PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
Kar, bahar ve Newroz üzerine…

Kemal Burkay

Sevgili okurlar, ”Bir Hastane Yazısı” adlı, üç hafta kadar önce çıkan yazımda hastane anılarımı anlatmıştım.(*)  Ben hastanedeyken yağan kar bir hafta içinde eridi. Ama ardından yeni ve daha bol bir kar geldi. Böylece hevesim kursağımda kalmadı, Stokholm’de karlı manzaraları bol bol seyrettim. Ama Newroz’a doğru havalar birkaç derece ısındı, şöyle sıfırın üstünde üçe-beşe çıktı. Karlar eridi ve kuytularda ilk çiçekler açacak gibi oldu. Sanki Newroz’un bir bahar bayramı gibi kutlanmasına fırsat vermek ister gibi… Biz de artık bahar geliyor diye keyiflendik ve bayramımızı böyle bir ortamda kutladık.

Ne var ki bunca yıl burada yaşayan biri olarak Stokholm’e baharın öyle erken gelmeyeceğini, mart’ın, hatta nisan ayının sürprizlerle dolu olduğunu bilirim. Nitekim bayramın hemen ardından, dün bir kar daha geldi ve her yanı örttü. Ağaçlar, dallarında donmuş karlarla kocaman kristal avizelere dönüştüler. Bu kar ne zaman eriyecek ve Nisan’da neler olacak bilemem… Yani buranın havası biraz bizim ülkenin politik ortamına benziyor. Hani demokrasi geldi geliyor derken umutlar boşa çıkar ve özlemler hep başka bahara kalır ya…

Birkaç yıl önce yazdığım bir şiirimde şöyle diyordum:

Karbeyaz erik çiçekleriyle gelir
Kuzeyde bahar
Bir de bakarsın kar basmış
Ayır ayırabilirsen artık
Hangisi erik çiçeği, hangisi kar.

Eriklerin çiçek açmasına daha epey var. Bu ülkede bahar geldi demek için de henüz erken. Ama bahar nasıl olsa bu kuzey ülkesine de gelecek. Nisan sonu ve mayısta Stokholm baharın o güzelim renkleriyle donanacak. Ama bizim ülkemize özgürlük ve barış denen şeyin ne zaman geleceğinden o kadar emin değiliz. Herhalde bir gün o da gelir, biz görmesek de torunlarımız görür…

                      *   *   *

Bu yıl Newroz hem yurt içinde hem de yurt dışında sanki her yıldan daha fazla bir coşkuyla kutlandı, ya da bana öyle geldi. Televizyonlar, Kürt siteleri Newroz görüntülerinden çiçek açmış gibi oldular.

Bunun bir nedeni bu yıl ülkemizin kuzey parçasında ve bir bütün olarak Türkiye’de bir değişim havasının hissedilir olmasıdır. Medyada geçmişte söylenmeyen, söylenemeyen pek çok şey söyleniyor. Yasalar pek değişmese de sözün, düşüncenin önündeki engeller aşılıyor. Toplum, ayağına vurulu prangalardan kurtulmak, demokrasi, bu anlamda değişim istiyor.

Ergenekon davası bu yolda önemli bir adım. Ülkenin hukuk sistemi pek yaralı, yıpranmış ve güven verici olmasa da, ülkenin tarihinde belki ilk kez, nice provokasyon ve cinayetle toplumsal hayatı cehenneme çeviren bir yapının üzerine gidiliyor, şimdiye kadar dokunulmaz bilinenlere dokunuluyor. Bu dava nereye kadar gider, neyle sonuçlanır, bu adamlar hak ettikleri cezalara çarpılırlar mı, ülke özlediğimiz biçimde temizlenir mi? Şimdiden kesin bir şey diyemeyiz. Ama bu kadarı bile önemlidir ve bu kirli çark bakımından artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

TRT-Şeş’in açılmış olması Kürt politikası bakımından ilk kez ciddi, önemli bir değişime işaret ediyor. Bunun ardından başka ciddi adımlar gelir mi, gelirse ne hızla gelir, şimdiden kestirmek güç. Ülkenin dümeni değişimde çıkarı olan bilinçli, örgütlü kitlelerin elinde olmadıkça değişimin kaplumbağa adımlarıyla olması doğal. Ama bu kadarı bile insanlara umut veriyor. Son dönemde Kürt politikasında değişimin sinyalleri duyuluyor. Bunun hızlanması hem Kürt halkının örgütlü, kitlesel çabalarına, hem de sağlıklı bir politikaya bağlı.

