| |
|
Musul harekatı başlarken
|
|
2016-10-16 11:23
|
|
Arif Sevinç
|
|
|
Musul operasyonu ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından başlatılmış bulunuyor.
Şimdilik havadan bombardımanlar ve top atışlarıyla kara harekâtı için zemin yumuşatılıyor.
İŞİD’ ten 2014 haziranından bu yana birinci derecede önemli dayanağı olan Musul’un bir an önce alınması bölgede kurulacak yeni düzen içinde önemlidir.
ABD de iktidarda olan demokratlar, seçimlerde ellerini güçlendirmek için İŞİD terör örgütüne karşı kazanılmış bir zafere ihtiyacı olmalı ki Musul operasyonu için henüz pürüzler giderilmeden başlamış oldu.
Sorun Musul’u almak değil, Musul’a hangi kara güçlerinin gireceği ve alındıktan sonra nelerin yaşanacağı, kimlerin elinde kalacağıdır.
İran, kontrol ettiği Irak Merkezi Hükümeti ile bölgede nüfusunu arttırmakta, Şii yerel güçler ile PKK’nın de aralarında olduğu kimi Kürt gruplarını yönlendirmektedir.
Musul’a da ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin desteği ile sadece bu güçlerin girmesini istemektedir.
Türkiye ise İran’ın bu hamlesinden şiddetle rahatsız ve kimi Türkmen gruplar ile Sünni aşiretlerin bir kısmına dayanarak, bölgede bulunan askeri varlığı ile Musul operasyonuna katılmak istemektedir.
İran Şiileri, Türkiye Sünnileri yanına alarak bölgede karşı karşıya gelmektedir.
Güney Kürdistan Hükümeti de bu operasyonda önemli aktörlerden biridir.
Peşmerge gücü ile geçmişte Irak Merkezi Hükümetinin, 2014 ten beri de İŞİD terör örgütünün işgali altındaki Kürdistan topraklarını almak ve İŞİD’i Musul dâhil bölgeden süpürmek istemektedir.
Çok yerinde bir kararla, ağır kayıplara neden olacağı ortada olan kent merkezine girmek, ağır kayıplar verip, “Kerbela’nın intikamını alma” yeminleri eden Şii milislerin muhtemel katliamlarının ortağı olmak yerine, Musul çevresindeki Kürt topraklarını almak ve oralarda kalmayı planlamaktadır.
Sonuç olarak İŞİD terör örgütüne karşı sadece havadan saldırılarla yürütülen etkisiz mücadele yerine, ilk kez somut, sonuçları itibariyle etkili bir operasyon yapılmaktadır.
Irak petrol kaynakları açısından tüm dünya açısından birinci derecede önemli stratejik bir ülke.
Irak üç ana unsurun yaşadı bir ülke. Şiiler, Sünniler ve Kürtler
Petrol kaynakları da neredeyse bu üç kesime adil bir şekilde dağıtılmış gibi.
Şiiler için Basra, Suniler için Musul, Kürtler için ise Kerkük petrol kaynakları…
Irak 1. Dünya Savaşı sonrası zoraki oluşturulan bir devlet.
Bu devlet yapılanması büyük zengin doğal kaynaklarına rağmen yoksulluk ve acı üreten bir devlet oldu.
İç karışıklıklar, isyanlar, başkaldırılarla, zulüm ve katliamlarla bu güne dek geldi.
Bu gün Irak’ta yaşanan acılar ve yıkımın boyutları o kadar büyük ki Sünnilerin, Şiilerin ve Kürtlerin yeniden bir arada yaşamaları mümkün görünmüyor.
Zorlamanın da bir anlamı yok.
Irak’ta barış, huzur ve kalkınma ancak bu kesimlerin üç ayrı devlet olarak yeniden yapılanmasıyla mümkün olacaktır.
Aksi halde hem bölgesel hem de küresel barışı kırılgan hale getiren sorun kaynaklarından bir olan Irak’ta bu kanlı, yoksulluk, acı ve terör yaratan kaos da dış müdahaleler de hep olacaktır.
|
|
|
|
|
|