2024-10-22
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
 
HAK-PAR 6 ŞUBAT 2023 DE MERKEZ ÜSSÜ MARAŞ PAZARCIK VE ELBİSTAN DEPREMLERİ ÖN RAPORU
2023-02-16 17:01


6 Şubat 2023 Pazartesi günü, ülkenin 10 ili ile Suriye’de pek çok yerleşim yerini etkileyen depremler meydana geldi.

İlk deprem saat 04.17’ de gerçekleşti.

Bu deprem 7.7 şiddetindeydi ve merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ilçesi idi.

Bu depremi Saat 13.24’ te 7.6 büyüklüğünde, merkez üssü Maraş’ın Elbistan ilçesi olan ikinci bir deprem izledi.

Her iki depremi de, bazıları 6 nın üstünde olmak üzere, yüzlerce artçı deprem takip etti. Bölgede artçı sarsıntılar halen devam etmekte.

Sözkonusu depremler Maraş, Antep, Urfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde ağır hasarlara yol açtı.14 Şubat 2023 itibariyle resmi açıklamalara göre 35 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi; 105 binin üzerinde yaralı var. Binlerce bina ya tümden yıkılmış, veya ağır hasar almıştır.

Deprem Suriye’de de pek çok yerleşim yerinde ağır hasarlara ve binlerce can kaybına neden oldu.

Ölü ve yaralı sayısının çok daha yüksek rakamlara ulaşacağı tahmin edilmektedir.

DEPREM Ve HAK-PAR

Hak ve Özgürlükler Partisi deprem haberinin duyulması üzerine, Genel merkezde bir kriz masası oluşturarak depremin etkilediği il ve ilçelerle irtibata geçmiş, parti teşkilatına akan bilgilere göre yapılacak yardım çalışmalarını kooridine etmeye başlamıştır.

Başta Özgürlük Yolu Vakfı , KOMKAR ve Kürt Kav olmak üzere tüm dost sivil toplum örgütleriyle diyalog ve karşılıklı yardımlaşma içinde olmaya özen gösterilmiştir.

Genel Başkan Düzgün Kaplan başkanlığında bir heyet oluşturularak, depremin etkilediği tüm illerde incelemeler yapılmıştır.

Depremin yol açtığı yıkımları bizzat yerinde tespit eden heyetlerimiz, başta kurtarma çalışmaları olmak üzere depremzedelere yapılan yardımları yerinde incelemeye, eksiklikleri tespit ederek gerek resmi makamları, gerekse sivil inisiyatifleri çözüm üretmeye teşvik etmiştir.

Bu amaçla tüm yerel teşkilatlar ve HAK-PAR kadroları da harekete geçirilmiştir.

HAK-PAR heyeti ve kadroları özellikle Adana, Osmaniye, Antep/Islahiye, Urfa, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya, Maraş ve Elazığ bölgelerinde depremzedelerle buluşmuş, diğer bölgelerde de yerel teşkilatları eliyle ve olanakları ölçüsünde yardım ulaştırmış veya kişisel/kurumsal yardımların ulaşmasını koordine etmiştir.

Hem Diyarbakır, Adana gibi illerde, depremin etkisinin görece zayıf olduğu mahallelerde oturan arkadaşlarımız, hem de deprem bölgesi dışında kalan güvenli illerdeki tüm arkadaşlarımız evlerini, iş yerlerini depremzedelerin kullanımına açmıştır.

Bu dayanışma çabasında özellikle Diyarbakır, Ankara, Konya, Antalya ve İstanbul’daki HAK-PAR kadroları öncü bir rol oynamışlardır.

Adana, Diyarbakır, İstanbul, Ankara, Mersin, Van , İzmir, Konya, Antalya başta olmak üzere tüm illerdeki HAK-PAR üyeleri deprem mağdurlarının barınma, giyim, gıda, sıcak yemek vs. ihtiyaçlarını karşılamak için seferber oldular.

Tüm partili arkadaşlar depremden etkilenmeyen güvenli illere ulaşan mağdurlara da yardım için ciddi çaba gösterdiler.

Yine yurtdışındaki arkadaşlarımız HAK-PAR Dayanışma Derneği ve KOMKAR gibi güçlü sivil toplum örgütleriyle birlikte büyük bir mali kampanya gerçekleştirdiler. Deprem mağdurlarına uşaltırılmak üzere gıda ve giyim eşyası başta olmak üzere çok sayıda materyali içeren yardımlar gönderdiler.

Çok kısıtlı imkanlara ragmen Parti teşkilatımızın, kadrolarımızın, dost kurumlarla birlikte depremzedelere yardım için gösterdiği çaba, dayanışma taktire değerdir. Ve bundan sonraki süreçtede devam edecektir.

