2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
 
Herkese bir yeşil top
2020-07-02 15:52


Sosyal medyada başıboşluk var mı? Maalesef doğası gereği var. Birbirinden çirkin mesajlar, iftiralar, hakaretler bu mecralarda kolayca ve hiç kimseden korkmadan paylaşılabiliyor
. Bu ciddi bir problem mi? Evet, çok ciddi bir problem.
Ancak sosyal medyayı denetim altına almaktan, hatta kapatmaktan söz etmek bu çağın realitesini göz ardı etmek demek.
Bahsettiğimiz sorunlar Türkiye’ye özgü değil, bunlardan mustarip olan yegâne millet de biz değiliz. Bütün dünya artık bu yeni realiteyle birlikte yaşama zorunluğu üzerine kafa yoruyor. Çin ve Kuzey Kore gibi ülkeler bazı radikal “çözüm” yolları geliştirmiş olsalar da bunların dünyanın geri kalanında uygulanma şansı bulunmuyor. Facebook’u, Twitter’ı, hatta Whatsapp’i yasaklamak olacak iş değil. Çünkü Türkiye o aşamayı çoktan geçti.
Peki bu mecraların kötüye kullanımının bir çözümü var mı? Olumsuzlukları tamamen ortadan kaldırmak elbette mümkün değil ama kötü örneklerin adeta salgın hızıyla yayılmasının önüne geçilebilir. Saldırgan dilin standart ifade aracı haline gelmesi engellenebilir.
Yargı ve idare bu sahada yapılan yanlışları tarafsız bir şekilde ele alabilirlerse, daha da önemlisi siyaset sözkonusu çirkin dili özendirmekten kaçınırsa ve sosyal medyayı saldırı silahı olarak kullanmaktan imtina ederse sorun büyük ölçüde çözüme kavuşturulabilir.
Gelgelelim iktidar bu konuyu ülkenin ortak sorunu olarak ele alıp Türk toplumunu ciddi bir dertten kurtarma arayışı içinde görünmüyor. Aksine, kendisine yönelik eleştirilerin susturulması ve muhalefetin sesinin kısılması vizyonuyla hareket ediyor.
***
Geçtiğimiz yıllarda konvansiyonel medyada gerçekleştirdiği “tekseslileştirme” uygulamasını sosyal medyaya da taşımanın yollarını arıyor. Ne var ki -konvansiyonel medyada uyguladığı modelin faydasını görüp görmediği konusu bir yana- bu yöntemin sosyal medyada geçerli olabileceğini düşünmesi tamamen hayalcilik.
Türkiye’deki gazetelerin ve TV kanallarının büyük bölümü iktidarın kontrolü altında. Muhalif siyasetçiler bu yüzden alternatif iletişim kanallarına yönelmiş durumdalar. Son zamanlarda özellikle YouTube üzerinden gerçekleşen bazı yayınlar büyük ilgi gördü.
Öte yanda, milyarlarca lira yatırımla kurulmuş olan TV kanalları “tek sesli yayıncılık” yapmak durumunda oldukları için büyük ölçüde işlevsizleştiler. Bunun üzerine iktidar artık pek işe yaramadığı görülen konvansiyonel medya yerine sosyal medyayı kullanmaya ağırlık vermesi gerektiğini düşündü.
Sosyal medyadaki gücünü konsolide etmek ve galiba bunları tek merkezden yönetebilmek için -bir çeşit üniforma gibi- yeşil top işaretini taşıyan yerli ve “milli hesaplar” harekete geçirildi.
Ancak bu girişim iktidar cephesine ekstra bir güç kazandırmadığı gibi mevcut siyasetin ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı dilini kullanan yeşil toplu hesaplar küfür, hakaret ve saldırganlıkla toplumdaki iktidar partisine yönelik tepkileri konsolide etmiş oldular. Bu arada, muhtemelen bunların tek merkezden yönetilmesi konusunda da parti içi rekabete dayalı bazı ihtilaflar baş gösterdi. Neticede bu girişimden vaz geçildi.
***
Twitter’daki bu maceradan sonra sıra YouTube’a geldi. Bu mecrada özellikle son zamanlarda muhalif siyasetçilerin seslerini duyuran ve toplumdan büyük ilgi gören bazı yayınlar rahatsızlığa yol açtı. Bunlara ilişkin olarak “Böyle kalkıp Youtube’larda topladığınız belli adımlarla netice almanız mümkün değil” diye konuşan Erdoğan geçtiğimiz günlerde ise kendisi bir YouTube yayını yaptı. Ancak arzu edilmeyen bir tablo çıktı bu yayından. Muhalif liderlere gösterilen ilgi Erdoğan’dan esirgendi. Bu da gayet normaldi aslında. Çünkü konvansiyonel medyayı neredeyse tek başına dolduran Cumhurbaşkanı’nın ne söyleyeceği hiç kimse için merak konusu değil. Ayrıca sözkonusu yayının “dislike” rekoru kırması da çok olağanüstü bir olay sayılmaz. Çünkü özellikle gençlerin tepkilerini duyurabilecekleri fazla kanal kalmadı ortada.
Ancak bütün bu gerekçelere rağmen bahsi geçen YouTube yayınının yine de bir öfke ve kırgınlık doğurduğu anlaşılıyor. Sosyal medyaya düzen getireceğiz gibi sözleri bu çerçevede anlamak lazım herhalde. Yoksa bu mecraları denetim altına alabileceklerini düşünüyor olamazlar. Bu saatten sonra hepimize birer “yeşil top” verecek halleri yok.
.
-----------------------------------------------------------
Karar- 2 Temmuz 2020
Print