                      *    *    *

Newrozdan söz etmişken, bu yılki Newroz kutlamalarına bakarak başka diyeceklerim de vardı. Newrozun geleneksel anlamından uzun boylu söz edecek değilim. Bunu, yani onun bahar bayramı, doğanın uyanışı, yenilenme, ”yeni gün” olarak anlamını artık okurlarımız duya duya kanıksadılar. Bu anlamıyla Newroz geçmişten beri İran’da ve Ortadoğu’nun diğer bazı ülkelerinde kutlanan bir bayram. Ama Kürtler için onun bir başka anlamı var. Kürt halkı, özellikle son 30-40 yıl içinde onu özgürlük tutkusuyla birleştirdi, bir direniş gününe, özgürlük sembolüne dönüştürdü. Böylece hem Newroz kutlama geleneği Kürtler arasında canlandı, kitleselleşti, hem de her yıl nerdeyse bütün bir mart ayı Newroz coşkusuna sahne oldu.

Bu bakımdan 1970’li yıllarla bugün arasında bile büyük fark var. Newroz’un Kuzey Kürtleri arasında bu anlamıyla ve bir salon toplantısı biçiminde ilk kutlanışı 1977 yılında İstanbul ve Ankara DHKD’lerinin bir etkinliğiyle başladı.

İlk kez İstanbul DHKD Newroz’u ve Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü’nü birlikte kutlamak için 20 Mart 1977’de bir gece düzenledi. Bu şenliğe 1500 kişilik bir kitle katıldı. Bunun hemen ardından Ankara DHKD, İlerici Gençler Derneği (İGD) ve Sosyalist Gençler Birliği (SGB) birlikte, aynı amaçla 24 martta ortaklaşa bir gece düzenlediler. Ama her üç dernek de bunun hazırlığı içindeyken Ankara Valiliği tarafından üç ay süreyle kapatıldılar. Bunun üzerine ayrı bir komite oluşturularak söz konusu gece Makina Mühendisleri Odası’nın salonunda gerçekleştirildi. Bu gecede oynamak için gençler, benden Newroz’un anlamına uygun bir piyes sordular. Böyle bir piyes yoktu. Bunun üzerine oturup iki gün içinde Kürtçe ve Türkçe dillerinde, ”Dawiya Dehak” (Dehak’ın Sonu) adlı manzum piyesi yazıp kendilerine verdim. Bu oyun ilk kez söz konusu gecede, DHKD’li gençler tarafından temsil edildi.

Bunlar Kuzey Kürtleri bakımından yurt içinde ilk adımlardı ve onu izleyen yıllarda newroz şenlikleri hem metropol kentlerde, hem Kürdistan’da yaygınlaştı ve 1 Mayıs gibi, rejimin yüreğine korku salan bir eyleme dönüştü. Rejim yıllarca Newroz’u önlemek için her çabaya başvurduktan, nice kan döktükten sonra, bunun işe yaramadığını anlayınca yöntem değiştirdi. Bu kez onu Ergenekon efsanesine bağlayıp bir Türk bayramına çevirmeye, içeriğini boşaltmaya, dejenere etmeye çalıştı.

Hani tek partili dönemde Ankara Valisi Nevzat Tandoğan, ”Bu memlekete komünizm gelecekse onu da biz getiririz,” demişti ya, onun gibi… ”Newroz kutlanacaksa onu da biz kutlarız,” demekti bu. Bu çabalar günümüzde de devam ediyor…

Ne var ki bu tür oyunlar da para etmiyor. Tüm olup bitenler Kürt halkının özgürlük mücadelesinin Newroz bakımından da sistemin engellerini aştığını, kitlelere mal olduğunu gösteriyor.

Son yıllarda Newroz’la ilgili göze çarpan bir başka önemli gelişme ise, onun aynı zamanda uluslararası planda tanınması ve dayanışmaya yol açmasıdır. Kürtler yıllardır bulundukları Avurupa ülkelerinde, Amerika’da, Avustralya’da, Rusya’da ve başka ülkelerde Newroz’u kitlesel olarak kutluyorlar. Diğer Kürt kurumlarının yanı sıra, özellikle KOMKAR’ın, bu bakımdan, 30 yılı aşkın süredir oynadığı rolden de söz etmeliyim. Böylece söz konusu ülkelerin kamuoyu Newroz’la, bir bütün olarak Kürt kültürüyle tanışıyor. Devlet adamları ve politikacılar, bu amaçla düzenlenen etkinliklere katılıyor ve Kürt halkına destek veriyorlar. Bu yıl İsveç’te Kürt Federasyonu’nun düzenlediği Newroz’a hemen tüm siyasi partilerin liderleri katılıp mesajlarıyla destek verdiler. İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt Nawroz nedeniyle bir mesaj yayınladı. ABD Başkanı Obama’nın Newroz’la ilgili mesaj vermesi ise, bir başka ilkti.

