|
Umur Talu |
|
|
|
|
|
|
|
Bir küçücük Katarcık, içi dolu kuşkucuk!
|
2014-09-26 11:25
|
Umur Talu
|
|
23 Eylül 2014 Salı, 00:40:40Güncelleme: 09:04:07
Türkiye’nin kara defterleri, kara kutuları, karanlık dehlizleri zaten çok da…
İleride ortaya çıkmak için içi içini yiyen bir tanesi de S. Arabistan ve Katar mevzuları olacak.
En azından Mısır darbesine kadar S. Arabistan’ın nasıl bir etkide bulunduğu mesela.
Gerçek Katarlı nüfusu 270 bin oyan bir Saray devletinin, Katar’ın, ihtiraslı, arsız Batı siyasi ve iktisadi seçkinleri gibi, Türkiye’de de neleri, kimlerle nasıl etkilediği.
*** Küçücük bir devletin dünyayı nasıl satın alabildiği herhalde son yılların en çarpıcı hikayelerinden olmalı.
İngiltere’de arazi, gökdelenler, gayrimenkuller, büyük mağazalar, kulüpler ve anormal fonlar sahibi…
Fransa’da eski cumhurbaşkanının boşanma parasını bile ödeyecek kadar kanka; sadece Paris St. Germain’in değil Paris’te çok sayıda gayrimenkulün ve nüfuz kanallarının da patronu…
Sarkozy-Platini vesaire zincirleri üzerinden Dünya Kupası organizasyonu almış...
Batı’nın her köşesinde mal, mülk, fon ve etkili şahıs yöneten bir küçücük fıçıcık!
*** Muhtemelen şu sıra Libya petrollerini de ona hakim görünen grupları da yönetiyor.
Ve özellikle Suriye (ile Irak’ta), Işid de dahil, silahlı ve şiddetli grupların finansmanından sorumlu tutuluyor.
Bizim açımızdan asıl ilginç ve önemli karanlık, Katar’ın Türkiye ilişkileri ve nüfuz etkisi.
Çünkü bu nüfuz etkisi, sadece ideolojik, dini, mezhepsel değil; Katar’ın alıştığı ve yatkın olduğu biçimde, “fonlama” üzerinden olmalı.
***
Türkiye’ye giren Katar sermayesinin hangi açık veya bulaşık işlere uzandığı…
Önceki Fransa Cumhurbaşkanı’nın boşanması için bir kalemde 3 milyon avroluk tazminatı ödeyebilenlerin, kimlerin düğün derneklerine de muhabbet gösterdiği…
Katar parasının, başka ülkelere, bu arada başka ülkelerdeki savaş, iç savaş ve örgütlere gidip gitmediği, hangi kanallara aktığı…
Silaha dönüşüp dönüşmediği…
Bir noktadan sonra, özellikle Mısır ekseninde, Katar ile diğer Körfez ülkeleri arasında ortaya çıkan çelişki ve gerilimlerin Türkiye’de “muhafazakâr koalisyonun paralel gidişatı” üzerinde de ayrıştırıcı, çatışmacı bir etkisinin bulunup bulunmadığı…
Katar’ın bedelli nüfuzunun Türkiye’de büyümesinin, bir zamana kadar özellikle ABD tarafından desteklenip desteklenmediği…
“Katar’ın lejyonerleri” haline gelenler olup olmadığı…
Türkiye’nin bir dönem Mısır, S. Arabistan ve Katar ile kurduğu askeri işbirliklerinin içeriği ve hedefleri…
Türkiye ve Katar arasındaki her bir mutabakat konusunun içeriği; bunların ne kadarının resmiyete döküldüğü…
Türkiye’nin sadece nüfuz etkisi altında kalan bir ülke ve devlet olmaktan öte; Katar’ı, Katar parasını, Katar’ın Libya, Irak, Suriye ve Afrika’nın çeşitli ülkelerindeki örgütlerle ilişkisini kendisi için de nüfuz imkânı olarak görüp görmediği…
Şahsen kimlerin, Katar sermayesiyle işbirliği yahut onlar tarafından teşvikle Türkiye’de iş yaptığı, Türkiye adına iş yaptığı, Türkiye’ye bir işler yaptığı…
Ve Katar’ın, Batı ile Körfez tarafından sıkıştırıldığı şu günlerde, Türkiye’nin kankalığının akıbeti…
Katar katar sorularla...
Hakikatin kötü huyu, ortaya çıkma, ebediyen saklı kalmama inat ve ısrarı bir gün tecelli ettiğinde, yakın tarihin nasıl yazılacağı…
Hepsi hepsi bekliyor.
Gazetecileri, itirafçıları, araştırmacıları, siyasetçileri, vicdanları, hukukçuları, herkesin soru, sorgu ve kuşkularını.
***
Çalıştırdığı veya orada iş yapan 1.5 milyon yabancı dışında kendi öz nüfusu 270 bin kişi olan bir emirliğin para gücü, milyonlarca insanın kaderini nasıl etkiledi…
Nasıl oldu da bu kadar etkileyebildi…
Dünyada ve ille de burada!
Çünkü küçücük bir fıçıcıksan, bu kadar etkiyi ancak sabırla, sponsor olarak, besleyerek, satın alarak yaparsın!
--------------------------------------------
Habertürk-23 Eylül
|
|
|
|
|
|
|