Öte yandan Güney Kürdistan Federe Bölgesi başkanı sayın Neçirvan Barzani ve heyeti ile, Barzani Yardım Vakfı’nın depremden etkilenen yerlere yardım için seferber olmasından, araç, gıda, ambulans başta olmak üzere hayati önemdeki yardım malzemelerini il il dolaşarak mağdurlara ulaştırma çabası içinde olmalarından hem büyük bir memnuniyet hem de gurur duyduğumuzu belirtmek gerekir.

Adıyaman İl başkanımızı maalesef depremde yitiridik.

HAK-PAR Adıyaman il Başkanımız Mustafa Ertürk, depremde hayatını kaybetti.

Ertürk’ün vefatı deprem dolayısıyla içinde bulunduğumuz derin üzüntüyü kat be kat arttırdı.

Genel başkan Düzgün Kaplan, Başkanlık kurulu üyesi Mahsun Çelebi, PM üyeleri Mustafa Aytaş, Behçet Tektekin, Hanifi Eren ile partililerden oluşan bir heyet Mustafa Ertürk’ün kabrini ziyaret etti, Ailesine taziyelerini sundu. Yaralı oğlunu hastahanede ziyaret etti. Acil ihtiyaçlarını karşılamak için gayret içinde oldu.

TESPİTLER

6 Şubat 2023 Pazartesi günü meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerden önce Türkiye’de çok sayıda deprem olduğu bilinmektedir.

Son 30 yıla bakıldığında; 1992 Erzincan da, 1995 te Dinar’da, 1998 de Ceyhan’da, 1999 da Gölcük, 1999 da Düzce, 2002 de Afyon, 2003 te Bingöl, 2010 da Elazığ, 2011 de Van, 2020 de Elazığ ve İzmir’de depremler meydana gelmişti.

Sözkonusu bu depremlerde de çok sayıda insan yaşamını yitirmiş, depremlerin vurduğu yerler, yerle bir olmuş, ağır tahribatlar yaşanmıştı.

Son 30 yılın deneyimi, idareciler için bir alarm olmadı.

Bu son yıkıcı deprem, idarecilerin, depreme karşı çok daha ciddi önlemler alma konusunda harekete geçmek yerine, tam bir vurdum duymazlık içinde olduklarını gösterdi.

Mevcut yıkımı bir kaç mütahite fatura etmek, başını kuma gömmek olacaktır.

Türkiye’de hem merkezi yönetimler, hem de yerel yönetimler sorumluluklarını kabul etmeli ve sonuçlarıyla açıkça yüzleşmelidir.

6 Şubat 2023 te meydana gelen deprem bilim insanlarının çok önceden haritaladığı, neredeyse tüm ayrıntılarıyla fayların yerlerini ve üretecekleri depremleri gösterdikleri alanlarda meydana geldi.

Yani sürpriz bir depremle karşı karşıya değiliz.

Elbette dayanıksız binaları yapan mütahitler sorumludur. Ancak, aktif fay hatları üzerinde çok katlı binalar yapılmasına onay veren, gerekli denetlemeleri yapmayan tüm merkezi ve yerel yöneticiler de en az onlar kadar sorumludur.

Türkiye’de şehirlerin planlanlamasında tam anlamıyla yüksek rant kaygısının egemen olması, bugün ki ağır bilançonun da doğmasına neden olmuşur.

Fay hatlarında ve verimli tarım arazileri üzerinde kurulan şehirlerde gerekli bilmisel çalışmalar yapılmadığı, veya yapılan çalışmaların dikkate alınmadığı ortaya çıkmıştır.

Fay hatlarında, ana kayanın çok derinlerde olduğu, zayıf zemin koşullarında 10/15 katlı binalar inşa etmek, bu tür binalaşmayı ‘moderleşme’ adına teşvik etmek ve deprem açısından denetlememek, ağır hasarların nedeni olmuştur.

Yıkılan veya ağır hasar alan binaların çoğu, 2000 yılından önce yapılan binalar olsada, önemli bir kısmının da 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren deprem yönetmeliğinin çıktığı tarihten sonra inşa edilen binalar olduğu tespit edilmiştir. Bu durum hem malzeme zaafiyetine işaret etmekte, hem de gerekli nitelikli denetimlerin yapılmadığının açıkca göstermektedir.

Türkiye deprem ve doğal afetlerin sıklıkla görüldüğü bir ülkedir.

Merkezi ve yerel iktidarların öncelikli görevi, çağdaş bir afet yönetimi mekanizması oluşturmak olmalıdır.

Afet yönetimi afet sırasında ve özelliklede afet gerçekleşmeden önce yapılacakları da kapsar.

Risk alanlarının tespiti, bu alanlarda olası zararların önceden alınacak tedbirlerle en aza indirgenmesini, yani ciddi bir ön hazırlığı gerektirir.

