaklarında tehdit altında yaşamaya devam ediyor. Sessiz, kimsesiz. Buna karşın siyasi tacirlik anlayışının karmaşık gücü sayesinde toplumsal eşitsizlik ve hukuksuzluğun çığ gibi büyüdüğü uygulamalar, başına demokratik gibi albenili sözcukler kodurulmuş objelerle örtülmekle kalınmıyor, gariplikler garipki nasıl garip sembolleri ikonlaştırılıyor. Böylece siyaset ve servet bileşkesi matematiksel hesaplarla taşındıkları ortamı, sadece kendilerine özgü alanlara çevirmeyi başarıyor. Oysa demokrasi sözcüğü yamalandırılan her doktrinin demokrasi olmadığı algısı için eğitici olmak yerine, bu açlar ve acılar coğrafyasında gençlikte gelişen lüks hayat özentisine paralel olarak yaşam bulan sorumlu yaşamdan soyutlanış ve iş alanlarının olmayışından kaynaklı bunalım, dilencilik, kapkaç, hırsızlık ve ahlaki çöküntüyü derinleştirmektedir. Bugün Kürt coğrafyasında uyuşturucu, alkollü içki kullanım yaşı onbire düşmüş. Aileler paramparça ve dağılıyor. Kürt gençliği yönetim kademelerinin varsayılan hoşgörüsüyle alt kültüre dönüşümü yaşıyor. İnsani ve ahlaki değerler erozyona uğrarken, esrik gençliğin hükümranlık alanların sigortası ve siyasi hükümranlığa hayranlık duyulması sağlanıyor. Buna rağmen evinden dışarıya çıkan insanların yüzlerine yansıyan güvensiz, endişeli hareler öfkeye dönüşüp birilerin hizmet alanlarının içine ediyormuş gibi okkalı tükürük olup kaldırımlara, beton alanlara, toz-toprağa çakılıyor. Milyonlarca tüberküloz bakterilerini ortalığa saçtığını bilerek veya bilmeden…

Bu yazılanlar, sadece teori geliştirmek olarak sayılmamalı. Ciddiye alınmalı.

Kürtlerin bozulmuş kimyası bu hale getirilmiş iken, rasyonel mantık barındırmayan travmalı ortamda seçilmişlerin, mimiklerinden sırıtan Kürt karşıtlığına rağmen, muhalif Kürt siyaseti kısır bir döngüde debelenmek yerine, süreci ileri boyutlara taşıyarak vizyon geliştirip başta onyedi bin failleri aramızda cinayetlerin mağdurları olmak üzere, yaşamları paramparça edilmiş insanlarla, kayıplarının akibetini öğrenmeye çalışan anne baba ve çocuklarla adalet istenci dünyayı sallaması gerektiği süreçte, ittihat ve terakki mantığının, geniş toprak işgalcisi ergenekon-feodalizm ortaklığına bağışladığı vicdan yitimine bel bel bakması, aile bireylerini tetikçi koruculuğa kurban vermiş binlerce ailenin hergün içten içe öldüğü, bu yaklaşımın, avın avcıya teslim edilme kolaylaştığı olduğu düşünülmüyor. Gerçi olaylara biraz balkondan bakılırsa şayet, Kürt siyaset cephesinin içinde sanki ruhani ama korkulur (cin çarpmasını andırır) başka hiyerarşik ilişkiler ağı gelişmiş gibi unutun tehditleri karşısında devletin kurumları kendi güvenliklerini tehdit altında sayıp nasıl sarsıldığını, AKP’nin ergenekona karşı güçsüz kalış nedenlerini, dünün zalimleri bugünün mazlumlarını oynayarak belki de oryantal siyasetin inayetiyle devleti de hükümeti de tehdit ederken nasıl bir gücü arkalarına aldıkları, bu ürkütücü ruhani güçün her kesimi hala korkutabildiği rahatlıkla görülebilir.