Böylece Kürt halkı Newrozu canlandırmakla, kitlesel ve coşkuyla kutlanan bir bayrama dönüştürmekle kalmadı, aynı zamanda onu uluslararasılaştırdı. Bu da yıllar içinde edinilen önemli kazanımlardan biridir.

Sevgili okurlar, bu vesileyle hepinizin, tüm dost ve arkadaşlarımın Newroz bayramını kutlarım. Yeni yılın size mutluluk, ülkemize barış ve özgürlük getirmesini dilerim.

-------------------------------------------

(*) Bu yazıdan sonra da birçok dostum, arkadaşım yurt içinden ve dışından beni telefon ve e-mail yoluyla aradı, geçmiş olsun dediler. Mektuplara tek tek cevap veremedim. Hepsine bir kez daha teşekkür ederim.

Yazarın önceki yazılarından:

DTP sorumluları bu işlere ne der?
Bir hastane yazısı
Yerel Seçimler Üzerine
“Ergenekon”un kısa bir tarihçesi
İşte buna şaşıyorum!
Ergenekon üstüne titreyenler...
Bu telaş neyin nesi?
Onlar yalnız Ermenilerin değil, kendi halklarının da düşmanı
Din-siyaset ilişkileri
Ergenekon ve 33 asker
Din üzerine bir sohbet
Takke düştü, kel göründü
Türkiye sorunlarını neden çözemiyor?
Bezele de Dağlıca gibi bir provokasyon
Ergenekon ve Sol
Pirçandî û Pirsa Kurd
İçe kapanma olayı ya da kaplumbağa politikası
Kürtçe ve Türkçe yazma üzerine
Cambaza mı bakalım, hırsıza mı?
Komplolar, cinayetler, provokasyonlar… ”Devlet sırları!”
Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon ve Dağlıca
”Bilgi Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın Hoca’nın genellemeleri…
Bu nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP değişimin partisi değil
Eski film yeniden gösterimde mi?
Kedinin boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım tepki göstermek istemiyor
Sadun Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban ve laiklik üzerine
Ergenekon ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma son verirken…
Hrant Dink’i anarken
AKP sistemle kaynaşırken..
Sekiz asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih, akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin temsil sorunu
Sabah’taki söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen taktikler
DTP’ye yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil kim?.
PKK’nın silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla nereye?..
Nasıl bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir genel af  ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin temel yanlışı ne?
Yedi kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi Kürtlere yapılan saldırı
Türk Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22 Temmuz Seçimleri üzerine
Orman yangınları kimin işi?
Dink Davası ve Sivas
Bir mum yakmaya devam…
Kuzeyde bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe ayağa düştü
Darbe planı işlemekte
Barzani “PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet gerçekleri halka anlatmalı
Sayın Sezer, nereden nereye!
Son terör eylemlerinin ardında kimlerin eli  var?
Sistem ne laik ne demokrat
“Dil Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk Tarih Tezi” komedisi
Paşalar Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt Dili nasıl kurtulur?
Türk medyası ya da Yalancı Çoban
General, istifa et!
Heyy, orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim olursa olsun!
“Bu ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman, 301’i değiştirmeyin!
Yanlışta direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın oyları” ve çıkar yol
Türkiye batağa nasıl saplandı..
Kerkük Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek katil kim?
Ankara Konferansı üzerine
AB’ye sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı mı, blöf mü?
Saddam cezasını buldu
Çıkara dayalı yanlış hesaplar
AB’nin son kararı üzerine
Baker Raporu ölü mü doğdu?
PKK neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik ve Irak’ta çözüm
Bir kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime direnen Türkiye
Sel, yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan, zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir şarkı, bir şiir
Fransız Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En büyük devletsiz ulus..
Oyunu gerçek sanmak-2
Oyunu gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar kirli savaşı sorgulamalı
Linç salgını yayılırken…
Lübnan’dan uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar Savaşı mı?
Türkiye’nin Kerkük Sorunu!
Halkı yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun yıkımına kim ağlar?
Terör ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık mı, sanık mı?.
Şemdin’in yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı olmasın?..
Çetelerle mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi esir alan ahtapot...
Sular ısınırken...
”Sanki herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu bir darbe değil mi?
Terör ne, terörizm ne?
TBMM Başkanı Arınç’ın kunuşması ve demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı, tutku ve akıl...
Derin devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç ve Ceza
Yine bir şeyler dönüyor…
Sistem çürümüş, dökülüyor
Irak’ta iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey olanlar..
ŞOVENİZMİN ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At izi it izine karışırken..
HAMAS ve PKK…

Sağduyu ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?

Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 

 
 
PSK Bulten © 2009