Maraş Pazarcık ve Elbistan merkezli bu deprem de gösterdi ki afet öncesi yapılması gerekli çalışmalar savsaklanmış, sadece arama kurtarma faaliyetlerinin organizasyonu ile yetinilmiştir.

Depremin sadece bir ilde ve kısıtlı bir alanda değilde, 10 il gibi geniş bir coğrafyayı etkilemesi ve on bini aşkın binanın yerle bir olması, arama kurtarma faaliyetlerinde de büyük yetersizliği gözler önüne sermiştir.

Uluslararası büyük desteğe rağmen, Türkiye’de arama kurtarma faaliyetleri daha çok büyük kent merkezlerinde çok katlı binaların bulunduğu alanlarda yoğunlaşmış, ilçeler ve köyler, kaderine terk edilmiştir.

Depremin vurduğu illerin bazılarında hava alanının tahrip olması veya kara yollarının da pek çok yerde kullanılamaz hale gelmesi, yardım araçlarının ulaşımını geciktirmiştir.

Yine yardımların sadece devlet kurumları üzerinden yapılmaya zorlanması, ilk günlerde özellikle bazı il, ilçe ve köylere yardım ulaşımını engellemiştir.

Fakat daha sonra bu durum fiilen aşılmış, halkın, sivil toplum örgütlerinin fedakarca seferber olmaları sonucunda, hemen hemen her yere yardım ulaştırışmaya başlanmıştır.

Sonuç Olarak

Bu deprem de gösterdi ki aşırı merkezileşmiş idari sistem hantaldır ve sorunların çözümü konusunda yetersizdir.

Türkiyenin federal tarzda yeniden yapılanarak, güçlü yerel yönetimlere yani ademi merkeziyetçi yapıya kavuşması, bu türden afetler karşısında bölge sorunlarına daha gerçekçi, hızlı müdahale edilmesine imkan verecektir.

Türkiye Kürt karşıtı politikaları sürdürmek için militarist çarka büyük bütçeler harcamak yerine, bu kaynakları kentlerin yeniden inşasına veya rehabilite edilmesine harcamalıdır.

6 Şubat Pazarcık ve Elbistan depremleri zayıf zemin yapısına sahip bölgelerde meydana gelmiştir.Bu bölgelerde deprem riski ön görülerek binalar özel mühendislik hizmetleri alınarak yapılması gerekirken bu kural gözardı edilmiştir.

Hiç olmazsa bundan sonra yapı üretim süreci tüm aşamalarında ciddiyetle ve bilimsel gerçekliğe uygun olarak ele alınmalıdır.

Deprem öncesi alınması gereken önlemlerin yapılmaması bir yana, deprem gerçekeleştikten sonra da arama kurtarma çalışmaları için organize olmakta çok geç kalınmış, tüm dünyadan akan arama kurtarma ekipleri büyük kentlerde ve kısıtlı bölgelerde yoğunlaşmış, çalışmalar yetersiz kadro ve ekipmanla yürütülmüştür.

Günlerce arama kurtarma ekiplerine ulaşamayan depremzedelerin çırpınışları içler acısıdır.

Bu durum arama kurtarma ekiplerinin koordinasyondaki eksiklikleri göstermektedir.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen, depremin duyulmasının hemen ardından sivil alanda meydana gelen yüksek dayanışma çabası taktire şayandır.

Tüm sivil toplum örgütlerinin, yüksek bir performansla ve hızlıca organize olarak deprem bölgelerine yardım yetiştirme yarışında olmaları, örgütlü toplumun gücünü de göstermesi açısından dikkate değerdir.

Tüm toplum yardım için seferber olmuşken, hazırlanan yardım araçlarının koordinasyonunda rol alan resmi kurumların ciddi eksikliklerin öne çıktığı gözlemlenmiştir.

Devlet yardımları ihtiyaç duyulan bölgelere zamanında ulaştırmada yetersiz kalmıştır.

Barınma ve gıda konusunda ciddi insani krizler yaşanmıştır.

Yeni felaketlerin önüne geçmenin veya etkilerin minimum seviyeye çekmenin yolu, hem merkezi yönetimin, hem de yerel yönetimlerin sorumluluklarını kabul etmesi ve sonuçlarıyla açıkça yüzleşmesi ile mümkündür.

Büyük depremler üretecek fay hatları üzerindeki Türkiye hem idari yapısını revize etmeli, yerel yönetimleri güçlendirmeli, hem de mevcut depremlerden dersler çıkararak yapılaşmalarda ‘Rant’ı değil yaşamı önceleyen, bilimsel verilere uygun politikalar üretmelidir.

15. 12. 2023

Hak ve Özgürlükler Partisi
HAK-PAR Genel Merkezi
Print