Ruhani gücün verdiği güvenle yer ve zamana göre masumların kanını tahvile çeviren ve siyaset cephesinin en sağlam ayağı feodal ardılların da ahlaki ve insani değerlere tecavüz mantığı karşısında, failleri meçhule terkedilen binlerce masum insan bir kez daha ölürken, geride bıraktıklarını hergün öldürüyor. Kirlilikleri fırsata çevirme ustası ardılların edep perdesi o kadar yırtılmış o kadar arsızlaşmış ki kalite yoksunluğu, masumların katlini ince geometriksel hesapla ihtiyaca göre kimi zaman nesnel varsayılan devlete, kimi zaman dağa yüklerken, kendi bataklıklarında çırpındıklarını görmedikleri halde çoğu alınlarını seccadeden kaldırmıyor. Böylece çalınan hayatları kendileri için seçilmiş kurban sayıp itibarsızlaştırarak inanç faktörünü araç yapmakla travmaların boyutunu bireysellikten toplumsallığa taşımaktalar.

Suçluyu suçlu saymak yerine suçluyu ödüllendirici ideolojik körlüğün bir hülle partisine dönüşüp Kürt potansiyeli cumhuriyetin varisi Kemalist potada eritme hazırlığı, kendisinin de aynı ekolün eğitimli ayağı olarak ne Kürtlerin ne Türklerin doğal yaşamına uyum sağlamak niyetinde olmadığını gösteriyor. Nitekim konjoktör Erdoğan’a bir misyon yüklerken Kürtler hakkında söyleyecek sözü olmayan bu ekol, ergenekon soruşturmasının kirli ucu Kürt ergenekonunu da işaret edebilir telaşı ve panikle ‘Ya Erdoğan başarırsa, ’korkusu Erdoğan fobisini yaratmış, anti Erdoğan cephesinde aktör olmak amacıyla ittihat ve terakkinin Kürt coğrafyasında alt yapısını oluşturacak jön Türklerden esintili, boyunlarında puşiyle rol kesip poz verme sevdalısı kabadayı mı kabadayı lafazanları ithal ederken, diğer yandan hegemonik alan üstünlükleri adına her kirliliği, vebali mübah sayan maşallah deneyimli kart adresleri piyasaya sürmeleri, insanlığa karşı işlenmiş suçları yüksek dozda ütopik varsaymalarla‘çok bilen’fetişizmine sarılmaları boşuna değil. Bu salvoların çok bileni günah keçisi sayması bile kimseyi düşündürmüyor.

Demekki hangi kanatta olursa olsun muhalif siyaset paylaşımcı, hukuki denge sağlayıcı olmak yerine, yenik ama birbirine karşı haşin, bilgiç, kimi şefleri de çelmeci efendiler topluluğu olmaya devam ettikçe köy yakmalar, failleri kollanan cinayetler, yağma-talan ve göçertilmelerle yaratılmış sosyolojik bozulma daha derinleşecek. Muhalefet, bu açlar ve acılar coğrafyasında çoğunluğun hayatına tanıklık yapmak yerine bazı şablonların, klişelerin arkasına sığınıp elde kılıç hayaletlerle savaşma kolaylığına sarıldıkça ve siyaset boşluk kaldırmadığına göre hakim siyaset cephesi, galip azınlığın mağlup çoğunluk üzerine, ’bükemediğin eli öpeceksin, ’ misali tapınılası fetişist tahakküm olarak Kürtlerin vazgeçilmezi olmaya devam edecek, barış denilen ihtiyaç da yukarıdakilerin aşağıdakiler üzerine imtiyazı şeklinde kurgulanacaktır. Unutulmasın ki en önemli kıstas da sandıktır. Sandıkta ortaya çıkan yüzde, kabul görülüp görülmemenin ölçüsüdür.

Yaşananlara rağmen bu süreçte kürtlerin, toplumu çaresizliğe alıştırıcı boş salvolarla süslenmiş fetişizme karşı ilk faili belli tablodan hareketle adalet istencinin yankısı dünyayı sallamalı. Kaldı ki faili meçhuller arşivi açılmaya zorlanmakla dağ da bırakılmak istenilen töhmet altında kalmaktan kurtulur. Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun, adaletin ADALET olduğu toplumlarda pozitif barışa geçişi sağlayacak ilk yapı taşı adalettir. Adaletsizliğin haksızlara imtiyaz sayıldığı toplumlarda pozitif barışa ulaşılmaz.

Emekli Öğretmen-YAZAR

Print